Biraz ‘ÖZLÜ’ Biraz BENBir röportajında neden yazılır sorusuna şöyle cevap veriyor Tezel Özlü;
‘’ Dünya acılı olduğu için yazılır . Duygular taştığı için yazılır. İnsanın kendi zavallılığından sıyrılması çok güç bir işlemdir. Ama insan bu, bir kez bu zavallılıktan kurtulmayı görsün, o zaman yaşamı kendi egemenliği altına alabilir. İşte böylesi bir egemenliği bir iki kişiye daha anlatmak için yazılır ya da kendi kendine kanıtlamak için. Çünkü insanın kişisel özgürlüğü, kendi dünyasına egemen olmasıyla başlar. Dünyasına egemen olan insan, acıları çoşkuya,bunalımı yaratmaya, sevgisizliği sürekli aşka dönüşterebilir. Ben dünyama egemen olabilmeyi edebiyatla öğrendim. ‘’
Ne kadar etkileyici öyle değil mi? Kendini çok iyi ifade edebilen bir yazar Tezel Özlü. Eserini okuduğunuz andan itibaren kurduğu cümlelerden bunu hemen anlayabiliyorsunuz. Onun eserlerinde toplum kurallarına başkaldıran, kadın duyarlılığını öne çıkaran bir ses vardır. Eserlerini okuduğunuz da üzerinizden kolay kolay atamayacağınız izler bırakır. Bu nedenle ilk yazımı Tezer ÖZLÜ hakkında yazmak istedim. Çünkü yazar gibi bende duygularımı ifade etmek için yazıyorum. Düşündüklerimi daha kalıcı hale getirmek ve kendi dünyama egemen olmak için yazıyorum .
*
Tezer Özlü‘yü daha iyi anlayabilme şansını ise Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabı ile elde ettim, daha önce onun hiçbir kitabını okumamıştım. Bu kitabı okuduğunuz an herkesin içinde yaşadığı yalnızlık, bunalım ve varoluşa dair sorular yüzümüze bir tokat gibi çarpıyor. Sorgulama hissi ile doluyorsunuz. Kitap size kalabalık dünyada ne kadar yalnız olduğunuzu hatırlatıyor. Baskılar, isteğe göre gitmeyen hayatlar, toplumun bize dayattığı zorbalıklar… Kitapta bu konular yazarın çıplak gerçekçiliği ile anlatılıyor. Sevdiğim başka bir şey de yazarın hem çocuk hem yetişkin halini onun gözünden yaşamamız. Özellikle yazarın hastane de geçirdiği günleri anlattığı ve elektro şok verilirken hissettiği duyguları yazarla birlikte yaşayarak hatta onun için üzülerek okuyor ve ancak bu kadar iyi anlatabilirdi diyorsunuz.
Kitabın bir başka bir özelliği de okurken her cümlenin her paragrafın altını çizme gerekliliği .Çünkü okuduğunuz her cümle çok farklı anlamlara gelebiliyor. Sizlere kitap içinden birkaç örnek vermek istiyorum fakat bunları ifade ederken zorluk çektiğimi de belirtmeliyim. Kitap tümü ile okunduğunda çok daha anlamlı bir halde çünkü.
“Yaşam, şimdi ancak kavranılması ve anlaşılması gereken; oysa yaşanması, gerçeğine inilmesi ilerideki yıllara atılan bir yabancı öğe gibi önümüze getirilmiş. Coğrafya derslerine getirilen yerküre gibi. Kimse yaşadığımız mevsimin, günlerin ve gecelerin yaşamın kendisi olduğundan söz etmiyor. Her an belirtilen bir öğretiye, bizler de hazırlanıyoruz. Neye?’’
Bu paragrafı okuduğunuzda hayat üzerine düşünmeye başlıyorsunuz. Çünkü hayatın sıradanlığı, bizim hayat için hiçbir şey yapmayışımız, hayatı makineye bağlı bir döngü şeklinde devam etmemiz ve bizlerin bundan şikayetçi olmaması, hayata şekil veremeyişimiz… Tezer Özlü’nün kitapları en çok da bunları hissettiriyor. Ya da başka bir paragrafında;
”Neden dost olmadan, erkek-kadın, karı-koca olmaya çabalıyoruz? Bizim insanlarımızın insan sevmesi, insan okşaması, çocukluktan engelleniyor. Saptırılıyor, çarpıtılıyor.”
derken sevmenin bile ayıp olduğu, bir kadın ve erkeğin sadece karı koca olabileceği, dost olmadan birbirimizi belli görevler yüklenmiş iki insan olarak görmemizden yakınmasını çok anlamlı buldum çünkü yaşadığımız toplumda bir kadın ve erkeğin asla arkadaş olamayacağına o kadar inandırılmışız ki.
Ya da başka bir satırında ”Bazı kitaplar, gerçek yaşamdan daha duyarlı, daha büyük boyutlara götürüyor ” derken bende aynı şeyi bu eseri için düşündüm. Kitap sizi oldukça etkileyebiliyor. Bitirdiğimde yalnız kalmak, hayat üzerine düşünmek istediğim zamanlar bile oldu. Çünkü kitaptaki duygular oldukça gerçekti. Ölüm ve yaşam arasındaki o duyguları çok iyi hissettiriyordu. Ve içindekiler oldukça hayattandı. Benzer şeyler düşündüğümüz hayatımızdan.
Kitapta kendimizden, hayattan, yaşadıklarımız veya yaşanmışlıklardan ziyade Tezer Özlü’yü de buluyoruz. Kitap kesinlikle Tezer Özlü’nün hayatına da çok iyi ışık tutuyordu. Eğer sizde Tezer Özlü’yü daha önce hiç okumadıysanız ve okumayı düşünüyorsanız kesinlikle Çoçukluğun Soğuk Geceleri ‘ni okumanızı tavsiye ederim. Yazarın dünyaya karşı bakış açısını ve ruh halini oldukça iyi anlayabiliyor ve yazarı daha iyi tanıma şansını buluyorsunuz.
SARIÇİZMELİMEHMETAGA