24 Haziran İstanbul Forumları

Abbasağa parkı, Cihangir parkı, Yoğurtçu parkı gibi tüm park forumlarına ait faaliyet kayıtlarını, bilgileri ve fikir önerileri burada paylaşabiliriz

24 Haziran İstanbul Forumları

Mesajgönderen eskimo » 30 Haz 2013 15:43

facebook
twitter
gplus

İstanbullular, her akşam olduğu gibi dün akşamda(24 Haziran) parklarda forumlarda bir araya geldi. Forumlarda Ethem Sarısülük’ü vuran polisin serbest bırakılması ve operasyonlarla halkı sindirilmesine karşı mücadele vurgusu öne çıktı. Forumlar kendi demokratik mekanizmalarını oluşturulmaya devam etti

Sarıyer Büyükdere Forumu Notlar/Kararlar

23.06.2013 tarihli forumda alınan karar üzerine 17.00’da parka masa açılarak, etrafa 3. Köprü, hukuki destek ve daha önce alınan kararlara dair kartonlar hazırlanarak asıldı. Bir duvar gazetesi asılarak bugüne ait duyurular yazıldı. Yine alınan kararlar uyarınca masa genişletilerek buraya küçük çapta bir kütüphane ve dayanışma mutfağı açıldı. Dayanışma masasına haklarınız broşürü ve barınma hakkı gazetesi koyuldu.

19.30’da yaz okulu gönüllüleriyle toplantı yapıldı.
20.30’da “Durma Eylemi” gerçekleştirildi. Bugünkü durma eyleminde duran insanlar özellikle Ethem Sarısülük’ün katili polisin “meşru müdafaa” sebebiyle salıverilmesini protesto eden dövizler ile durdular.
21.15’te Ekümenopolis:Ucu olmayan şehir isimli film gösterildi ve ardından kısa bir forum gerçekleştirilerek 26.06.2013 tarihli forumda tartışılmak üzere öneriler alındı.

Öneriler:
Belgrad Ormanları’nda son bir aydır 200 ayrı noktada 5’er kişilik ekiplerle ağaç kesme faaliyetlerinin başladığına vurgu yapılarak, Tayyip Erdoğan’ın Büyükşehir Belediye Başkanı iken söylediği “3. Köprü cinayettir” sözünün gerçekleştiğini bu ağaç kıyımlarına devam edildiği takdirde solunacak oksijen kalmayacağı belirtildi. Sarıyer halkına bu gerçeği göstermek amacıyla Belgrad Ormanı’na bir araştırma ve gözlem gezisi ve ormanları savunmak amacıyla bir etkinlik yapılması,
Orman mühendislerinin verilerine dayanılarak her insanın yıl içerisinde kullandığı kağıt, kalem ve ambalajlarla 7 ağaç tükettiğini buna dikkat çekmek ve tükettiğimiz ağaçlara karşılık her yıl 7 ağaç dikme etkinliği,
Gezi Parkı’na ve özelde Büyükdere Forumu’nun yapıldığı parka ölen arkadaşlarımız anısına küçük anıtlar planlanması,
Üniversiteler arası bir öğrenci dayanışması kurulması önerildi.

Kararlar:

Ethem Sarısülük’ün katili polisin serbest bırakılmasını protesto etmek üzere bir eylem planı çıkarılması, Taksim Dayanışması çağrısıyla yapılacak bir eylem olursa kitlesel katılınması ve polis memuru A.Ş. hakkında şikayet dilekçesi verilmesi,

25.06.2013 tarihinde Yeniköy Villa Park’ta gerçekleşecek olan Yeniköy Dayanışması Forumu’na kitlesel katılınması kararları alındı.
Duyurular:

Taksim Dayanışması’nın Taksim Projesi’ni içeren imar planının iptali için açılan duruşma 26 Haziran 2013 Çarşamba günü saat 10.00’da gerçekleştirilecek.
30.06.2013 Cumartesi günü 17.00’de Taksim’de LGBT onur yürüyüşü gerçekleştirilecektir.
AİHM İç Tüzüğü’nün Geçici Önlemlerle İlgili 39. maddesi çerçevesinde başvuru yapmak için 500 bireysel şikayet belgesi toplayacak. İHD’nin beklediği 500 bireysel başvuru henüz 200’deymiş. Fiziki ve manevi zarar gören herkesin başvuruda bulunması gerekiyor.
Forumları gerçekleştirdiğimiz parka ismini veren Çelik Gülersoy’un 10. Ölüm yıldönümü anma etkinliği 06.07.2013 Cumartesi günü Demirciköy Köy Mezarlığı’nda gerçekleştirilecek.

Avcılar 2 Temmuz Parkı Forumu Notlar/Kararlar

Avcılar Yeşilkent Mahallesi 2 Temmuz Parkı’nda “Her yer Taksim, her yer direniş” şiarıyla gençlik olarak düzenlediğimiz etkinlikte yapılan konuşmalar ve kararlar;

31 Mayıs’ta başlayan sürecin nedenleri ve bu tarihten sonra neler oldu kısaca moderatör tarafından sunum yapıldı.

Söz katılımcılarda;

“diğer yerlerde ki forumlara katıldım, orada konuşma önceliği pozitif ayrımcılık ilkelerine göre yapılmakta. Ayrıca onaylama, reddetme, konuşmayı uzatma bitirme gibi tepkilerimizi el işaretleri ile yapabiliriz. Burada da yapılmasını öneriyorum”
“Sivas Katliamının 20. Yıldönümündeyiz. Katledenler hala bu ülkeyi yönetmekte. Taksim direnişi ile en geniş kesimler ile hesap soruyoruz.”
“Ben Sultangazi’de oturuyorum. Misafir geldim bugün. Benim kızım 10 yaşındayken kot pantolon giydiği için linç edilmeye çalışıldık, çarşaflı, sakallı kişilerce. Bizi Laz bir kadın kurtardı. Gençlerimiz bu zulmü yenekcek, direnişi bırakmasınlar. Yenecek bir dilim ekmeğim varsa paylaşmaya hazırım. Yeterki mücadeleyi bırakmasınlar.”
“20 yıla yakın Yeşilkent’te oturuyorum. 80 öncesi gençliğiyiz. Mücadeleyi hiç bırakmadım. Geçtiğimiz yıl bu forumu düzenleyen arkadaşlarla tanıştık. Mahallemizde yıllardır çözülemeyen cemevi sorununa öncülük ettiler ve hep birlikte cemevini kazandık. Buna benzer birçok şeyler yaptılar. Şimdi önümüzdeki dönemlerde kentsel dönüşüm de mahallemizin gündemi olacak. Bunları da konuşmak çözüm üretmemiz gerekiyor”
“Geziyle ilgili bir anımı paylaşmak istiyorum. Ben ilk paylaşmayı dayanışmayı mahallemizde etkinlikleri organize eden mahalle gençliğimizde gördüm ve çok etkilendim. Gezi’ye müdahale olduğunda da kendimle muhasebe yaptım. Ben orada olmalımıyım diye. Hemen mahalle gençliğinden arkadaşı aradım. Taksimde yaşanılanları ve herkesin katılması gerektiğini söyledi. Bende direnişe gücüm oranınca katıldım. Geziye gittiğimde bağlaması olan arkadaştan aldım ve çevremizi saran kalabalıkla türküler söylemeye başladık. En ilginci de doğaçlama türkülerin sözlerini değiştirirken herkesin biliyormuşcasına eşlik etmesiydi. Paylaşımın dayanışmanın gücü empatiye de yansıdı”
“Gezi de yapılan bir araştırmaya göre direnişe katılanların %50 den fazlası kadınlarmış. AKP kadınların bedenine karışarak kaç çocuk doğuracağına, kürtaj yapma hakkına müdahale etti. Kürtaj yasasını gündeme soktuklarında binlerce kadın hemen sokağa çıktı. Taksim direnişinde de kadınlar en önde yer aldılar. Mahallemiz de de kadınlar daha fazla söz almalılar.”
“Taksim’de olaylar olurken evde TV den izliyordum. Kendimi tutamadım gidecem dedim, hanım engel olmaya çalıştı. Çocuklar ayağıma sarılıp gitme baba diye ağladılar. O an gidemedim. Ama sonraki günlerde gittim. Hayatımda hiç gaz yememiştim. İlk gazda çok etkilendim. Hiç tanımadığım insanlar hemen yardımcı olmaya çalıştılar. Ellerindekileri paylaşıyorlardı. Yiyeceklerini, içeceklerini hiç çekinmeden paylaşıyorlardı. Çok etkilendim”
“Cihangir’de bir çatışmada 17 yaşlarında bir kadın arkadaşla tanıştım. Orada bulunma sebebini sordum. Dedi ki “Başbakan ofisinde cam kenarında otururken yoldan geçen mini etekli kadınları görünce “bunlara neden müdahale edemiyoruz” dediğinde çok öfkelendim. Sen kim oluyorsun da insanların yaşam biçimlerine karışıyorsun. Bunun için buradayım” beni inanılmaz etkilemiştir bu neden. Bende başka nedenlerle bu mücadelenin içerisindeyim.
“Bugün kötü bir olay yaşadık. Ankara’da Polis kurşunuyla ölen Ethem Sarısülük’ün katili “Meşru Müdafa” denilerek serbest bırakıldı. Hangi katilimiz bu güne kadar ceza aldı, yargılandı.”
“Taksim’e yapılan müdahalelerde bazı işyerleri kapılarını bizlere açtılar. Burger king gibi yerler içeride bulunan insanları dışarı çıkarıp kapıları kapattılar. Boykotlar örgütlemeli, destek veren işyerlerini desteklemeli oralardan alışveriş yapmalıyız.”
“Parkımızda forumları devamlı yapmamız gerekiyor. Mahallemizde 40 a yakın yöre derneği var ve sessizler. Mutlaka katılmalılar”
Forum’un Devamlılığı katılımcıların onayına sunuldu. Daha güçlü katılım çağrısı ile öneri kabul edildi.
Forumda yapılan tartışmalar ışıklandırma sorunundan kaynaklı tutulan notlar (25 Haziran Salı) 2. Forumda açıklanacak.

Forumu bitirilme ve devam ettirme katılımcılara sunuldu. 22:30 da bitirilme kararı alındı.

Forum bitiminde “Her yer Taksim, her yer direniş”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları ile son buldu.

Ardıçlı Yeşilkent Mallahe Gençliği

Son olarak
Bu gece bizim için çok güzel bir geceydi. Dün söz veren herkes sözünü tuttu. Çaylarımız, böreğimiz, gitarımız vardı. Sayımız yirminin üzerindeydi. Bu gün ilk defa katılanlar “aslında biz daha kalabalık bekliyorduk deyince” ilk günden beri orada olan 4-5 kişi göz göze gelip tatlı tatlı tebessüm ettik. İlk gün aynı parkın içinde bekleşip birbirini tanımadığı için buluşamayan 4-5 kişiden sonra bu gün geldiğimiz noktanın bizde yarattığı heyecan tarifsiz. Değil mi ki bu hale geldik demek ki daha güzel günler de bizi kapıda bekliyor. İki güzel şarkı söyleyip büyük umutlar ve huzurlu bir gülümsemeyle dağıldık.
Özgürleşen tüm parklara Eyüp’ten selam olsun.

Cennet Mahallesi Forumu Notlar/Kararlar

Forum katılımcılarından yaklaşık 20 kişilik bir grup Cennet Mahallesi Hürriyet Caddesi Akbank önünden sloganlar eşliğinde yürüyerek forumların düzenli olarak yapılacağı Şenol Ergün Parkına geldi. Yürüyüşte Ethem Sarısülük de anılarak, atılan sloganlara, öldüren polisin serbest kalmasıyla ilgili kınama sloganları da eklendi. Forum 35 kişilik bir katılımla gerçekleştirildi.

24 Haziran Forum programı
1. Yeni katılımcılara dünkü forumda konuşulanlar hakkında bilgi verilmesi.
2. Yeni katılımcıların gezi direnişiyle ilgili deneyimlerinin dinlenmesi.
3. Direniş ve seyri hakkında genel düşünce ve öneriler.
4. Cennet Mahallesinde yapılabilecekler hakkında öneriler.
5. Bir sonraki toplantı hakkında karar almak.

1. Yeni katılımcılara dünkü forumda konuşulanlar hakkında bilgi verilmesi
Katılımcıların gezi direnişiyle ilgili deneyimlerinin konuşulduğu, hem kendi mahallemizde hem de genel anlamda direnişe nasıl ivme kazandırılabileceği ve mahalle forumuna katılımın arttırılabilmesi açısından yapılabileceklerin tartışıldığı, koordinasyon için mahalle ve sosyal medya iletişim sorumlularının seçilip park ihtiyaçlarının tartışıldığı aktarıldı.

2. Yeni katılımcıların gezi direnişiyle ilgili deneyimlerinin dinlenmesi

Gezi parkındaki alkol tüketimiyle ilgili görüşler yer aldı. Bununla ilgili çeşitli fikirler:
- 12 Eylül öncesi devrimciler kendilerini disipline etmişlerdi. Sigara, alkol, vs. gibi lükse harcanacak paraları devrim harcamalarına aktarmaktaydı. Ben bu katı disiplinden gelmeme rağmen, kendini sırf orada “özgür” hissettiği için orada içmeyi tercih edenlerin olması ve kimsenin kimseyi rahatsız etmemiş olması Gezi güzelliklerinden biri olarak düşünmeme neden oldu. 1.Mayıs 1976 ‘da Tarlabaşı’ndan Taksim’e yürürken seks işçileri pencerelerden sarkarak yürüyüşçülere kaçak sigaralar atmışlardı. Bunun gibi; içtiler ama nerede içtikleri, nereyi tercih ettikleri önemliydi.
- “Şerefine Tayyip” denilerek aslında yasaklara karşı olmak üzere bir tavır sergilendi. Bu kendi içinde haklıydı ama içki içmek ille de özgürlük olmayacağı gibi, içmemek de ahlâkçılık değildir. ”Gevşemeyin, Ankara’da yaralılar var” anonsları dengeleri kuruyor, ortalığı çözüme kavuşturuyordu.
- Kurulan küçük dünyada alkole de hoş görülü olmayı öğrendik. İyi ki, insanlar için kesin kararlar alınmadı. Çok içenleri, içmeyen gönüllüler taşıdı. Bu dayanışma bile bize dersler vermiştir.
- İçebiliriz sorun değil ama saldırılar nedeniyle kan verme gerekirse diye içmiyoruz denilmesi de içkinin azalmasında etkili olmuştur.
Çoğulcu demokrasi örneğinin Gezi Parkı’nda gerçekleştirildi ortak fikrine dair park yaşamından örnekler anlatıldı.

3. Direniş ve seyri hakkında genel düşünce ve öneriler

- Başbakanın söylemleriyle de dışımızda sayılan bir çevre var. Onları aşağılamamak, bilinçlendirmeye çalışmak lazım. Onurlu insanın neden AKPli olamayacağı onlara anlatılmalı.
- Bilinçli tüketiciler olup ihtiyaç dışı alışverişi bırakmalı, boykot edilmesi gerekenleri iyi belirleyip bu konuda dirençli olmalıyız.
- Taraflaştırılan bir süreçteyiz. Kadın ve öğrenci olarak söylüyorum; kendimiz diri durmalıyız. Kırılmaya yakın olanları da dik durdurmalıyız. Kadınlar çevrelerindeki erkekleri küfür dilinde eğitmeli. Herkese kararlılığımızı göstermeliyiz.
- Duran adam eylemi bize soluk kazandırmıştır. Yolumuz uzun, kimseyi kategorize etmeden, RTEnin istediği tavırlara dönüşmesine izin vermeden, hep sakin, soğukkanlı olup atılan her adımı bilerek, bilinçli atmalıyız ve inadı korumalıyız. Bu forumları 79 ildeki ortak noktaya getiremezsek kararlılık da oluşmaz. Biz özgürlüklerimizi ve demokrasi istiyoruz.
- AKP egemen partisidir. Direnişin vicdani boyutu yanında, sınıfsal boyutunu görmek çok önemli. 30 yıl vadeli mevduat hesabının olduğu tek devlet ABD. Bu, planlarını en az 30 yıllık yapması demek. O nedenle 2023 hedef konmuştu. İktidarı değiştirmek için yola çıkıldığından işin ciddiyeti kavranıp son derece bilinçli hareket edilmeli. Forumlar faydası elde edildikten sonra bitecektir. Çok uzun sürmez.
- Parlamenter sistemin çağımızda yeri yoktur. Eğer parlamenterler bizden feyz alırlarsa bu kendi tercihleri olur. Halk örgütlü, çoğulcu demokrasiye geçilecektir. Her şeyin temizini istiyoruz, temiz bilgi, temiz hava, temiz insan, vs. Bugüne, eskinin çöplerinin karıştırmak istemiyoruz. Ayrıştırana değil, “beni sana ne bağlıyor”a bakmalıyız. Doğruya dönmek ve en basit bilgiye inmek zorundayız. Başkasının dayatması olmadan, gerçek peşinde olanların hayata sahip çıkmasıdır bu. Ortak doğrular etrafında gelişmekteyken kendi dinamiklerini de oluşturacaktır.

4. Cennet Mahallesinde yapılabilecekler hakkında öneriler

- Trafiğe kapalı Hürriyet Caddesi iyi değerlendirilmelidir. Bu caddeye afiş, pankart, vs. asılabilir.
- A4 kağıtlarına direniş nedenlerini açıklayıcı yazılar yazılıp dağıtılabilir.
- Mizah olgusu her daim kullanılmalı. Karikatür, fıkra, atasözü, müzik, vs. üretimi devam etmeli.
- Kısa skeç yazılıp caddede sokak tiyatrosu etkinliği düzenlenebilir.
- Haftanın bir günü caddede kültür ve sanat etkinliği düzenlenebilir.
- Film gösterimleri düzenlenebilir.
- Konser verilebilir.
- Sivil inisiyatif kurulabilir.
- Sırf kadınlar ayrı bir toplantı ve etkinlik yapabilir.

5. Bir sonraki toplantı hakkında karar almak.

Bir sonraki toplantının 26 Haziran Çarşamba günü saat 21:00’de yapılması kararlaştırıldı.
Toplantıya konuşulan öneriler doğrultusunda evde hazırlanıp gelinmesi, paylaşılmak istenen fikirlerin kağıda yazılıp kısa notlar halinde okunup üzerinde tartışılması kararlaştırıldı.
Gerçek bilgilere sahip kişilerin, bu bilgilerini katılımcılara aktarmasını sunumlar halinde hazırlaması istenildi.
Bir sonraki toplantıda, öncelik mahalle bazında olmak üzere önerilerin konuşulması ve hayata geçirmek üzere karara bağlanması öngörüldü.

Beykoz Paşabahçe Meydanı Forum Notlar/Kararlar

Paşabahçe Meydan, Diren Beykoz forumu, 24 Haziran Pazartesi gününü güzel bir kalabalıkla karşıladı. Yeni katılımcılar ve dolayısı ile yeni fikir girişleri ile verimli bir gece yaşandı. Dağılmaktan daha çok bir noktada birlikte kalıp yani, Paşabahçe Meydanının forum için resmi bir adres olduğuna hem fikir olup, çoğunlukla beraber, forumların burada devam etmesine karar verildi. Büyük olan Beykoz’da her yere ulaşabilmek için bildiriler ve çıkartmalar hazırlanıp, mahalle, mahalle dağıtılıp, mahalle baskılarını azaltma ve gerekli bilginin dağlımı üzerine çalışma kararı alınan kararlardan bir tanesiydi..
Saygı ve sağduyunun yüksek olduğu ve direnişimizin ne kadar güzel olduğunu bize tekrar hatırlatıp, özgürlüğün çanlarını çalan Paşabahçe Meydan forumundan bu gece alınan notlar;

Taksim Dayanışmasının ana maddelerine bağlı kalınıp, manifesto maddeleri tartışılıp, kararlaştırılması gerektiği belirtildi.

Beykoz muhtarları ile görüşülüp, her mahallede forum yapılması gerektiği görüşü bildirildi.

Gezi sonrası yeni Türkiye’nin geleceğini belirlemek adına görüşmelerimizin, konuşmalarımızın ve tartışmalarımızın önemi sıkça vurgulandı.

Beykoz semtinde yaşanan mahalle baskıları yüzünden meydanlarda kalınması gerektiği, mahalle, mahalle iletişimin baskı korusu altında grubu küçülteceği belirtildi.

Mahallelere bilgi formları dağıtılması gerektiği vurgulandı. Mahalle baskısına karşı bu hareketin yararlı olacağı düşüncesi vurgulandı.

Beykoz’un alan olarak geniş bir ilçe olduğundan ötürü mahalle çalışmalarının şart olduğu belirtildi.

Karagöz Sırtı, Rüzgârlı Bahçe, Şahin Kaya ve Kanlıca’da çalışmalar yürütülmesi fikri önerisi öne sürüldü.

Taksim Dayanışmasının kaybedilen yoldaşlarımızın ve yaralanmış yoldaşlarımızın evlerini ziyaret edilmesi önerisi hatırlatıldı.

Burun Bahçe üzerindeki konuşmanın somut bilgiler toplandıktan sonra konuşulacağı bildirildi.

Çalışma gruplarının meydanda ki topluluğa daha verim kazandıracağı vurgulandı ve grupların her daim yeni katılımcılara açık olduğu belirtildi.

Paşabahçe meydanda yapılan forumun fotoğrafları ve bilgilerinin Aydınlık gazetesi ile paylaşılması önerildi. Medya çalışma grubunun bu konu üzerinde çalışması kararı alındı.

Beykoz Vakfı başkanı Şaban Tören öncelikle meydanlarda kalınmasının sonra istenirse Beykoz Vakfının kullanabileceğini belirterek Beykoz Vakfının kapılarının Diren Beykoz grubuna açık olduğunu belirtti.

Daha büyük bir kitleye ulaşabilmek adına çıkartmalar hazırlanıp esnafa ve etrafa dağıtılması kararı alındı.

İskelelerde, hastanelerde, pazarlarda Diren Beykoz grubu tarafından hazırlanacak bildirilerin dağıtılması kararı alındı.

Yeni bir siyasal parti arayışındansa, var olanların etrafında örgütlenmesi düşüncesi belirtildi.

Kalabalığın ve medyanın ilgisinin zaman içerisinde artacağı görüşü sıkça paylaşıldı.

Paşabahçe meydanda internet ve elektrik olduğu sürece canlı yayın yapabileceğimiz fikri onayla karşılık gördü.

Birleşerek güçlendiğimiz ve güçlü kaldığımız hatırlatılıp, seçim öncesi bağımsız adaylardan daha çok belirli bir partiye odaklanmamız gerektiği vurgulandı. Beklenen yerel seçimlerden önce ani bir genel seçim gelebilme tehlikesi vurgulanıp, örgütlenmemiz gerektiği mesajı verildi.

Gezi öncesi kendimize söylediklerimizle yetindiğimiz ama gezi süreci içerisinde sesimizin dışa dönüp etrafımız tarafından da duyulmaya başladığı görüşü paylaşıldı. “Sözümüzü kendi içimizde söylüyorduk, bugün halk içinde söyleyebiliyoruz”

Forumların bu nedenden ötürü büyük önem taşıdığı tekrar, tekrar dile getirildi.

Hangi partiye oy verildiğinin fazla önemli olmadığının, önemli olanın muhalif olarak iktidara yön vermek olduğu fikri paylaşıldı.

Beykoz’da kültür merkezinin ve askeri kışlanın Üsküdar’dan bir tarikata verildiği bildirilip, İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş’a verilen mekânların Beykoz halkına sorulmadan verilmiş olmasını hatırlatıp, kendisine bir otobüs durağının bile artık halka sorulacaktır söyleminin hatırlatılması gerektiği belirtildi.

Beykoz’un envanterinin/dökümünün çıkartılması çalışmalarının başlaması için bir grup organize etme kararı alındı.

Her siyasi partinin düzen siyaseti partileri ile aynı torbaya konmaması gerektiği ve düzen siyaseti dışında kalan partilerin dost partiler olduğu hatırlatıldı.

Park forumlarının demokrasinin vücudu olduğu ve artık gündemin AKP partisi tarafından değil, halk tarafından şekillendirildiği vurgulandı.

Gezi parkına yakışan tablonun üretkenlikten geldiği vurgulanarak gelecekte yapılacak olan ve bu akşamda temelleri atılmış olan grup çalışmalarının önemine dikkat çekildi.

Burun Bahçe için “Satmak İçin Burnunu Sokma” sloganı teklif edildi.

Her forum için iki görevli seçilmesi ve seçilenlere yerel ve genel olarak iki ayrı görevin vermesi önerisinde bulunuldu. Genel görevlisinin Diren Beykoz forumlarına dış nabzı iletmesi, yerel görevlinsin ise yerel haberler ile yerel nabzı iletmesi fikri verildi.

30 Haziran Pazar günü Burun Bahçe’de piknik arkası forum fikri aynı tarihte Taksim’de yapılacak olan LGBT yürüyüşü adına başka bir tarihe alınması üzerine hem fikir olundu.

Forumlardan önce saat 19.00 ile 21.00 arası Paşabahçe Meydanda çocuklara eğitim atölyeleri kurulması ve gerici eğitim sistemine karşıt bilim ve teknoloji, doğa kanunları gibi derslerin verilmesi kararlaştırıldı.

Forumların sürekliliğini korumak adına her gün yapılması gerektiği görüşü kabul gördü.

Bakırköy Forumu Notlar/Kararlar

· Üzerine görüşülecek gündem maddelerinin okunmasıyla toplantı açıldı.
· Salı günü kabul edildiği taktirde, Alman ekibin forumumuzu ziyaret edip çekim yapmak istediği belirtildi.
· Salı günü için moderatör (Deniz ve Selda), yazman (Eren) ve atölyeler sorumlusu (Elvin ve Fahri) belirlendi. Sosyal medya moderatörü ve logo & tasarım işleri için de yine Fahri gönüllü oldu.
· Ethem Sarısülük’ün katilinin meşru müdafaadan salınmasına ilişkin öneriler alındı.
· Bakırköy meydanda toplanılması, siyah bantlarla ağızların kapatılması şeklinde bir gösteri önerildi
· Kadıköy’de gerçekleştirilen, ceset torbaları içinde insanlar mizanseni önerisi daha önce de üzerinde uzlaşıldığı hatırlatılarak tekrarlandı.
· Gösteriler için basının da hazır bulunması gerektiği belirtilerek, basın ile iletişime geçmek isteyen gönüllülerin olup olmadığı soruldu.
· Sembolik eylemler dışında, katilin serbest bırakılmasını tüm Türkiye çapında gündeme getirecek eylemler önerildi; örneğin, haftasonu tüm forumların meydanlara çıkması gibi..prensip kararı alınıp yapılacak tek bir çağrı ile hep beraber hareket etmemizin ve ortak eylemlere katılmamızın mümkün olduğu belirtildi.
· Çarşamba günü Yenibosna’daki İdare Mahkemesinde gerçekleştirilecek olan, Taksim proje, plan ve inşaatının iptaline yönelik duruşmaya katılabileceğimiz, herhangi bir gösteriyi burada sergileyebileceğimiz teklif edildi. Duruşma saati 10:00 ve herkese açık..
· 350 org’un öncülüğünde eksen değişimi adı altında gerçekleştirilecek olan ve dünyanın birçok ülkesinden aktivistlerin katılım göstereceği yürüyüş etkinliğinin duyurusu yapıldı.
· Tüm Bakırköy sokaklarında kefenlerle dolaşılması, bir tür ruhlar geçidi yaratılması önerildi.
· 5 kaybımız olduğu için, 5 kişilik kefenli grup arkasından yaralıları temsilen yüzlerce kişinin yürümesi teklif edildi. Hatta öldürenleri temsilen de hakim, savcı kostümlü kişilerin de gösteriye dahil edilebileceği belirtildi.
· Diğer forumlarda an itibariyle gösteri yürüyüşlerinin gerçekleştirilmekte olduğu bilgisi geldi.
· Sayımız az olduğu için böyle bir yürüyüş efektif olmaz dendi.
· Ethem için yürüyüşün diğer forumlarla eş zamanlı olarak derhal yapılması önerilerek kabul edildi. Parkta ilgili afişler hazırlandı.
· Ölümlerin tek bir eylemle anılması ve protesto edilmesi yerine 1 haftalık bir eylemsellik sürecinin olması istendi ki böylelikle bu hazin olayların insanların beynine kazınacağı belirtildi.
· Cumartesi günü gerçekleştirilecek tiyatro gösterisi için gönüllülerin toplantı sonu görüşmelerine karar verildi.
· Direnişin başından beri gerilla sanatı (duvar yazıları vs…) içerdiği belirtilerek, Bakırköy’de böyle bir kültür olmasına rağmen henüz sokaklarda konuyla alakalı duvar yazılarına rastlanmadığı ifade edildi. Aramızda grafik tasarımıyla ilgilenen kimselerin Ethem’in ölümüyle ilgili materyal/içerik hazırlayıp Bakırköy’de paylaşabileceği önerisi geldi.
· Buna karşın, duvar yazıları kontrolsüz olarak ilerlerse nahoş görüntüler yaratacağı, bunun kontrolünün sağlanmasının zor olduğu ve halkın tepkisinin çekilebileceği belirtildi.
· Her gün Meydanda buluşup parkımıza yürümek fikri iletildi.
· Pazar günü için şarkı ve dans gösterileri ayarlandığının haberi verildi.
· Kararlaştırılan atölyelere katılımın artması ve işlerin kolay yürümesi için masalar oluşturulması önerildi.
· Ethem’e ilişkin, onun zaten Alevi, Kürt ve Sosyalist olduğu bu nedenle kimliğini inşa eden bu birkaç farklı unsur nedeniyle de hakkının savunulmadığı, bu sonun reva görüldüğü ifade edildi.
· Gösterilerin çarpıcı olması için Çağlayan Adliyesi’nin önünde avukatların katılımıyla yapılabileceği belirtildi.
· Yerelliğimizi korumanın önemi vurgulanırken, parklarla genel olarak koordinasyon içinde ilerlememiz gerektiği, birbirimizden eylemsellik bakımından kopmamamız gerektiği belirtildi.
· Toplu taşıma araçlarında gerçeği yansıtan gazetelerin (yandaş medyadan bahsedilmiyor elbette) bırakılması önerildi, böylelikle herkesin, ana akım medyayı takip edenlerin bile bir şekilde gerçeklerden haberdar olabileceği belirtildi.
· Meydanda bir görüş ve düşünce kumbarası yapılması önerisi geldi.
· Yürüyüş için slogan önerileri alındı.
· Diğer gerçekleşecek yürüyüşlerde her katılımcının temin edeceği beyaz bir beze vs. konuya ilişkin görüş ve hislerini yazması ve bu şekilde yürüyüşün gerçekleşmesi önerildi.
· Yalnızca gençlerle yürümeyeceği, hareketin yaşlıları da içermesi gerektiği, kalabalık olmanın önemi vurgulandı.
· Bir katılımcımız Salı günü parkta sergi açacağının müjdesini verdi; yalnızca ipe ihtiyacı olduğunu belirtti.
· Salı günü seçim barajına dikkat çekmek, her kesimin mecliste temsil edilmediğini vurgulamak ve parkın reklamını yapmak için küçük bir ekip oluşturarak halkla röportaj gerçekleştireceklerini belirtti Deniz ve Gülay Hanım.
· Atölye yapmak isteyenler Elvin’e gitsin duyurusu yapıldı.
· Yürüyüşten sonra foruma devam edildi.
· 2 kişi ölülerin ve kayıpların bildiğimizden çok daha fazla olduğunu söyleyerek, tedirginlik yaratan anılarından bahsetti fakat foruma katılmayıp gittiler.
· Yerel seçimlere ilişkin, AKP’nin seçimlere müdahale ettiği belirtildi.
· Bir katılımcımız tarafından AOÇ, Galataport, 3. Köprü ve 3. Havaalanı gibi hususlara da dikkat çekilmek istendi.
· Öldürülenlerin kaç gün önce öldürüldüğü ve katillerinin kaç gündür dışarıda olduğunu anlatan bir pankartın meydana asılması önerildi.
· Seçmen sayısının 1,5 katı seçim pusulası basılmasının seçimlere ilişkin asıl hile olduğu, bunu nasıl önleyebileceğimiz e odaklanmamız gerektiği vurgulandı.
· Suriyeli ilticacılara oy hakkı verilmesinin, bizim adımıza oy kullanacaklarının uyarısı yapıldı. Ayrıca elektronik oy sayma sistemine karşı çıkılması istendi.
· Bağımsız adaylar yoluyla BDP’nin meclise girme taktiğininbizim tarafımızdan da izlenebileceği belirtildi.
· Yerel seçimlerin psikolojik etkileri vurgulanarak, Ankara veya İstanbul’un AKP’den alınmasının büyük etki yaratacağının altı çizildi. Konuya dair, bazı isimlerin ön plana çıkarılabileceği, oy birliğinin sağlanmasının ise aramızda kolay olduğu belirtildi.

Eyüp Hz. Halit Parkı Forum Notlar/Kararlar

Bugün ilk kez umut verici bir katılımla bir araya geldik. Tanışma ve nereden haber aldınız, faslından sonra çay ve börek eşliğinde sohbetimiz başladı. Zaman zaman dağılan, sonra yine toparlanan sohbetimizi sistematik bir biçimde aktarmak zor yine başlıklar vermeye çalışacağım.

Parkın Konumu ve Korku
Sürekli tartıştığımız konulardan biri olan Eyüp ilçesinde Gezi Parkı Eylemlerine karşı önyargılı yaklaşabilecek insan sayısının yüksek olduğu, bunun bir güvenlik sorunu oluşturup oluşturmayacağı konusu tekrar gündeme geldi. Katılımcıların farklı görüşlerini temsil eden cümleler şöyle;
· Eyüp Spor’un taraftar grubu Gezi Eylemlerine destek verdi. Onlarla iletişime geçsek, onların lokalini falan kullanarak bu güvenlik sorununu ortadan kaldırabiliriz. Bir koşuşturma olsa etrafta hemen hepimiz tedirgin olup, çevremize bakıyoruz bu da bir gerçeklik.
· Her yerde saldırı riski var. Bu gün Yoğurtçu Parkı’na bile bir saldırı gerçekleşebilir ki orada yaşayanların genel profili buradan bambaşka. Bu kaygıdan biraz uzaklaşmak gerek. Deneyip göreceğiz ne olacağını. Taraftar Grubuyla da iletişime geçeriz gerekirse onlar buraya gelir.
· Ben çok uzun yıllardır Eyüp’teyim. Burası siyasetin çok açık edilmediği bir yerdir. 44 yıl sonra kendi mahallemde tencere-tava çalındığını duymak benim için büyük bir sürpriz oldu. Bu bir ilk. Yeniköy’de yaşanan olay talihsizdir ancak korkmamak gerekir. Zaten Parklar her halde kutsal mekânlar olmayacak. Bu ilelebet sürdürülebilecek bir şey değil. Şu anda burada gerçekleşen bu tanışma, sohbet etme hali çok değerli. Kaygıları bırakıp buna yoğunlaşmak gerek.
· Peki, başladığımız bu mücadelenin içinde korkuyla mücadele de yok mu? Gerekiyorsa canımız yanacak, zaten yanmadı mı? Ben kendi halinde bir ev hanımıydım ama artık istifa ediyorum. Saldırılar olursa gerçek provokatörler de daha çok ortaya çıkar. Ben korkmuyorum! Ne olacaksa olsun.
· Eyüp’te endişeli olmayalım ama ayakları yere sağlam basmakta fayda var. Ağır ağır ve temkinli gitmeli. Etkinlikleri zamana yaymalıyız.
· Şu an toplandığımız yere çok yakın olan bir Rami Parkı var. Orası yaşayanların profili açısından daha uygun olabilir. Orada daha güvenli hissedebiliriz.
· Bu benim içime sinmiyor. Burasının bizim için sembolik bir değeri de var. Metin Göktepe’nin cesedi cansız bedeni düştü bu parka. Bu civarda öldürüldü ve buraya bırakıldı. İşte şu duvar onun düşüp öldüğü iddia edilen duvar. Aslında bizim için burası Metin Göktepe Parkı. Bu yüzden buradan hemen vazgeçmemek gerekir.

Not: Bu gece aramızda tesadüfen Metin Göktepe’nin yakın arkadaşlarından olan kendisi de gazeteci bir arkadaşımızın bulunması ve bu konuşmalardan sonra kendini tanıtması benim için gecenin en anlamlı anlarından biriydi. Eminim diğer arkadaşlarım da benzer şeyler hissetmişlerdir.

Tüm bunlar konuşulurken genelde yaşları Y kuşağına girmeyenler fikirlerini aktarmıştı ve herkes gençler konuşmuyor, onları dinlemeye geldik siz ne düşünüyorsunuz deyince konuşmanın seyri değişti. Bir arkadaşımız, “bu konuştuklarımız tamam da bu akşam bunun notlarını paylaşsak bir karar yazabilir miyiz? Bence yazamayız. Daha somut gitmek, karar almak ve uygulamak gerekir” dedi. Bunun üzerine karar alabilmek için bu hareketin nasıl bir hareket olduğu konusunda ortaklaşmak gerektiği konusunda hem fikir olundu.

Gezi Parkı Olayları Nasıl Bu Noktaya Geldi?
Tam Olarak Ne Oldu?- Ne olacak?

Temsili cümleler şöyle;

· Bir kişi var ben artık ona kişi diyorum. Bunun susturulması gerek artık. Parkla meselenin ilgisi yok. Bu düzene yeter artık. Gerçekleri söylemek lazım, ben Aleviyim, bu ülkede Sivas Katliamı oldu, Maraş Katliamı oldu, kimlerin döneminde olduğunu hepimiz biliyoruz. Ya bu Halk Partisinin başını tutan biziz bu nasıl oluyor? Bu sadece AKP meselesi değil.
· Değil tabii ki ama şunu söylemek lazım; Ben hep solcu bir gelenekten geliyorum. Buna rağmen ilk zamanlar öyle iyi çalıştılar ki ben de çoğu kez takdir ettim. Bundan önceki dönemlerde elde edemeyeceğim sonuçları bireysel şikâyetlerimle elde edebildim. Tanıdık sokmadan, bir vatandaş olarak sorunlarımı anlatabileceğim muhatap buldum yerel yönetimlerde. Bizim için yeni bir şeydi bu. Bu hizmetleri daha sonra kalkan olarak kullandılar. Kapımızın önüne asfalt dökülmesi gerekiyorsa ve bir belediye bunu yapıyorsa bize yetiyor milletçe, bizden uzakta yapılanları hemen göz ardı edebiliyoruz. Dolayısıyla çok insan ikna oldu ve inandı. Ancak son dönem üst üste yapılanlar işin rengini değiştirdi. İnsanlar fark etmeye başladılar bir sürü şeyi.
· Ama yine de mesele AKP meselesi değil. Mesela taraftarlar birleşti. Örneğin Eyüp Spor son maçlarda sürekli “Eyüp bizimdir, bizim olacak” şeklinde slogan atmaya başladılar. Gezi Direnişine katıldılar. Gençler başı çekti, kadınların sayısı ezici bir üstünlükteydi bunları iyice analiz etmek gerek. Bir fay kırıldı Türkiye’de. Ben Gezi Parkındaydım. Oradaki insanların çoğu örgütsüzdü ama öyle bir ruh oluştu ki uzaktan bakınca sanki bu insanlar günlerdir hücre evlerinde toplantı yapıyorlarmış gibiydiler. O barikatların kurulması, parkın komün hale gelmesi ve o dayanışma ruhu. Ne oldu da biz bu kadar bölünmüşken böylesine bir araya geldik? Ben bunu gençlerden dinlemek istiyorum.
· Ben Y kuşağını üç seneyle kaçırmış biri olarak şu kadarını söyleyebilirim. Biz hiç birimiz evden çıkarken devrim yapmaya çıkmadık. Bir rejimi komple değiştireceğiz de demedik. Bu sınıf temelli bir hareket değildi kimse hayal kurmasın. Bu gün Sosyalist bir devrim yaptık diyelim, bu küresel ve kapitalist dünya düzeninde karşılaşacağımız güçlüklerin cefasına katlanabilecek bir kitle değiliz bundan eminim. Çok temel bir dert vardı orada. Biz sadece daha fazla Demokrasi istedik. Bu hareketin başını çekenlerin akıllı telefon, tablet kullanan insanlar olduğunu unutmayalım. Bu anlamda aslında Gezi Parkı ile başlayan hassasiyet şu anda demokrasi kültürünün yerleştiği tüm ülkelerde son derece oturmuş vatandaşlık bilincine dönüşmek zorunda. Yani artık adaletin, yasaların takipçisi olacağımızın, kimsenin bu ülkeyi şirket yönetir gibi yönetemeyeceğinin sinyallerini verdik. Yanlış uygulamalar, hukuksuz işler artık gizli saklı yapılamayacak. Bizler bunun takipçisi olmalıyız. Siyasilerin bölücü, ayrıştırıcı politikalarından sıkıldık. Biz onlar olmadan yan yana durabildiğimizi gösterdik. Herkes daha özgür ve demokratik bir ülkede yaşamak istiyor.
· Bu da gösteriyor ki biz kendimizi bir kalıba sokmak, partileşmek zorunda değiliz. Sivil bir inisiyatif olmak önemli, partileşmek siyasete girmek şart değil.
· Aslında şu anda yaptığımız da siyaset.
· Şimdilik belki ama ilerisi için siyasete girmeden olmaz. Hiçbir şey elde edilemez.
· Kurumsal bir kalıba girmek zorunda değiliz, bireysel eylemlerle farkındalık yaratmak, böyle buluşup, tanışıp yalnız olmadığımızı bilmek bile önemli.
· Doğrusu bunun nereye evirileceğini şu anda kimse bilmiyor. Sürecin doğal bir seyri var. Bir süre sokaktaydık, tencere tava çaldık sonra onun zamanı doldu. Şimdi parklardayız ve bir süre sonra, bu da başka bir yere evirilecek. Önemli olan sürekli kendimizi yenileyerek bu mücadeleyi sürdürmektir.
· Biz darbeleri gören kuşak olarak ümidimizi tamamen kaybetmiş, kafamızı kuma gömmüştük. Sloganla, eylemle hiçbir şey olamayacağına inanmıştık artık. Gençler bizi şaşırttı ve umutlarımızı yeşertti. Onlar başı çekti biz arkalarında durduk. Artık bize taş çıkartacak hikâyeleri var.
· Siz o kadar uğraşıp bir komün bile kuramamışsınız nabeer? J
· Gençlerin önden devam etmesi gerek, yeni bir dil kurdular, yöntemleri farklı. Biz eski geleneklerimizi dayatmadan onları dinlemeliyiz.
· Ama bu gençler de içlerinden bir Deniz Gezmiş, çıkarmalılar. Aydınları ve tecrübelileri bu sohbetlere katmalılar.
· İlla bunu beklememek lazım.
· Şimdi Eyüp özelinde bir vizyon ve misyon belirlemek gerekir.
· Olaylardan bihaber insanlara bunu nasıl anlatacağız.
· Burada saldırı olur korkusuyla gelemeyen insanlar var onların korkularını yenmeleri için bir şeyler yapmak gerek.
· Bir dernek ya da parti olarak değil yine bireysel eylemlerle olmalı bu.
· Bir de şu kara mizah artık tadında kalmalı. Hükümeti karalamak doğru bir yaklaşım değil. Artık belgelerle konuşmak gerek. Bizim kendimizi anlatmamız gerek bu “çok zekiyiz” söylemi doğru değil.
· En güçlü argüman olarak karşımıza “bundan öncekiler ne yaptı? Bu adamlar bir sürü iyi şey yaptı” söylemi olarak çıkıyor. Bunu doğru bir dille izah etmek gerek.

Neler Yapabiliriz?

· İnsanlarla tek tek, sakince ve sabırla konuşmak gerek. En azından parka oturmaya gelen diğer insanlarla.
· Direk konuşmak iyi fikir değil büyük önyargılarla karşılaşabiliriz.
· Karanfillerimizi alıp esnaf ziyareti mi yapsak?
· Eyüp esnafı genelde dışarıdan gelir. Eyüplü olanlar da parkta görülmek istemeyecektir ama birlikte oturan sohbet eden gençlere böyle yaklaşılabilir.
· Köy Dernekleri ve STK’ları ziyaret etsek?
· Buradaki köy derneklerini ve STK’ları az çok bilirim. Şimdi seçim üzeri onların kaygıları başka, oy pazarlığıyla kazanım elde etmek isteyeceklerdir. Çok faydası olmayacağını düşünüyorum. Hem zaten adı üzerinde sivil toplum örgütü onun bize gelmesi gerek.
· Ben Atatürk sevgisinin aşılanması gerektiğini düşünüyorum. Eyüp olarak bir Anıtkabir gezisi düzenlesek? Hem gezi olunca gelmekten çekinen insanlar da katılır.
· Ben buna çok sıcak bakmıyorum. Gezi Parkı ruhu açısından, ideolojik temsiliyeti olan etkinliklerden kaçınmalıyız. Örneğin Gezi’de “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı eleştiriliyordu. “Ben vicdani retçiyim, kimsenin askeri değilim” diyenler vardı.
· Ev hanımları, ev gezmelerine gidip insanlarla sohbet ederken iyi bir dille anlatsın gerçekleri. Doğru bir dil kurulursa etkisi olur.
· Buradaki sayıyı çoğalttığımızda çeşitli konu başlıklarında forumlar düzenleyebiliriz. Bunun için Taksim Dayanışması’ndan da destek alabiliriz.
· Ramazan oldukça yakın. Bir akşam Parkta iftar yapalım.
· Güzel bir müzik dinletisi yapabiliriz.
· Benim bir fikrim var bu aslında yeni bir şey değil ama kendimize uyarlayabiliriz. Faili Meçhul Kıyak kartı.

Faili meçhul kıyak kartı

Diğer tüm parkların değerlendirmesini de rica ederiz.

Üzerinde “Faili Meçhul Kıyak kartı” yazan kartvizitler bastırarak herkesin bireysel olarak gerçekleştirebileceği bir eylem. Eylem gün içinde hiç tanımadığınız birisine tamamen karşılıksız bir iyilik yapıp kartı vermeniz ve yanından uzaklaşmanızla gerçekleşiyor. Kartın üzerinde şöyle bir ibare var. “Eğer size yapılan bu iyilik hoşunuza gittiyse siz de birine bir iyilik yapıp bu kartı başkasına verin”. Yapılacak iyilik tamamen sizin yaratıcılığınıza kalmış. Birisi için akbil basmaktan, torbalarını taşımasına yardım etmeye kadar birçok şey yapılabilir. Ayrıca biz kartvizitin üzerine kendi parkımıza yönlendirecek bir yazı da koymayı düşündük. Örneğin “Her akşam saat 21:00’de Hz Halit Parkında buluşuyoruz, istersen gel” gibi bir ifadeyle merak edip gelenlerle diyalog kurabileceğimizi konuştuk. Diğer parklarda da değerlendirilmesi dileğiyle…

Son olarak
Bu gece bizim için çok güzel bir geceydi. Dün söz veren herkes sözünü tuttu. Çaylarımız, böreğimiz, gitarımız vardı. Sayımız yirminin üzerindeydi. Bu gün ilk defa katılanlar “aslında biz daha kalabalık bekliyorduk deyince” ilk günden beri orada olan 4-5 kişi göz göze gelip tatlı tatlı tebessüm ettik. İlk gün aynı parkın içinde bekleşip birbirini tanımadığı için buluşamayan 4-5 kişiden sonra bu gün geldiğimiz noktanın bizde yarattığı heyecan tarifsiz. Değil mi ki bu hale geldik demek ki daha güzel günler de bizi kapıda bekliyor. İki güzel şarkı söyleyip büyük umutlar ve huzurlu bir gülümsemeyle dağıldık.
Özgürleşen tüm parklara Eyüp’ten selam olsun.


Kaynak:
http://www.sendika.org/2013/06/istanbul ... m-notlari/
Kullanıcı avatarı
eskimo
 
Mesajlar: 2612
Kayıt: 22 Haz 2013 22:57

Dön Park Forumları
cron