Sizi kontrol altında tutmak için o kadar güzel bir sistem kurmuşlardır ki farkına bile varamazsın bunun moruk. Siz ekran başında eğlenirken onlar o sahte hayat tarzlarını siz farkında olmadan size çoktan sunmuşlardır bile. Televizyon, iğrenç sinema filmleri, ucuz aşk ve kişisel gelişim romanları..Kısacası popüler kültürün bütün ürünleri bu boktan sistemin birer parçasıdır.
Size şu berbat eğitim sisteminin birer ürünü olan okullara gitmenizi, mezuniyet fotoğraflarınızı facebook’a atıp hava atmanız için bir diploma almanızı, sabahtan akşama kadar çalışacağınız ve her pazar sabahı kendinizi bir bok zannetmenizi sağlayacak bir işe girmenizi, cosmopolitan dergi sayfalarını karıştırıp tek hobinizin ‘’televizyon izlemek’’ olduğu, düşünme yetinizin olabildiğince kısıtlandığı bir hayat tarzını dikte ederler. Düşünmenizi istemezler, seçme şansınız yoktur bu sistemde. Seçmenizi istedikleri politikacılar ekranda en fazla gösterdikleridir. Almanızı istedikleri ürünler reklamını en çok yaptıklarıdır. Benimsemenizi istedikleri hayat işte tam şuanda yaşadığınız o boktan hayattır.
Sana hep ''dünyaya bir kere geldin, tadını çıkar'' mesajını verirler ve senden sürekli tüketmeni, itaat etmeni ve tekrar tüketmeni isterler. Çünkü daha çok satın aldığın zaman daha mutlu olacağına inanmışsındır bir kere. Mavi jeans kot, adidas ayakkabı, lacoste gömlek alınca nirvana’ya ulaşacağını zannedersin. Ayrıca dünyada olan biten ne varsa, ne dolap dönerse dönsün saklarlar onu senden.
''tüket, mutlu ol, dert etme, tüket, mutlu ol..''
Bu kısır döngüde döner durursun moruk. Ve sürekli, insanlarla çıkarın için takılmanı öğretirler sana. Herkesin bu dünyaya sırf kendi için geldiğini ve tüm insanların kişisel çıkarları için, ''babam ve oğlum’daki salim'in babasını yıkıp geçtiği gibi'' karşısına çıkan her şeyi ezmesi gerektiğini yoksa kaybedeceklerini öğütlerler. Sen de karşına çıkan insanlara ''bu beni keklemek istiyor, o yüzden o beni keklemeden benim onu keklemem lazım'' bilinciyle yaklaşırsın. Sonuç itibariyle herkes birbiriyle çıkarı için arkadaş olur, çıkarı için takılır. Kimse kimseyi gerçekten sevmez bu sistemde. Gerçekten sevilen tek şey ''bu sistemdir'' çünkü.
Sonuç itibariyle insanlar inanılmaz bir şekilde rol yaparlar. Daha yükseğe tırmanmak için, daha çok para kazanmak için, daha çok tanınmak ve daha çok sevilmek için sürekli rol yaparlar. İnsanlar çünkü ''herkesin beni tanıması, herkesin beni sevmesi lazım'' kafasına sahiptirler. O merhabalar, memnun oldumlar, ağıza sığmayan kahkahalar, takdimler, kalabalıklar, onu okudum bunu okudumlu çok satan kitap sohbetleri, rujlar, rimeller, çizik atılan kirli sakallar, şişman göstermemesi için içine çekilen göbekler, kazak altından sarkıtılan gömlekler, hobiler, fobiler, kompleksler, mendil satan çocuklara iğrenç bir şefkatle bakan gözler, zippolar, sigara tabakaları, deri çantalar, facebook fotoğrafları ile mutlu taklidi yapmalar ve tüm post-modern sohbetler ile insan nasıl bir sahteliğin içinde olduğunun farkında bile değildir.
Bu sistem böyledir moruk. Bu sistemde sahipler de mutludur köleler de. Sahipler sistemi kurdukları için, kölelerse sistemden habersiz oldukları ve dayatılan sahte hayatlara sahip oldukları için mutludurlar.
Özet: Bacağına yaptırdığı dövmeyi sergilemek için kışın ortasında şort giyen üniversitelinin feryadı.