Yazı biraz uzun ama yapacak daha iyi bir işin yoksa oku kesin moruk bunu, başlıyorum.
Öncelikle bu fikrin aklıma tuvalette geldiğini söylemek istiyorum zira bu detayı es geçemem hehe. Neyse ciddileşiyorum hemen, öhö öhöm.
Canlar bu forumdaki çoğu insan sistemle ilgili bir şeylerin farkında az çok, en azından benim gördüğüm kadarıyla. Ve genel olarak asıl problemimiz de ''bir şeylerin farkında olmamıza rağmen elimizden bir şey gelmiyor veya gelemiyor olması''. Bu konuda eminim ki hemfikiriz. Ancak yapılacak bir şeyler var, yeter ki biz samimi ve kararlı olalım (bayadır takip ediyorum foruma yeni girdim zira ''kim la bu denyo'' diyebilirsin şimdilik es geçiyorum bu şıkkı hehe). Ve şimdi anlatacaklarımı ön yargısız bir şekilde, can kulağıyla ve en önemlisi de büyük bir umutla dinlemenizi istiyorum;
Bizim çözüm konusunda ilk ve en büyük sorunumuz insanlara ulaşmak. Zira onlara ulaşamadan doğruyu, yanlışı anlatmak pek mümkün değildir. (1)
İkincisi, peki insanlara ulaştık diyelim, bu sefer de onlara gerçeği gösterebilecek kadar ikna gücümüzün olup olmaması problemi çıkıyor karşımıza. (2)
Üçüncüsü de, hadi diyelim gerçeği de gördüler tamam eyvallah, bu sefer de çıkacak olan sorun, insanların o gerçeği gördükleri taktirde ne şekilde davranacakları, yani o gerçeği kabullenip harekete mi geçecekler yoksa onu ret mi edecekler? (3)
Şimdi gelelim 3 bilinmeyenli diferansiyel denklemin çözümüne hehe.
Öncelikle insanlara ulaşabilmemiz için bir ''aracımızın'' olması lazım. Benim bu konudaki fikrim forum olarak Arrivals(Gelenler) tarzı genel bir belgesel çekmek(farklı bir fikrin olabilir, daha mantıklı bir fikrin de olabilir ama dur dinle 2 dk hehe). Yani insanlara ulaşma aracımız bir belgesel olacak fikrimce.
Ve bu çektiğimiz belgeseli olabildiğince insana ulaştıracaz Allah'ın izniyle, bu konuda aklıma gelen en bariz fikir çekilen belgeseli cuma namazı çıkışında insanlara ücretsiz olarak dağıtmak. Belki komik gelebilir ama insanlar hala cumaya gidiyor bu memlekette moruk. Belgeseli çektiğimizi varsayarsak ihtiyacımız olan en bariz şey örgütlenme. Yani her şehre ulaşmamız, her şehirdeki her camiye ulaşmamız, her camideki de her insana ulaşmamız lazım. Bunun için de bize bu ''kutsal'' görevi üstlenecek yüzlerce yürekli adam lazım. Ben bartın'da okuyorum şuan, bu şehirde de bu görevi üstlenecek onlarca adam bulabilirim Allah'ın izniyle. 81 ilde olmasa bile en azından halka ''noluyo lan'' dedirtebilecek kadar ses getirebiliriz, inanmasam buna söylemezdim bunu zira. (1= ✔)
Şimdi biraz ayrıntılara giriyorum,
Şimdi öyle bir belgesel yapmamız lazım ki adam o gerçeği görebilsin. Öyle bir belgesel yapalım ki ''bir şeyler yanlışmış demek ki hacı'' dedirtebilelim adama. Öyle bir belgesel olsun ki adam hayatından rahatsız olsun, utansın, vicdanında depremler olsun. Öyle ikna edici cümleler koyalım ki, öyle belgeler, öyle kanıtlar sunalım ki adam kendi varlığından ne kadar eminse, o verdiğimiz ''doğruların'' gerçekliğinden de o kadar emin olsun. Sübliminal mesaj bile koyalım gerekirse, şaka yapmıyorum moruk yeter ki ikna olsun adam. Bu da belgeselin ikna kabiliyetine bağlı, yani bize bağlı. (2= ✔)
Peki, verdiğimiz tüm doğrulara rağmen adam onu reddederse ne olacak? Şimdi şu bir gerçek canlar, bir belgeselle olacak iş değil bu. Yani adamın belgeseli izledikten sonra gidip rockefeller plaza'yı bombalamasını felan beklemeyecez ondan hehe. Bizim burdaki nihai amacımız bir şeyleri ''BAŞLATMAK'' çünkü. Zira çok sevdiğim ve çok kullandığım bir sözdür, ''biz bir günde bozulmadık, bir günde de düzelmeyecez''. O ''düzelmenin'' başlaması için de Hasan Tahsin (ittihat ve terakkici ama olsun hehe) gibi ilk kurşunu biz atacaz. Adama o kıvılcımı verecez önce, ondan sonra yangını o kıvılcımı verdiğimiz adamlar çıkaracaklar.
İlk hedefimizse gençler olacak. Zira kavramların ve felsefenin anlaşılması gençler için biraz daha kolaydır.
Bize maddi ve manevi destek olabilecek ''güvenilir'' büyüklerimize ihtiyacımız olacak.
Ve en önemlisi de bize yüzlerce yürekli adam lazım olacak.
Belki zor olacak, ama ==> ''Muhakkak ki zorlukla beraber bir kolaylık da vardır.'' -İnşirah Suresi 5.Ayet
Yeter ki bir şeyleri değiştirmek isteyen yüzler göreyim, yeter ki gözlerinizdeki o inancı ve samimiyeti göreyim. Bunlar bir ergenin canının sıkıldığı bir gecedeki zırlaması felan değildir. Bunlar inançlı bir adamın -hiçbirini tanımasa bile- güvendiği insanlara ''siz de elinizi taşın altına sokun kardeşim, lütfen'' deme şeklidir, bunlar hayatta hiçbir bok başaramayan bir adamın, hayatında ilk defa kendini ''işe yarar biri olarak'' hissetmesi için karşısına çıkan bir fırsattır, bunlar hayatı sürekli kaybetmekle geçen bu adamın son nefesini verirken duyacağı vicdani rahatlama için bir sebeptir belki.
Yaptığımız herşeye rağmen gerçekleri reddedecek, sistemden kopamayacak insanlar olacaktır illa ki. Olsun bir daha deneriz, belki kaybederiz ama gene deneriz. Samuel Beckett'in de dediğin gibi, ''Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil.'' (3=✔)
Yeter ki şu başlık ''ya boşver hacı o iş yaş'' diyen adamlarla dolmasın (zannetmiyorum bunu gerçi ama). Yeter ki şu başlık ''yaparız aga ayıpsın'' sözleriyle gazlanan yorumlar sonrasında çürüyüp gitmesin. Oturalım abi bir tartışalım, bir değerlendirelim bakalım neler olacak. Belki yeni fikirler çıkacak, belki çok daha iyi fikirler çıkacak. Özellikle forumda söz ve bilgi sahibi abilerin, kardeşlerin bu mevzuya bakış açısı önemli benim için. Ben her şeye hazırım çünkü elimden geldiğince.
Böyle şeyleri ilk defa ''bu kadar içtenlikle'' birilerine söylüyorum, zira buradaki yürekli insanları görmeseydim büyük ihtimal buna hiç kalkışmazdım bile.
Ben bir şeylerin de değişeceğine inanıyorum açıkçası. Ludacris'in o kasayı açarken arkadaşlarının yaşadığı mutluluğun aynısını biz de yaşayacaz inşallah hehe ( https://www.youtube.com/watch?v=hAZkYkdTgF8 ). Yeter ki Dom ve ekibinin sahip olduğu inanca, samimiyete ve kararlılığa sahip olalım.
Her neyse lan gece hiç uyumadım ben, öğlen de dersim var akşama kadar. Akşam görüşmek üzere o zaman canlar. Hadi eyvallah.