Medya yoluyla insanlara neyin yakışıklı neyin çirkin neyin ideal neyin değersiz olduğu ya da neyin daha değerli olduğı aşılandı, aşılanmakta.
İnsanların beğenileri yönlendiriliyor. Yani dişi cins eğer televizyonda kaslı ve paralı bir erkeğin mutluluk getirilen ideal erkek olduğunda karar kılmışsa erkekler mecburen talebe cevap vermek ve dükkanı çevirebilmek amacıyla o kalıba girmek için yığınlar halinde koşturuyor.
Aynı şey erkeklerde farklı kıriterlerle yürüyor. Moda da bu durumun bir sonucu aslında.
İşin dehşete düşüren tarafı insanların spor salonlarna para verip saatler harcarken kitap okumaya gerek duymaması. Yani zaten dünyasına tepkisiz olan ve zulme karşı mücadele etmek gibi bir reflekse sahip olamamış dertleri iş para ev kadın araba yat kat gibi ihtiyaçlardan öteye gidemeyen bir insana malesef kitaplar gelecek açısından birşeyler vaad edemiyor.
Bencillik ve gösteriş arttıkça artıyor.
Sonuç: Samimiyetsiz ve acımasız bir dünya.