17 yaşında bir kız çocuğu kaçırılıyor. Kafası vücudundan ayrılıyor. Gövdesini de koparmak istiyorlar ama yarısına kadar kesip bırakıyorlar. Vücunda farklı farklı yerlerde, değişik bıçak darbeleri var. Kıza tecavüz edilmemiş, hala bakire. Ama iç çamaşırında sperm lekesi var. Üstelik farklı kişilere ait. Tecavüz etmemişler, eğlenmişler.
Cinayeti işleyen ise bir Türk İş adamının yeğeni. Kızın ailesi polisi televizyon programlarını ayağa kaldırmış. Olayın bu kadar üzerinde durulmasının en önemli sebebi: katilin en başından beri bilinip 6 ay boyunca bulunamaması. Katil baştan bulunsa bence o zaman ki kadar üzerinde durulmazdı. Ama böylesine bir olay üstelik aile televizyona çıktıktan sonra, çok fazla ilgi çekti ve herkes katilin bulunmasını istedi. Bu hem vicdani olarak, hem de reyting olarak "en iyi haber" statüsüne giriyordu. Bu yüzden vatandaşından habercisine herkes ilgilendi. 6 ay boyunca bilinen birisinin bulunamaması ve olayın medyaya yansımış olması, polise de baskı yaptı.
Böylesine uzun süreçli bir olayın üzerinde durulması, aslında normal. Ama 21. yy için değil. Artık bebekleri bile parçalayıp öldürüyorlar, haberlerde 1 bilemedin 2 hafta kalıyor. Yüzlerce insan ihmalkarsızlıktan ölebilir, komşu ülkemiz savaşa girebilir ve bizim de izin vermemiz nedeniyle 1,5 milyon masum insan ölebilir... Ruh hastası bir ülke, çocuk kadın demeden fosfor bombası gibi hastalıklı silahlarla, insanları vurabilir. Gibi gibi gibi. Artık alıştık böyle şeylere. O yüzden bu dönemde böyle bir haberin bu kadar gündemde kalması, beni de biraz düşündürdü.
Şimdi olayla ilgili neler olmuş neler bitmiş sırayla bir gidelim:
Kızın kafası koparılıyor, ne olduğu başta anlaşılamayan değişik bıçaklarla sonrasında vücuduna izler yapılıyor. Boynuna özenle masonik ters V işareti çiziliyor. İlk otopside bir şey çıkmıyor ama Münevverin ailesi işi televizyona hatta Cumhurbaşkanlığına taşıdığında, otopsi aydınlanıyor. Otopsi görevlisinin başka cesedin örneğini Karabulut'un cesedine bulaştırarak çelişkilere yol açtığı ortaya çıkıyor. Tekrarlanan otopside, kızın iç çamaşırında, sütyeninde ve takma tırnaklarında olan DNA'ala bakarak, Cem Garipoğlu haricinde aynı aileden 2si erkek 1i kadın DNA'sına rastlanıyor. Bu arada Münevver Karabulut'un iç çamaşırında sperm var ve bu sperm aynı ailede olan kişilere ait. Ancak kıza tecavüz edilmemiş hatta kız bakire.
Hemen burada, İspanya'da, işlenen bakire cinayetlerinin artmasında sapkın yahudi tarikatlarının sorumlu tutuması ve yahudilerin ispanyadan kovulmasını da hatırlatalım.
Sonuç olarak Cem Garipoğlu polisin uğraşlarına ve yapılan bunca habere rağmen 6 ay saklanabilmeyi başardı. Nasıl? Nerede? Bilmiyoruz. Ama İsrail'de saklandığına dair haber var:
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21078508.aspAyrıca Münevverin annesi ve babası ilginç şeyler söylüyor:
“Adli Tıp’la ilgili Sayın Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun. En sonunda el attı. El attı rapor rapor çıktı. Şükürler olsun. Rahmetli kızım takma tırnak kullanırdı. Tırnaklarında bir bayana ait doku izlerinin çıkması gayet normaldir. Ben olayın ilk günüden bugüne kadar bu cinayeti Cem Garipoğlu’nun tek başına işlediğine asla ve asla inanmadım. İnanmak da istemiyorum. Cem Garipoğlu, kızımı o eve tek başına götürmedi. Kızım o eve getirildi. O evde ayin yapıldı. Garipoğlu ailesi ayin yaptı. Garipoğlu ailesindeki insanlar zaten insan değiller. Bu bayana ait olan dokular annesine veyahut babasının beraber yaşadığı Gülşen diye bir bayana ait olabilir. Artık yavaş yavaş çember daralıyor. İnanıyorum ki bu katilleri devlet en kısa zamanda çıkartacaktır”
Annesi de bu tarz şeyler söylüyor. Zaten haber sayfalarından okuyabilirsiniz bunları. Ancak ailesinin tüm bu çabası, tüm bu bağarışı bir zamandan sonra bitiyor. Hangi zamandan sonra? Tazminat.
http://www.cnnturk.com/haber/turkiye/mu ... nata-onamaBu da önemli bir noktadır.
Kızı farklı bıçaklarla öldürüyorlar. Kafasını kopartıyorlar. Masonik sembol çiziyorlar. Kızın üstünde aileye ait DNAlar bulunuyor. Hala DNA'ların kime ait olduğu sorusu havada kalıyor. Otopsi görevlisi yaptığı şaşırtma nedeniyle hapis cezası alıyor. Kız hala bakire. Garipoğlu 6 ay saklanabiliyor. israil de olduğu iddia ediliyor. Garipoğlu'nun babası ise serbest.
Bu kadar tesadüf, pek olası değil.
Bazen "bu adamlar bu kadar güçlüyse, haklarında hiçbir şey bilmezdik, neden bu kadar şeyi bilmemizi sağlıyorlar" diye düşünüyorum. Büyük ihtimalle neler yaptıklarını ve yapabileceklerini herkes bilsin, herkes onlardan korksun diye. Bu, bildiğin güç gösterisi. Zaten 3 ihtimal var: ya bu adamlar kendi istekleriyle insanlara güçlerini göstermek ve korkutmak için bu bilgileri veriyor, ya Allah bir şekilde onların oyunlarını hep dışarıya sızdırıyor, ya da tüm bunlar komplo teorisi, kafalarda kuruluyor.
Bu olay da bu tarz bir şey olabilir. O kısmını henüz bilmiyoruz. Ancak olayın başından sonuna kadar, medyada yankı uyandırmasından tut ailenin tazminat sonrası sessizliğine, cinayetin işlenişine, otopsiye, garipoğlunun saklanması kısmına hatta babasının dışarıda olmasına kadar, düşündürücü çok nokta var.