lavves,
anlattığım durum o kadar karışık ve komplike değil. Çok basit ve çözüm için gayet yeterli bir durum.
Herşeyden önce şunu düşünmek gerekiyor: Başarılı olamazsak şu ankinden daha kötü olmayacağımız bir durumu hesaplamalıyız.
Yani şu anda çok mu birşey yapabiliyoruz? Ben imanlı biriyim. Elbette benim gibi iman ve mücadele ruhunun birleştiği insanların bir araya gelmesini isterim. Ancak belki bir ateist de benim gibi bağımsızlığı isteyebilri mesela. Bir Ateistin bağımsızlığı istemesi onu bir anda bir sosyalistden, bir komunistden bir hümanistden ileri geçirir. Çünkü şu anda materyal olarak en çok ihtiyacımız olan Bağımsızlık'tır. Kendi gücümüzü ancak böyle ele alır insanları bu olursa bilgilendirebiliriz. Bunun bir diğer adı özgürlük! Evet bir ateist bunu düşünürse onun da bu grupda olmasını dilerim ancak o bu mücadelede birşey kaybedeceği zaman çok üzülebilir, ben ise inandığım Allah'ın takdirini her türlü kazanacağım için başıma ne gelirse gelsin isterse o grup beni komple satsın ben bir ateist kadar üzülmeyeceğim canımı versem bile.
Şu anda ben bir Ali Ağaoğlu olsam bu düzeni değiştirebilecek daha fazla hamle yaparak mesela belli başlı kurumlar belki okullar açardım. Çünkü şu anda hukukun dahil (ki adalet sistemi demek oluyor bu en önemli sebep) para babalarına bağlandığı bir ülkede yaşıyoruz. Ya anarşi sistemiyle onların düzenini dağıtacağız (ki örnekleri tarihde bize çözüm olmadığını sadece taraf yaratmak olduğunu gösteriyor) ya da kendi düzenimizi öncesinde cok düşünüp kabul edip gizliden yürüteceğiz. Evvela bulacağımız çözüm herkesin isteyeceği etkenlerden oluşacak. Buna çok dikkat edip düşüneceğiz. Bu grup mevlana gibi ne olursan ol gel grubu olmayacak. Ateistinden imanlı kim olursa olsun -Aynı arzuları güden: -bağımsızlığı isteyen-gerçekleri gören-akıl sahibi-sabırlı- bir grup olacak öncelikle buna dikkat edilecek.
Önce ne düşünüyoruz ne istiyoruz bu kararlaştırılıcak. Zaten bir sürü insanın ne istiyoruz u düşündüğü etkende objektif bir sonuç ortaya elbet çıkacaktır bu atla deve değildir. Ha ortaya birşey çıkmıyor mu o zaman şu ankinden daha kötü olmayacağız.
Belki bir öneri daha: kendi düşüncelerimizin ağırlıklı olduğu kurslar, okullar açılması ve gençlerin yetiştirilmesidir. Çünkü çözüm hep gençlerdir. Nefret ettiğim Cemaat bunu yaparak kendi gücünü kurmuştur. Biz de bir nebze bu taktiği kullanabiliriz. Yanlış olup doğru olduğunu buna başlamadan iyi düşünmek gerek.
Zaten Coca cola,nestle, kellogs, danone gibi markalardan uzak durmak bunları zaruri ölçüler ilerisine taşımamak bile bir hamledir ama bunun hamle olduğunu kabul etmek gerekir. Bu bahsini ettiklerimin boşa kürek olmadığını görmek ve kabul etmek gerekir.
lavves sen diyorsun ki
peki biz de yanlış bir şey için çabalayıp gizli bir şekilde bu yanlış projeyi yürütürsek bize kim dur diyecek.
Diyelim herşeyi hesap edip yine de bu projede yanlış hamleler yaptık o zaman bizi kontrol edecek olan bir kitap olabilir bu da: KUR'AN olabilir. Allah'a İnanan (tabiiki inanan olursa daha iyi) veya inanmayan bunun bir insan eliyle yazıldığını düşünen bile olsa herkes en azından cevabı Kur'an'da arayabilir. Eğer inanmayan birisi aklına şahit tuttuğu bu kitaptaki -şu ayet bana göre değil bunu Muhammed uydurmuş sonuçta- diye düşünüyorsa buna itiraz da edebilir ve nihai sonucu oylama gibi bir sistem belirleyebilir. Daha ne diyeyim. Ama bunu demeyedebilir ve iki taraf da uzlaşabilir.
Ayrıca şunu unutuyorsun ki kendi kendimize yeten bir ülke değiliz, dış ülkelerle bağlatımızı kesme gibi bir durum da söz konusu olamaz.
Hayır hiç unutmuyorum: diyorum ki sisteme karşı biz kendi sistemimizi zedelenmemeye calısarak oluşturmalıyız. Çözüm budur. Çözüm eylemden çıkar.
Örnek veriyorum müslümanlar Bedir savaşına girişmeseydi buna bir hayal olarak bakılabilir ve Hz. Muhammed'e -çözüm bu değil mutlak çözüm olmalı- denebilirdi. Çünkü onlar da savaşmadan önce bir sürü kayıbı boşuna mı vereceğiz diye düşünebilirlerdi.
Ya da Mete Han ve Veziri, bir tepeden milyonlarca Çinli karşısında karınca topluluğu gibi duran kendi ordusu Türkler'i gördüğünde vezirinin kapıldığı umutsuzluğa kapılırsak yine birşey yapamayız. Orada -Bu kadar Çin'liyi nereye gömeceğim ben- diyen Mete Han gibi cesur olmamız gerekir. Çünkü çözümün oluşması için eylemin olması gerek. Eylemin hangi eylem olacağı konusunda da düşünmek gerek. Düşünmek için de niyet gerek. Niyet için de inanç gerek...