Leonardo da vinci yazdı:Dünyaları fetih etseler neye yarar ? İslamiyet adı altında yüzlerce çoluk , çocuk kılıçtan geçirimedi mi ? ikinci mehmetin katlettiği iki yaşında ki ahmet ile hasan'ın öldürülmesindeki mantık nedir ?.İki yaşında masum bir çocuğu iki gün sonra tahta gözünü diker devletin bekasını tehlikeye sokar diye öldürmek ne demek yahu.8 kardeşini boğdurup öldürmek ne demek.130 cariyeden 113 çocuk sahibi olmak ne demek.19 kardeşini katletmek ne demek.Baba katletmek ne demek.20 eş sahibi olmak ne demek.Bu işin içinden siz kemalist , laiksiniz,demeyle çıkılmaz.Bana istedikleri kadar hoş görü getirsinler , istedikleri yeri fetih etsinler , yahudileri , hristiyanları sevip okşasınlar onlara ilgi alaka göstersinler umurumda olmaz.Sen islam adı altında ecnabi karıları kendine paçavra yapıyorsan,islamiyet adı altında menfaatine gelmeyen kişileri kılıçtan geçiriyorsan ister doğu ister batı korkusundan titresin kimsenin umurunda olmaz.Çünkü:MASUM BİR KİŞİYİ ÖLDÜRMEK DÜNYAYI ÖLDÜRMEK DEMEKTİR.NOKTA.
Şu öldürülen insanların, senin zerre kadar umrunda olduğunu hiç ama hiç sanmıyorum. Eğer umrunda olsaydı, böyle bir düşünce yapın olmazdı bir defa. İslâmiyete asırlarca hizmet etmiş, dini korumuş, insanını ezdirmemiş, ezmemiş, ateşe tapan, hiçbir şeye inanmayana bile dokunmamış, gâvura boyun eğmemiş ve asırlarca ayakta kalmış bir devleti kötülüyorsun. Cümle sonuna büyük harflerle aklı sıra laf soktuğunu sanıp NOKTA yazmakla da o iş olmuyor. Gelmiş burada Osmanlı'yı tenkid ediyorsun amacın ne? Dini mi savunmak öldürülenleri mi savunmak yoksa kemalizmi mi savunmak? Nedir amacın? Doğru düzgün tenkid etsen neyse, ama onu da göremiyorum maalesef. Neyse. Önce şunu idrâk et bakalım;
Tahkikât (soruşturma) sonucunda Patras Vakası'na da başı çekenlerle aynı derecede katkıları olduğu ispat edilen Ortodoks Patriki Gregorios'un asılması emredildi. Patrikhanenin bugün hâlâ kapalı olan ve intikam kapısı olarak bilinen kapının önünde Patrik Gregorios asıldı. İdam edilen Ortodoks Patriki Gregorios'un boynuna asılan idamnamede yazılanlar bizim için oldukça dikkat çekicidir. İdam fermanında deniyor ki; "Bu devlet Osman Gazi'nin kurduğu devlet değildir, bu devlet Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye değildir. Bu devlet Hz. Muhammed (S.A.V.) peygamber efendimizin Medine'de kurduğu devletin devamıdır. Bu devlet, Devlet-i Aliyye-i Muhammediyye'dir. Böyle bir devlete ihanetin cezası elbette idam olmak lâzım gelir. Zirâ Hakayık'ki Muhammediyye'nin galiben kıyamete kadar devam edebilmesi, böyle bir devletin varlığına bağlıdır. Böyle bir devlete ihanetin bedeli ölümdür, idamdır."
Evet şimdi asıl konuya geçeceğim. Bir insan bildiğini konuşmalı. Tenkid ederken de bilinçli olarak etmeli. Kardeş katline burada tek bir örnek vereceğim. Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri, 14 yaşında tahta geçti. Haçlılar, İncil üzerine yemin ederek bir anlaşma imzalamışlardı. Osmanlı tahtına bir çocuk geçti diye, II. Murat Manisa'ya gitti "vaktimi ibadet ile geçireceğim" diye. Bir çocuk geçti diye papalığa müracat ettiler ve İncil üzerine yemin ederek bir madde imzalansa bile, bundan dönülebilir mi? Papa da dedi ki; "Müslümanlar kâfirdir İsa'nın uluhiyetini kabul etmedikleri için. (bak bak, kendi küfrünü nasıl da kullanıyor! Neyse.) onlara verilen söz İncil üzerine yemin edilerek de olsa, nûkül edebilirsiniz."
Bunun üzerine Haçlılar, saldırdılar Osmanlı ülkesine. 14 yaşındaki çocuk; "paşalar müdâfa tertibatı alın!" dedi ve o'na da "çocuk sen bu işi yapamazsın babanı çağır" dediler ve "hayır ben padişahım!" dedi buna rağmen yapamazsın dediler ve babasını çağırdılar, o da dâhihâne bir sözdür "Ben padişahsam emrediyorum gel vatan tehlikede, sen padişahsan gel vatan tehlikede" ve II. Murad geldi, haçlıların hakkından da geldi, işlerini bitirdi. Daha sonra da vefatı üzerine Fatih Sultan ikinci defa tahta geçti ama, o vaktiyle kendini çocuk sayıp emrini dinlemeyen paşalarla çalışıyor. Bir defa 19 yaşında bir genç, ikincisi o paşalara kızgın. Bir şey geliyor, sen bu sakalını herhalde değirmende ağırttın, ona bağırıyor buna bağırıyor habire. Paşalar da diyor ki, "Ulan bu deli asabi adamla biz nasıl geçiniriz? Biz bunu devirelim kardeşini geçirelim."
Peki kardeşi kim? Çocuk, bebek. En tehlikeli bir taht için çocuk yaşta bir adamdır. Çünkü o idare edemez, yerine biri veya birileri idare eder. Bu da bir usül oldu mu, bunun sonu yoktur. Adamın birisi uyurken sakalın üzerinden fare geçmiş. Uyanınca demişler ki, uyurken sakalının üzerinden fare geçti git yüzünü yıka. Adam da der ki, yok yok, bir makas verin de keseyim sakalı hepten. "Ya neden kesiyorsun?" derler ve adam da; "O hınzır yol etti gene geçer" demiş!
Bakın, başka tarihlerde de böyledir. O paşalar o çocuk adına idareci olurlar, sonra içinden nûfuzlu birisi Ali Osman olacağına, biraz da Ali Mithat olsun şeklinde dediler. (Bunu Osmanlı tarihinde yahudi asıllı olan Mithat Paşa söylemiştir dedesi bulgar yahudisidir. O eroinman mel'un, hanedan devirmeyi düşünebildi.) Hanedan değişikliği en büyük kargaşadır. Osmanlı, padişahlık kavgasını kendi hanedanına has etmiş. Bunlar da çocuğu geçirecekler, Fatih Sultan da bunu sezince, cellad başına "Git, boğ şu çocuğu!" dedi. Cellad başı boğdu geldi ve Fatih dedi ki, "Benden başka hanedan taht için varis yok. Gene de ihtilâl yapmayı düşünüyor musunuz?" Paşalar da baktılar olmadı, sırları ortaya çıktı ve eğdiler kafayı öne ve dediler ki, "Bu deliyle yürümeye mecburuuuuz. Ya bu kervanı güdeceğiz ya da bu diyardan gideceğiz..."
İşte Fatih Sultan Mehmed, bir ihtilâli önlemiş oldu böylelikle!
Bu Şeriât'a aykırı değildir. Onlar bir ihtilâle teşebbüs etselerdi, buna razı olmayanlarla bir kavga çıksaydı, yüzlerce binlerce insan ölecekti efendiler! Hâlâ anlamıyor musunuz yoksa anlamak istemiyor musunuz!
Bir adamla bin adam karşı karşıya. Bu kardeşin veya evladın, öteki de tebân. Bu cumhuriyet kafası taşıyan adamların hiçbiri "benim evladım bir kişidir o ölsün de bin kişi ölmesin" diyemez!.. DİYEMEZ!.. "Bin kişi ölsün de benim evladım hayatta kalsın!" der!..
Ama Osmanlı'da öyle denmiyordu, bir kişi o ölsün, binlerce insan kurtulsun! deniyordu ve böyle toplasan en fazla 30-40 şehzâdedir öldürülen. Her vakayı da ayrı ayrı değerlendirmek lâzım gelir ki, bu da Osmanlı'nın bir meziyetidir. Biraz tarih felsefesinden haberi olan bunu kınamaz, konuşmaz. Avrupa tarihleri hanedanlar arası kavgayla doludur. Fatih Sultan kardeşini öldürdü de Çandarlı'yı niye öldürdü? İşte Çandarlı'yı Çandarlı Hanedanı'nın, Osmanlı Hanedanı'na rakip hâle gelmesinden dolayı öldürdü! O öldürmeye bir de kâide koydu ki, malı devlete bırakır, evladına maaş bırakır. Çünkü ihtilâl para ile olur. Tebâsından herhangi bir kimsenin o kadar harb ganimeti ile zengin olmasını doğru bulmadı zirâ...
Şimdi anladın mı? Anladınız mı? Kardeş katli meselesine de açıklık getirmiş oldum. Daha neler neler yazarım bu konuya. Leonardo, bir daha benim abdestsiz ayağını yere bile basmayan ecdadıma şöyle katil böyle sapık şöyle böyle diye tenkidde bulunmadan önce iki kere daha düşün. Hatta oturur işi gücü bırakır üç gün üç gece sayfalarca ciddi ciddi sayfalarca üşenmeden bıkmadan ecdadım için seve seve yazarım burada ve oku oku bitiremezsin. Bu sefer de öylece bakakalır da bir türlü cevap veremezsin için içini yer böyle. Gider birkaç kemalist kaynağa bakarsın ama yine de yetmez seni kurtarmaya. Zaten kemalistler şu an senin isteklerine de cevap veremez. Japonların Pasifik'te ABD ile savaştığı gibi, sandıkla deviremedikleri hükümeti şiddetle devirmeye çalışıyorlar şu an çünkü. Sen de şiddetle saldırmaya kalkarsın işte. Dikkat edersen de sana çoğu zaman cevap vermiyorum. İçinize öyle bir nefret girmiş ki, ne dersek diyelim laftan anlamıyorsunuz. Bak, cümle sonlarına eklediğim noktalar senin eklediğin NOKTA gibi karizmatik değil. İdare edersin artık.
Son olarak, Cennet Mekân Sultanımız Fatih Sultan Mehmed Han Hz. sözü ile de bitireyim;
"Benim aklımın gittiği yere, düşmanlarımın hayali gitmez!"
Rahmetullâhi Aleyhim. Rabbim makamını cennet etsin yattığı yeri nur eylesin. AMİN.
Böyle güzel insanların torunu olduğum için gurur duyuyorum çok mutluyum bana güç veriyor, Allah'a (c.c.) şükürler olsun.