ha bir de, şu sıralar çok meşhur oldu akpyi övmek için 30ların 40ların chpsine bok atmak. arkadaşım, güzel kardeşim, kim dedi ki sana türkiyeye 1951'den önce demokrasinin geldiğini? çoğu akademik çalışma, 51 seçimlerine kadar tc'yi bir geçiş ülkesi ya da otoriter rejim olarak ele alır. bunun da çok önemli sebepleri vardır:
1- o dönemde almanya, italya, ispanya gibi avrupanın pek çok başat aktörlerinde çok bariz bir faşistleşme eğilimi vardı ve bu daha sonra mussolini ve hitler örnekleriyle daha da pekişmişti. öte yandan sovyet rusya da otoriter bir rejime doğru hızla kaymıştı. yani dönemin siyasi konjonktürü buydu.
2- dünya çok hızlı ilerlerken türkiye fazlasıyla geriden gidiyordu. türkiyenin acilen kalkınması gerekiyordu ve bu da tek elden yönetimi zorunlu kılıyordu. demokrasi oldukça ağır işleyen bir yönetim şeklidir, bu yüzden kendisini ciddi bir tehdit altında hisseden devletler demokrasiye pek yönelmez. şurada da yazmıştım:
http://siyasetciningunlugu.blogspot.com ... krasi.html3- ülkede demokrasiyi tesis edebilecek altyapı yoktu o dönemde. kemalist rejim, asker ve bürokrat ağırlıklı bir rejimdir. bu kadrodan demokrasi çıkması zaten zordu. buna rağmen demokrasi yolunda çok önemli bir basamak atlattılar ülkeye. onların çocukları döneminde türkiye demokrasi ile tanıştı. bu bile onların ne kadar başarılı bir iş yaptığının ispatıdır görmek isteyene. ayrıca bırakın altyapıyı, halk daha demokrasinin ne olduğunu dahi bilmiyordu. demokrat parti iktidara geldiği zaman vatandaş vergi ve ceza ödemeyi bile reddetmiş demokrasi geldi diye. ona göre düşünün artık. ayrıca kemalistlerin de o dönem en büyük korkusu bir karşı devrimin meydana gelmesi. her devrim, bir şekilde karşıtlarını ezer, aksi halde kendi varlığını sürdüremez. biliyorum kulağa hoş gelmiyor ama gerçek bu.
kemalist değilim. atatürkü seversiniz, sevmezsiniz beni ilgilendirmez. ben şahsen atatürkün şapka kanunu gibi şekilci bir batılılaşma dayatmasına gitmesini her zaman eleştirmişimdir. ama eleştiri yapıyorsak da insaflı olmak zorundayız. taa 1930'lardan 40lardan bahsediyoruz. almanya bile demokrasiden vaz geçmiş, italya, ispanya, rusya gibi devletler otoriter ve totaliter rejimlerle yönetiliyor, komşularımızın birisi bile demokrasiyi tesis edememiş, dünya büyük bir savaşa hazırlanıyor ve siz o dönemde türkiyeyi demokratik olmamakla suçluyorsunuz. azıcık insaf! daha da kötüsü bunu 2014 yılında akp iktidarını savunmak için yapıyorsunuz. demokrasi sadece sandık değildir. bu kadar basit. tek parti döneminde demokrasi yoktu ve sadece sandık vardı. bakın siz de diyorsunuz bunun ne kadar anti-demokratik olduğunu. e bugüne ne diyeceğiz o zaman? şimdi de "demokrasi sadece sandıktır" diyen bir başbakanımız var. o zaman siz de başbakanın bu sözünün anti-demokratik bir söylem olduğunu kabul etmiş oluyorsunuz.