Diyanet'in biraz irfana ihtiyacı var.

Din ve Felsefe üzerine fikir alışverişinde bulunuyoruz

Diyanet'in biraz irfana ihtiyacı var.

Mesajgönderen Ufuk » 19 Eki 2013 09:48

facebook
twitter
gplus

Geçtiğimiz günlerde “Diyanet İşleri Başkanı” bir açıklama yapmış, bu açıklamada İzmir’in dindarlık durumunun farklı olduğunu, İzmir’de biraz daha “irfana ihtiyaç olduğunu” söylemişti.
Devletin, “Din-i İslam’ı her türden siyasi ihtirasına malzeme edip, adeta İslam’ı görünmez kıldığı şu dönemde” yapılan bu açıklama, Diyanet’in genel karakteristik sorunlarını gündemime sokuverdi.
Diyanet, irfan telakki ederken; “paraya kıyıp; personelinin çalıştığı yerlere birer ayna koymak ve kendi öz vaziyetini görmekten yoksun olduğunu gösteriverdi..
***
Diyanet İşleri Başkanlığına 2013 yılında toplam 4 milyar 604 milyon TL bütçe ayrıldı. Toplam 11 Bakanlığı geride bırakan bu dev bütçe 11 bakanlığı geride bırakırken, İçişleri Bakanlığı (İdris Naim Şahin) 2 milyar 888 milyon, Sağlık Bakanlığı (Recep Akdağ) 2 milyar 490 milyon, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Teknoloji Bakanlığı (Nihat Ergün) 2 milyar 469 milyon, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı (Erdoğan Bayraktar) 1 milyar 880 milyon, Kültür ve Turizm Bakanlığı (Ertuğrul Günay) 1 milyar 851 milyon, Dışişleri Bakanlığı (Ahmet Davutoğlu) 1 milyar 614 milyon, Ekonomi Bakanlığı (Zafer Çağlayan) 1 milyar 381 milyon, Kalkınma Bakanlığı (Cevdet Yılmaz) 1 milyar 198 milyon, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (Taner Yıldız) 600 milyon, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (Hayati Yazıcı) 503 milyon ile Avrupa Birliği Bakanlığı’nı (Egemen Bağış) 213 milyon bütçe aldılar.
***
Peki Diyanet İşleri Başkanlığı bu bütçeyle ne yapar?
Daha da basitleştirelim. Daha evvelce yazdığım “makalelerde gündeme getirdiğim” Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “meal” çalışmaları, Kur’an’ı tahrif edici bir içeriğe sahiptir. Milyarlarca doları kontrol eden bir kurumun, doğru düzgün Arapça ve İslami kaideleri bilen bir kadro oluşturup, aslına uygun bir meal hazırlatamaması, vehametin fotoğrafıdır.
Bilgisiz imamların, cahil vaizlerin karnını doyurmak dışında, şatafat ve gösterişe boğulmuş tesisler inşa etmek dışında, İslam’ın aslından uzak bir takım projelere ortak olmak dışında Diyanet bu parayı ne yapar?
Formül basit: “yan gelir yatar...”
***
Diyanet İşleri Vakfı’nın bastığı kitaplar “parayla satılıyor.” O halde bu çalışmalara bütçeden ayrılan paydan söz etmek mantıksızdır. Kur’an meali dahi parayla satılıyor. Bu kadar büyük bir bütçeye rağmen, “adam gibi aslına uygun bir meal dahi hazırlayamayan” ve İslam’ın esas temelinin anlaşılmasına katkı sunamayan Diyanet, bugünün zorba sultanı karşısında kediye dönerek; haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanlar ordusundan ibaret olduğunu belirgin kılıyor...
***
Diyanetin en büyük ihanetlerinden birisi de “Tevbe Suresi 34. Ayetin çevirisidir.”
Ayet şöyledir;
Ey iman edenler “ahbar ve ruhbanların” çoğunluğu, halkın mallarını yerler ve bu yolla Allah yolundan alıkoyarlar. Altın ve gümüşü kenz edip/biriktirip Allah yolunda harcamayanlara elim azabı müjdele (Tevbe 34)
Diyanet’in ihaneti ise “ayette geçen ahbar ve ruhban” kelimelerini; “haham ve rahip” olarak çevirmiş olmasıdır.
Vay ki vay! Bu apaçık bir biçimde “ihanettir!” İçimizdeki “kenzci ruhbanları, imamları, hocaefendileri” göremememiz için yapılmış bir dalaveradır. Bu ihanetin failleri, hesap vermelidir. Sırf bu çeviri için dahi, bu meal toplatılır!
Bu arada ayeti kimler doğru çevirmiş. Onları sayalım;
Elmalılı Hamdi Yazır, Şaban Piriş meali, Ahmed Hulusi meali, Edip Yüksel meali. Benim gördüklerim bunlardır.
Hesap ver ey Diyanet!

https://twitter.com/isyanveislam
Eren Erdem / Aydınlık
Ufuk
 
Mesajlar: 56
Kayıt: 18 Eki 2013 13:22

Dön Din & Felsefe
cron