ceci yazdı:değil mi yaa.. hatta peygamberin söylemiş olduğu iddia edilen "Allah birdir, tekdir" sözü ne kadar da saçma bir hadis öyle değil mi. hadislerin hepsini inkar ettiğimize göre peygamberin bu sözünü de inkar etmemiz gerekiyor, niyee "e adı üstünde hadis" hadisleri ne yapıyorduk, sorgusuz sualsiz inkar ediyorduk. inkar edince ne oluyoruz Kuran'ı en iyi anlayan insan oluyoruz, Kuran'ı en iyi anlayan insan olduğumuzda ne olacağız, cennette hurilerle sevişeceğiz..
ironi ne kadar da güzel bir şey değil mi eren.. ironi halkın kendi kendisini yönetmektir.. ironi kazakistan'ın başkentidir.. ironi mario'nun prensesi kurtarmadan önce köprüde karşılaştığı ejderhanın büyük dedesinin yaptırdığı, ama uzun süren Mario akınlarınca harap edilen eski ve görkemli kalenin adıdır.
Ceci, "Allah birdir, tektir" sonucuna varmak için Muhammed'in sözüne ihtiyaç yok. Bu zaten Kur'an'da geçiyor.
Kur'an yasakları, sevapları, özgürlükleri belirten bir kitap. Muhammed'in Kur'an içinde geçmeyen herhangi bir hükmü rivayet edilmişse burada 3 durum vardır:
1) Bu hadis Kur'an'daki hükümlerle paralellik gösteriyordur. Bu durumda bu hadise gerek yoktur, Kur'an'da zaten belirtilmiştir o konudaki hüküm. Sonuç: Bu kategorideki hadisler gereksiz.
2) Bu hadis Kur'an'daki hükümlerle çelişiyordur. Bu durumda hadisin sahih olmadığı kesindir, reddetmek gerekir. Sonuç: Bu kategorideki hadisler reddedilmeli.
3) Bu hadisi karşılaştırabileceğimiz herhangi bir Kur'an hükmü yer almamaktadır. ( Örneğin, "Şalgam suyu içmek günahtır." diye bir hadis olsun ) Yani hadisin sahih olup olmadığı bilinemez, çünkü Kur'an'la teyit edilme şansı yoktur. Peki bu durumda ne yapılması gerekir?
Bu 3. durum da kendi içinde dallara ayrılır.
a) Bu hadis bir şeyi sevap olarak tanımlamıştır. Oysa Kur'an Yusuf 40'ta der ki hüküm ancak Allah’a aittir. Sevap veya günah konusunda yetkili mercii Allah'tır. Muhammed onun elçisidir, Allah'ın ona bildirdiği, Kur'an'da belirtilmemiş bir hükmü bildiriyordur belki (Ki bence böyle bir şey de olamaz. Sizce insanlar arasında 1 gün içerisinde yayılan bir dedikodu bile herkese farklı şekillerde ulaşıyorken; Allah herhangi bir hükmün gelecek nesillere aktarılması için sözlü aktarım yolunu seçer mi?) ama belki de rivayet edilmiş olan hadis yalandır. Yalan bir hadisten yola çıkarak Allah'ın o şeyi sevap kıldığını iddia etmek, "Hüküm ancak Allah'a aittir" ayetine terstir. Sonuç: Bu kategorideki hadisler Allah'ın kullarına kılavuzunda bildirmediği birtakım hükümler(!) içerdiği için; ve insanlara hüküm bildirmek için sözlü iletim gibi sakat bir yolu seçmeyeceği, sadece Kur'an üzerinden hüküm bildireceği için reddedilmeli.
b) Bu hadis bir şeyi günah olarak tanımlamıştır. Bu durumda da a maddesinde anlattığım şeyler geçerli. Bunlarla beraber, eğer sahihliği belirlenemeyen bu hadis eğer yalan bir hadisse, Kur'an'da günah olduğu belirtilmeyen bir şeyi günah olarak kabul etmiş olursunuz. Yani tanrı'nın helal kıldığını haram kılmış olursun. Bunu yapmaksa şu ayete göre hatalı bir davranıştır: Ey Peygamber! Karılarını hoşnut edeceksin diye, Tanrı’nın sana helal kıldığını neden haram yaparsın? (Tahrim Sûresi 1. ayet) Sonuç: Bu kategorideki hadisler, helal kılınanı haram kılma riskinden dolayı, ayrıca bir önceki maddedeki gibi sebeplerden dolayı reddedilmeli.
c) Bu hadiste "Şöyle yaparsanız iyi olur, böyle yapmasanız keşke." şeklinde, Muhammed'in önerisi olan, sevap ya da günah olmayan şeylerden bahsedilmiştir. Bu durumda da dikkate almak çok da önemli değildir, çünkü herhangi bir zorunluluk içeren bir durum yoktur ortada. E hem ortada bir zorunluluk yok, hem de gerçekten Muhammed'in önerisi olduğu bilinmiyor. Bu durumda dikkate almanın pek anlamı yok. Sonuç: Bu kategorideki hadislere uymak konusunda zorunluluk hissetmek külfetten başka bir şey değil.
Genel Sonuç: Tüm durumları incelediğimizde hadislere tek bir durumda bile ihtiyaç duyulduğu görülmüyor. Yani hadislere kaynak olarak ihtiyaç yoktur, ve hatta birçok durumda hadisler zararlıdır.