cowboyfromhell yazdı:Evet Kuranda peygamberin ağzından çıkan sözleri dikkate alın demez.Ama ona uyun der.O ne yaptıysa onu yapın der.En garip yeride şudur bence,Kuranda Allaha itaat edin demez.Her zaman Allah ve resulune itaat edin derki sana bu ayetleride çıkarabilirim.Burada bence bir düşünmek gerekiyor.Neden her seferinde Allah ve resulu diye ayırmış ? Bu ayetler hadis ve sünnetin önemini hayli hayli gösterir bence.Hadis dediğimizde hem peygamberin sözleri,hem olaylara bakışı,hem dini nasıl yaşadığıdır.Bunlar İslamı yaşamak için çok önemli şeyler.Kuranda böyle diyor zaten.
Of.
Nisa suresi 80
Elçiye uyan ALLAH'a uymuş olur. Kim yüz çevirirse çevirsin; biz seni onların üzerine bekçi göndermedik.
Kuran'da ''Elçiye ve Allah'a uymak'' ifadesi açıklanıyor zaten, gördüğünüz gibi yukarıdaki ayet. Yani elçiye uymak farklı bir şey değil, Allah'a uyarsan, Muhammed'in de Allah'ın elçisi olduğuna inanmış olursun otomatik olarak. Bu da Allah'a ve elçisine uymaktır. ''Elçiye uymak'' farklı bir kavram değil.
Şimdi Muhammed'e itaat etmeyi, ''Muhammed'in ağzından çıkan her söze itaat etmek'' olarak alalım;
Yunus suresi 15
Onlara apaçık olan ayetlerimiz okunduğu zaman, bize kavuşmayı ummayanlar, "Bundan başka bir Kuran getir, yahut onu değiştir!," derler. De ki: "Onu kendi tarafımdan değiştiremem. Ben yalnız bana vahyedilene uyarım. Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım."
Aha. Muhammed'in ağzından çıkan her söze itaat ettik. O zaman Muhammed'in sadece vahiy ile uyardığına da itaat etmiş olduk.
- ''Eee o zaman Muhammed niye gönderildi?''
Rad suresi 30
Daha önceki toplumlara olduğu gibi seni de bu topluma gönderdik ki sana vahyettiğimizi onlara okuyasın, halbuki onlar Rahman'a nankörlük ediyorlar. De ki: "O'dur benim Rabbim; O'ndan başka tanrı yoktur. O'na güvendim; dönüş O'nadır."
Elçi olarak insan gönderilmeseydi de, dağlar taşlar mı konuşsaydı? Veya gökten bir melek gelip ''Allah'a uyun gençler'' deyip geri mi gitseydi? Veya Allah Kuran'a bir ağız verseydi de kitap kendi kendine konuşsaydı he mi?
Bunlar da bonus;
Kehf suresi 26 ve 27
"Onların orada ne kadar kaldıklarını ALLAH daha iyi bilir," de. Göklerin ve yerin tüm gizemleri O'nundur. O ne güzel Görendir! O ne güzel İşitendir! Onların O'ndan başka bir yardımcısı yoktur. O, hükmüne kimseyi ortak etmez.
Rabbinin kitabından sana vahyedileni oku. Kelimelerini hiç bir şey değiştirip kaldıramaz ve O'ndan başka bir sığınak da bulamazsın.
Hakka suresinde de artık açık açık ''Muhammed kendi keyfince konuşamaz bunu anlayın artık'' diyor.
Hakka suresi 40 ve 52 arası
Ki bu şerefli bir elçinin (getirdiği) sözdür.
O bir şair sözü değildir; ne de az inanıyorsunuz?
Kahin sözü de değildir; ne de az düşünüyorsunuz?
Evrenlerin Rabbinden indirilmedir.
O bize bazı sözler yakıştırsa,
Biz onu kuvvetle yakalar,
Sonra, ondan vahyi keserdik.
Ve sizden kimse de buna engel olamazdı.
Kuşkusuz bu, erdemliler için bir hatırlatmadır.
İçinizden yalanlayanlar olduğunu iyi biliyoruz.
O, inkarcılar için bir üzüntü kaynağıdır.
O, kuşkusuz mutlak gerçektir.
Öyleyse Büyük olan Rabbinin ismini yücelt.