Jan Valjean yazdı:Kur'an'ın birçok ayetinde düşünme ve duygu gibi özelliklerin kalp ile ilişkilendirildiğini görüyoruz. Duyguları normal kabul edebiliriz. Yani elbetteki duygularda beynin ürünüdür fakat bu edebi olarak da kullanılır ancak düşünce-kalp ikilisi neden ? Üstelik çok da sık kullanılıyor bu durum.
gercekelektronik yazdı:Jan Valjean yazdı:Kur'an'ın birçok ayetinde düşünme ve duygu gibi özelliklerin kalp ile ilişkilendirildiğini görüyoruz. Duyguları normal kabul edebiliriz. Yani elbetteki duygularda beynin ürünüdür fakat bu edebi olarak da kullanılır ancak düşünce-kalp ikilisi neden ? Üstelik çok da sık kullanılıyor bu durum.
Kardeş, bir yerde şöyle bir yazı okumuştum, Bilim adamları kalpte beyindeki gibi nöron hücreleri bulmuşlar. Bu buluş aslında kalbin de düşünme eylemiyle alakadar olduğunu gösterir ve Kur'anı da doğrular. Bu konu hakkında bilgisi olanlar da katılıp bizi bilgilendirirlerse bayağı aydınlatıcı olur diye düşünüyorum.
Sevgiler.
Sahra yazdı:gercekelektronik yazdı:Jan Valjean yazdı:Kur'an'ın birçok ayetinde düşünme ve duygu gibi özelliklerin kalp ile ilişkilendirildiğini görüyoruz. Duyguları normal kabul edebiliriz. Yani elbetteki duygularda beynin ürünüdür fakat bu edebi olarak da kullanılır ancak düşünce-kalp ikilisi neden ? Üstelik çok da sık kullanılıyor bu durum.
Kardeş, bir yerde şöyle bir yazı okumuştum, Bilim adamları kalpte beyindeki gibi nöron hücreleri bulmuşlar. Bu buluş aslında kalbin de düşünme eylemiyle alakadar olduğunu gösterir ve Kur'anı da doğrular. Bu konu hakkında bilgisi olanlar da katılıp bizi bilgilendirirlerse bayağı aydınlatıcı olur diye düşünüyorum.
Sevgiler.
Bu konuda bir bilimsel makale okumuştum ben de, gerçekten de bu makalede kalbin de düşünmede etkisi olduğundan bahsediliyordu.
Fakat sorun şu:
Ayetlerde görme için göz, duyma için kulaktan bahsedilirken düşünme için SADECE kalpten bahsedilmesi. Ve Kur'an'da bildiğim kadarıyla düşünme eylemini anlatırken beyinden hiç bahsedilmemesi, sadece kalpten bahsedilmesi. Bu gösteriyor ki, Kur'an'ın düşünme organının beyin olduğundan (en azından düşünme organlarından birinin beyin olduğundan) haberi yok.
Mesela:
Hacc 46: Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? (Dolaştılar, ama ibret almadılar). Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler (kalp gözleri) kör olur.
İsra Suresi 36
Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.
Araf Suresi 179 "Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık. Kalpleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır."
Olay gönül gözüyle düşünme olayına vurgu yapmaksa, duyma ve görme eylemlerinden neden bahsedilsin? Demek ki ayette bildiğimiz anlamda duyu organlarından da bahsediliyor. Gözlerin, kulakların, gönül gözünün kitaba inanmada etkisi var da beynin yok mu? Beyin lafının hiçbir ayette geçmemesi bu yüzden hatalı.
teslim yazdı:Kuranda akıl hiçbir zaman isim olarak geçmez, hep fiil olarak geçer. İsim olarak aklın yerine kalp geçer ve bu da akla delalet eder. Tıpkı kulak,göz gibi. Yani ayetlerde inkarlarında ısrar edenler için der ki 'onlar sağırdırlar,kördürler ...''. Burada o insanların fiziki olarak sağır ya da kör oldukları kastedilmez. Akıllarını doğru işletemedikleri kastedilir. Ki bu konuşma dillerinin tamamında da görülür. Ki arapçada 'kalb'in anlamlarında akıl,düşünme gibi manalar da vardır.
Jan Valjean yazdı:teslim yazdı:Kuranda akıl hiçbir zaman isim olarak geçmez, hep fiil olarak geçer. İsim olarak aklın yerine kalp geçer ve bu da akla delalet eder. Tıpkı kulak,göz gibi. Yani ayetlerde inkarlarında ısrar edenler için der ki 'onlar sağırdırlar,kördürler ...''. Burada o insanların fiziki olarak sağır ya da kör oldukları kastedilmez. Akıllarını doğru işletemedikleri kastedilir. Ki bu konuşma dillerinin tamamında da görülür. Ki arapçada 'kalb'in anlamlarında akıl,düşünme gibi manalar da vardır.
Arapça'da kalbin anlamlarından birinin akletmek, düşünmek olduğunu bilmiyordum. Şöyle ayetlerde var ama. Her üçünde de ''la ya'kuline'' diyor. ''ya'kuli'' kısmı akıl sanırım.
Namaza/duaya çağırdığınızda onu oyun ve eğlence edindiler. Böyle yaptılar; çünkü onlar akıllarını işletmeyen bir topluluktur. Maide 58
Onlara, "Allah'ın indirdiğine uyun" dendiğinde: "Hayır! Biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." derler. Peki, ataları bir şeye akıl erdiremiyor, doğruya ve güzele ulaşamıyor idiyseler! Bakara 170
O küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemez onlar. Bakara 171