akiladam yazdı:birincisi bir felsefi akım diye tabir ettiğiniz şeyin hint kökenli olmasında hiçbir sakınca yoktur.Bir şeyin kökeninin ne olduğundan çok onun islama uygunlugu tartışılır.Ki tasavvufun kökeni hint felsefesi değildir.Etkilenmiş olabilir.Tasavvuf en başta bir ahlak ögretisi olarak çıkmış daha sonra varlığa yönelmiş bir yoldur.Doğu felsefesi batıdan farklı olarak görünüşler üzerinden degil direk varlık,varolus üzerinden felsefe yaptıgı içın bu mistisizm Doğu felsefesinin çeşitli ögretilerinde kendini göstermiştir.Ki batıda ilk çağda plotinus da mistisizme kayan bir çizgi izlemistir.Bati felsefesinde de bunun bir yeri vardır yani.Batının felsefi dilinin nasıl bir karakteristigi varsa dogunun da felsefi dilinin bir karakteri vardir.Tasavvuf bunun islama uygun,gücünü islamdan alan bir yoludur,ögretisidir.
Bugün insanlar nasıl Nietszche,sarte,heidegger,platon,zizek okuyorsa dogu felsefesinin óncülerini de okumalıdır.Onların bu konuda söylediklerine hak ettigi degeri vermelidir.Yoksa bu hint kökenli bu batı kökenli bu bilmem ne kökenli diye diye hepsini atar ortada bir sey birakmayız.
kemalizm'in de materyalizme dayanan felsefi bir temeli vardır. kemalizm'i ve materyalizmi okumuş/okuyor olmamız hepimiz için kemalist olmamız anlamına gelmeyeceği gibi, kemalizm'i İslami bir tasavvur içinde ifade etme şansını da bize vermiyor.
aynı şey tasavvuf için de söz konusudur. kör olmayan herkes mistisizmin İslamiyet ile başlamadığını bilir ve görür. yahudi ve hıristiyan mistikler de vardır ve ısrarla vurgulamaya çalıştığım gibi mistik/tasavvufi düşüncenin felsefi temelleri ile çıkışı hinduizm'dir.
felsefe okumak ayrı bir şeydir,onun İslami olduğu iddiasında bulunmak ayrı bir şeydir. "bir takım kapalı gruplar oluşturun, kendinize ait olacak bir takım sırlar ve mürşitler edinin ve bunu topluma kapalı tutun" diye Kur'an'ın neresinde yazıyor?
gelelim hululiyet meselesine. Allah ne İsa'ya (R.A),ne Muhammed'e (S.A.V) ne de başka bir hayvana ya da canlıya hulul etmiş değildir. hulul ettiği tevrat'ta ve incil'de yazıyor olabilir ama zaten Kur'an ne için indi ki? bu konuda delili olan kimse yoktur. şu ayeti dayanak yapıyorlar:,enfal suresi 17.ayeti:
onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı . Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.
iyi de, Sübhan Allah oku atmanın hulul ederek olduğunu söylemiyor ki, Sübhan Allah'ın izni ile olduğu söyleniyor.nitekim Sübhan Allah ölüm meleğine de hulul etmiyor,melek O'nun izni ile canı alıyor. Kafanıza göre hüküm çıkarıyor ve sadece zanna uyuyorsunuz. "hulul etti" demek Sübhan Allah'a cisim isnadıdır ve apaçık şirktir.
Tasavvuf konusuna dikkati çekmeye devam edeceğim ancak maksadın hasıl olmaya başladığını görüyorum. Kur'an'ı Kerim ile birlikte hak ile batıl kesin olarak biribirinden ayrılmıştır. Kitapta Allah'a giden,O'nun rıza ve hoşnutluğunu kazanmamıza yarayacak her türlü yol ve ibadet bize bildirilmiştir:
Bunlar kısaca, Sübhan Allah'a,meleklerine,kitaplarına,peygamberlerine,ahirete inanmak;namaz kılmak,oruç tutmak,zekat vermek, Allah yolunda cihad etmek,hamd etmek,sabretmek,iyiliği emredip kötülüğü nehyetmek,kurban kesmek,hacca gitmek,akrabalık ve komşuluk bağlarını kuvvetlendirmek,anaya babaya iyilik etmek,adaletli olmak,hırsızlık yapmamak, yalan söylememek,zina etmemek,içki içmemek,haramdan uzak durmak,O'na ortak koşmamaktır.
Zaten bazılarının ısrarla Kur'an'ı Kerim'in yerine hadis denen sözleri koymaktaki ısrarı artık bir çok forum arkadaşımızın malumu olmuştur. Şimdi artık Kelime-i şahadeti de hatırlatmak zorundayım,anlamı şudur ki: Allah'tan başka ilah yoktur ve muhammed O'nun KULU ve ELÇİSİDİR.