tasavvuf: ne yolu

Din ve Felsefe üzerine fikir alışverişinde bulunuyoruz

Re: tasavvuf: ne yolu

Mesajgönderen yazyagmuru » 20 Mar 2014 09:52

facebook
twitter
gplus

akiladam yazdı:birincisi bir felsefi akım diye tabir ettiğiniz şeyin hint kökenli olmasında hiçbir sakınca yoktur.Bir şeyin kökeninin ne olduğundan çok onun islama uygunlugu tartışılır.Ki tasavvufun kökeni hint felsefesi değildir.Etkilenmiş olabilir.Tasavvuf en başta bir ahlak ögretisi olarak çıkmış daha sonra varlığa yönelmiş bir yoldur.Doğu felsefesi batıdan farklı olarak görünüşler üzerinden degil direk varlık,varolus üzerinden felsefe yaptıgı içın bu mistisizm Doğu felsefesinin çeşitli ögretilerinde kendini göstermiştir.Ki batıda ilk çağda plotinus da mistisizme kayan bir çizgi izlemistir.Bati felsefesinde de bunun bir yeri vardır yani.Batının felsefi dilinin nasıl bir karakteristigi varsa dogunun da felsefi dilinin bir karakteri vardir.Tasavvuf bunun islama uygun,gücünü islamdan alan bir yoludur,ögretisidir.
Bugün insanlar nasıl Nietszche,sarte,heidegger,platon,zizek okuyorsa dogu felsefesinin óncülerini de okumalıdır.Onların bu konuda söylediklerine hak ettigi degeri vermelidir.Yoksa bu hint kökenli bu batı kökenli bu bilmem ne kökenli diye diye hepsini atar ortada bir sey birakmayız.

kemalizm'in de materyalizme dayanan felsefi bir temeli vardır. kemalizm'i ve materyalizmi okumuş/okuyor olmamız hepimiz için kemalist olmamız anlamına gelmeyeceği gibi, kemalizm'i İslami bir tasavvur içinde ifade etme şansını da bize vermiyor.
aynı şey tasavvuf için de söz konusudur. kör olmayan herkes mistisizmin İslamiyet ile başlamadığını bilir ve görür. yahudi ve hıristiyan mistikler de vardır ve ısrarla vurgulamaya çalıştığım gibi mistik/tasavvufi düşüncenin felsefi temelleri ile çıkışı hinduizm'dir.
felsefe okumak ayrı bir şeydir,onun İslami olduğu iddiasında bulunmak ayrı bir şeydir. "bir takım kapalı gruplar oluşturun, kendinize ait olacak bir takım sırlar ve mürşitler edinin ve bunu topluma kapalı tutun" diye Kur'an'ın neresinde yazıyor?
gelelim hululiyet meselesine. Allah ne İsa'ya (R.A),ne Muhammed'e (S.A.V) ne de başka bir hayvana ya da canlıya hulul etmiş değildir. hulul ettiği tevrat'ta ve incil'de yazıyor olabilir ama zaten Kur'an ne için indi ki? bu konuda delili olan kimse yoktur. şu ayeti dayanak yapıyorlar:,enfal suresi 17.ayeti:
onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı . Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.
iyi de, Sübhan Allah oku atmanın hulul ederek olduğunu söylemiyor ki, Sübhan Allah'ın izni ile olduğu söyleniyor.nitekim Sübhan Allah ölüm meleğine de hulul etmiyor,melek O'nun izni ile canı alıyor. Kafanıza göre hüküm çıkarıyor ve sadece zanna uyuyorsunuz. "hulul etti" demek Sübhan Allah'a cisim isnadıdır ve apaçık şirktir.

Tasavvuf konusuna dikkati çekmeye devam edeceğim ancak maksadın hasıl olmaya başladığını görüyorum. Kur'an'ı Kerim ile birlikte hak ile batıl kesin olarak biribirinden ayrılmıştır. Kitapta Allah'a giden,O'nun rıza ve hoşnutluğunu kazanmamıza yarayacak her türlü yol ve ibadet bize bildirilmiştir:
Bunlar kısaca, Sübhan Allah'a,meleklerine,kitaplarına,peygamberlerine,ahirete inanmak;namaz kılmak,oruç tutmak,zekat vermek, Allah yolunda cihad etmek,hamd etmek,sabretmek,iyiliği emredip kötülüğü nehyetmek,kurban kesmek,hacca gitmek,akrabalık ve komşuluk bağlarını kuvvetlendirmek,anaya babaya iyilik etmek,adaletli olmak,hırsızlık yapmamak, yalan söylememek,zina etmemek,içki içmemek,haramdan uzak durmak,O'na ortak koşmamaktır.

Zaten bazılarının ısrarla Kur'an'ı Kerim'in yerine hadis denen sözleri koymaktaki ısrarı artık bir çok forum arkadaşımızın malumu olmuştur. Şimdi artık Kelime-i şahadeti de hatırlatmak zorundayım,anlamı şudur ki: Allah'tan başka ilah yoktur ve muhammed O'nun KULU ve ELÇİSİDİR.
وَتَرَى الْمَلَائِكَةَ حَافِّينَ مِنْ حَوْلِ الْعَرْشِ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَقُضِيَ بَيْنَهُم بِالْحَقِّ وَقِيلَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Kullanıcı avatarı
yazyagmuru
 
Mesajlar: 1295
Kayıt: 13 Tem 2013 11:11
Konum: ankara

Re: tasavvuf: ne yolu

Mesajgönderen vekilsizmeclisolmaz » 20 Mar 2014 10:19

facebook
twitter
gplus

Bazarov yazdı:Birader Allah'ı nasıl hayal ediyorsun kafanda sen ? Allah'ın arkadaşı mı olur , nasıl bi kafan var biraz anlatır mısın ?
Allah'ın dostuymuş muş..Hadislere de inanıyorsundur sen , al bir hadis vereyim.Senin Kurana ortak koştuğun hadiste bile şefaate yer yok , o kadar mantıksız bir şey düşün..

"Ya Fatıma, eğer Namaz'larını kılmazsan, seni ben bile kurtaramam."

Hangi kitaplarda geçiyor bilmiyorum.Böyle bir hadis var.Televizyonda sürekli hocalar da anlatır durur.Nasıl bir çelişkidir bu anlamıyorum.Kızını bile kurtaramıyor , sen gelmiş bizi kurtaracak diyorsun.

edit : Buyur dostum , burda da aynı hadisler geçiyor.

http://www.risaleajans.com/ahmet-kayak/namazin-onemi

Şuan kendimden utanıyorum ne yalan söyleyeyim.Kuranda zibilyon kere şefaatin müşrik işi olduğu geçiyor.Peygamberin sözüyle kimsenin af olunmayacağı geçiyor.Sen onu anlamıyorsan hadis vermem çok saçma aslında.


Allah peygamberimiz sav'a habibim diye hitap etmiştir.Sevgili demektir..Allah ın sevgilisi olurmu?Sendeki mantık bu yolda.Allah ı hayal etmek haşa.kimsenin haddine değil,ederse ettiği şeytandır.


Peygamberimiz kızına söylediği çok farklı bişey.Manası bence peygamber kızı olduguna ramen ibadetten vazgeçme ki hepsinin cennete yeri kesindi peygamberimizin sahabelerinin.



Gelelim şefaat'a



(O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.

O gün, Rahmân'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaatı fayda vermez

Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar, Allah'ın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O'nun korkusundan titrerler.


Allah'a ortak koştuklarından, kendilerine şefaat edecekler de bulunmaz. Onlar, o zaman Allah'a koştukları ortakları inkâr ederler

********
Allah'ın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki müstesna. Nihayet kalblerinden dehşet giderildiği zaman "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. (Şefaat sahipleri de): "Hakkı söyledi" derler. O, her şeyden yüksek ve büyüktür.


Göklerde nice melek var ki Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce onların şefaatları hiç bir işe yaramaz.

74:48 - Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez


Simdi bunlar var olduguna dair.
Bi bunun kadarda eger ayrı ayrı googlede aratıp sefaat gecen ayetler yazarsanız dersinizki;;;;;;;


Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Onlar için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. Gerekir ki Allah'tan korkarlar

Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir

Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım da yapılmaz.

2:123 - Ve öyle bir günden sakının ki, o gün kimse, kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez ve ona şefaat de fayda vermez, hiçbir taraftan yardım da görmezler.


bu ayetlerden önce ve sonra gelen ayetleri okursanız anlarsın manayı.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma, nasıl böyle bir îmânı boğar,
“Medeniyyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
vekilsizmeclisolmaz
 
Mesajlar: 104
Kayıt: 13 Tem 2013 02:57

Re: tasavvuf: ne yolu

Mesajgönderen yazyagmuru » 20 Mar 2014 11:01

facebook
twitter
gplus

Sübhan Allah'ın peygamberimiz muhammed (S.A.V)'e habibim dediğine ilişkin delilini söyler misin?

evet şefaat vardır, eğer ki bir mümin, Allah'ın rıza ve hoşnutluğunu kazanmışsa, bu kişiye şefaat edilebilir ancak Allah'ın da izni olmak kaydıyla. şefaat edecek olan da Allah'tan ahit almış, sözü muteber bir peygamber ya da Allah'ın şefaatine izin vereceği bir melek ise şefaat edebilir.
yani Allah'ın rıza ve hoşnutluğunu kazanmamış kimseye şefaat olunmaz.
peygamber ya da melek olmadıkça şefaati kimse edemez.hele mürşit müridine kesin edemez zira kendisi şefaatçi arayacaktır.
وَتَرَى الْمَلَائِكَةَ حَافِّينَ مِنْ حَوْلِ الْعَرْشِ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَقُضِيَ بَيْنَهُم بِالْحَقِّ وَقِيلَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Kullanıcı avatarı
yazyagmuru
 
Mesajlar: 1295
Kayıt: 13 Tem 2013 11:11
Konum: ankara

Re: tasavvuf: ne yolu

Mesajgönderen vekilsizmeclisolmaz » 20 Mar 2014 11:40

facebook
twitter
gplus

deliler hadislerdir.
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma, nasıl böyle bir îmânı boğar,
“Medeniyyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
vekilsizmeclisolmaz
 
Mesajlar: 104
Kayıt: 13 Tem 2013 02:57

Re: tasavvuf: ne yolu

Mesajgönderen akiladam » 20 Mar 2014 12:24

facebook
twitter
gplus

yazyagmuru yazdı:
akiladam yazdı:birincisi bir felsefi akım diye tabir ettiğiniz şeyin hint kökenli olmasında hiçbir sakınca yoktur.Bir şeyin kökeninin ne olduğundan çok onun islama uygunlugu tartışılır.Ki tasavvufun kökeni hint felsefesi değildir.Etkilenmiş olabilir.Tasavvuf en başta bir ahlak ögretisi olarak çıkmış daha sonra varlığa yönelmiş bir yoldur.Doğu felsefesi batıdan farklı olarak görünüşler üzerinden degil direk varlık,varolus üzerinden felsefe yaptıgı içın bu mistisizm Doğu felsefesinin çeşitli ögretilerinde kendini göstermiştir.Ki batıda ilk çağda plotinus da mistisizme kayan bir çizgi izlemistir.Bati felsefesinde de bunun bir yeri vardır yani.Batının felsefi dilinin nasıl bir karakteristigi varsa dogunun da felsefi dilinin bir karakteri vardir.Tasavvuf bunun islama uygun,gücünü islamdan alan bir yoludur,ögretisidir.
Bugün insanlar nasıl Nietszche,sarte,heidegger,platon,zizek okuyorsa dogu felsefesinin óncülerini de okumalıdır.Onların bu konuda söylediklerine hak ettigi degeri vermelidir.Yoksa bu hint kökenli bu batı kökenli bu bilmem ne kökenli diye diye hepsini atar ortada bir sey birakmayız.

kemalizm'in de materyalizme dayanan felsefi bir temeli vardır. kemalizm'i ve materyalizmi okumuş/okuyor olmamız hepimiz için kemalist olmamız anlamına gelmeyeceği gibi, kemalizm'i İslami bir tasavvur içinde ifade etme şansını da bize vermiyor.
aynı şey tasavvuf için de söz konusudur. kör olmayan herkes mistisizmin İslamiyet ile başlamadığını bilir ve görür. yahudi ve hıristiyan mistikler de vardır ve ısrarla vurgulamaya çalıştığım gibi mistik/tasavvufi düşüncenin felsefi temelleri ile çıkışı hinduizm'dir.
felsefe okumak ayrı bir şeydir,onun İslami olduğu iddiasında bulunmak ayrı bir şeydir. "bir takım kapalı gruplar oluşturun, kendinize ait olacak bir takım sırlar ve mürşitler edinin ve bunu topluma kapalı tutun" diye Kur'an'ın neresinde yazıyor?
gelelim hululiyet meselesine. Allah ne İsa'ya (R.A),ne Muhammed'e (S.A.V) ne de başka bir hayvana ya da canlıya hulul etmiş değildir. hulul ettiği tevrat'ta ve incil'de yazıyor olabilir ama zaten Kur'an ne için indi ki? bu konuda delili olan kimse yoktur. şu ayeti dayanak yapıyorlar:,enfal suresi 17.ayeti:
onları siz öldürmediniz, fakat Allah öldürdü onları; attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı . Ve bunu, müminleri güzel bir imtihanla denemek için (yaptı). Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.
iyi de, Sübhan Allah oku atmanın hulul ederek olduğunu söylemiyor ki, Sübhan Allah'ın izni ile olduğu söyleniyor.nitekim Sübhan Allah ölüm meleğine de hulul etmiyor,melek O'nun izni ile canı alıyor. Kafanıza göre hüküm çıkarıyor ve sadece zanna uyuyorsunuz. "hulul etti" demek Sübhan Allah'a cisim isnadıdır ve apaçık şirktir.

Tasavvuf konusuna dikkati çekmeye devam edeceğim ancak maksadın hasıl olmaya başladığını görüyorum. Kur'an'ı Kerim ile birlikte hak ile batıl kesin olarak biribirinden ayrılmıştır. Kitapta Allah'a giden,O'nun rıza ve hoşnutluğunu kazanmamıza yarayacak her türlü yol ve ibadet bize bildirilmiştir:
Bunlar kısaca, Sübhan Allah'a,meleklerine,kitaplarına,peygamberlerine,ahirete inanmak;namaz kılmak,oruç tutmak,zekat vermek, Allah yolunda cihad etmek,hamd etmek,sabretmek,iyiliği emredip kötülüğü nehyetmek,kurban kesmek,hacca gitmek,akrabalık ve komşuluk bağlarını kuvvetlendirmek,anaya babaya iyilik etmek,adaletli olmak,hırsızlık yapmamak, yalan söylememek,zina etmemek,içki içmemek,haramdan uzak durmak,O'na ortak koşmamaktır.

Zaten bazılarının ısrarla Kur'an'ı Kerim'in yerine hadis denen sözleri koymaktaki ısrarı artık bir çok forum arkadaşımızın malumu olmuştur. Şimdi artık Kelime-i şahadeti de hatırlatmak zorundayım,anlamı şudur ki: Allah'tan başka ilah yoktur ve muhammed O'nun KULU ve ELÇİSİDİR.

Kemalizm bir felsefi ekol mekol değil,sadece politik bir akımdır o kadar.Elbette kendine göre bir görüşü vardır olabilir.Ama kemalizm dini etkiler,din kemalizmi değil.Yani bir kemalist için dinden çok,kemalizmin emrettiği kurallar geçerlidir.Sizin bunla tasavvufu kıyaslamanız başlı başına bir hata.Burada ise tam tersi bir durum var.İnsanların inançları mistik kavrayışlarını,düşüncelerini etkiliyor.Bir de mistisizm dediğiniz olay her dinde var olan bir şey.Yani bu kemalizm gibi belli başlı bir dönemde çeşitli sosyo-politik etkenlerle ortaya çıkan bir şey değil.Sanırım anlaşıldı.Şimdi nasıl tasavvur edilir ona gelelim.
Bakın şöyle diyorsunuz:''aynı şey tasavvuf için de söz konusudur. kör olmayan herkes mistisizmin İslamiyet ile başlamadığını bilir ve görür. yahudi ve hıristiyan mistikler de vardır ve ısrarla vurgulamaya çalıştığım gibi mistik/tasavvufi düşüncenin felsefi temelleri ile çıkışı hinduizm'dir.''
Ben de önceki cevabımda da demiştim şimdi de diyorum.İster hinduizm temelli olsun-ki değildir-ister başka bir şey hiç fark etmez.İslamiyetten önce de sonra yahudi ve hristiyan mistikler vardı.Olabilir de.Bununla ne alakası var.Yani buradan yola çıkıp bu islamla bağdaşmaz nasıl diyorsunuz anlamadım.İslamla bağdaşmayan tarafı hangi yönü?
Bundan sonra yazdıklarınız ise tasavvuf ile alakası olmayan saçmalıklar.Onun için cevap verme gereği duymuyorum.Tasavvuf ve felsefenin yüzeyel bakışlara ya da basit düşüncelere tahammülü yoktur.Onun derinine inmeye çalışmadıkça hululiyeti yanlış anlarsınız diğer meseleleri de...
akiladam
 
Mesajlar: 15
Kayıt: 04 Ağu 2013 12:22

Re: tasavvuf: ne yolu

Mesajgönderen yazyagmuru » 20 Mar 2014 12:55

facebook
twitter
gplus

"kemalizm'in de materyalizme dayanan felsefi bir temeli vardır" iddiasında bulundum. fakat buradan kemalizmi felsefi bir ekol olarak gördüğüm çıkarımını yapmışsın ki bilerek/bilmeyerek yanlış yapmışsın.kemalizmin bir ideolojik/politik hareket olarak zaten kapasitesi yetmez felsefi bir ekol yaratmaya.kaldı ki dayandığı ve topluma da dayattığı sekülerizm, çağdaş materyalistler Rousseau,Diderot,Holbach ya da Feurbach materyalizminin sentezinden başka bir şey değildir.
ayrıca felsefe tartışması yapmak niyetinde değilim.kimin neye inandığı ya da inanmadığı beni ilgilendirmiyor zira ne benim inandığımdan size, ne de sizin inandığınızdan bana bir pay var.
iddia ve maksat şudur ki; Allah'tan korkan her bir insana tasavvufi düşüncenin tehlikesine ve felsefi ekollerin İslam'la sulandırılarak yutturulmaya çalışılmasına dair inanan insanlara tavsiyelerde bulunmak. benim üzerime yüklediğim sorumluluğum buraya kadardır ve zaten varsa Allah'a inanmayan insanlar -ki varlar- benim yazdıklarımı üzerlerine almasınlar.

yine yanlış anlaşılmamak için derim ki; tasavvufun felsefi değil ilahi olduğuna dair varsa görüşleriniz,delilleri ile birlikte bizimle paylaşınız, herkes yanılabilir. ancak kaygınız zaten İslam değilse zaten aynı şeyi söylüyoruz demektir.
وَتَرَى الْمَلَائِكَةَ حَافِّينَ مِنْ حَوْلِ الْعَرْشِ يُسَبِّحُونَ بِحَمْدِ رَبِّهِمْ وَقُضِيَ بَيْنَهُم بِالْحَقِّ وَقِيلَ الْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ
Kullanıcı avatarı
yazyagmuru
 
Mesajlar: 1295
Kayıt: 13 Tem 2013 11:11
Konum: ankara

Re: tasavvuf: ne yolu

Mesajgönderen akiladam » 20 Mar 2014 13:18

facebook
twitter
gplus

yazyagmuru yazdı:"kemalizm'in de materyalizme dayanan felsefi bir temeli vardır" iddiasında bulundum. fakat buradan kemalizmi felsefi bir ekol olarak gördüğüm çıkarımını yapmışsın ki bilerek/bilmeyerek yanlış yapmışsın.kemalizmin bir ideolojik/politik hareket olarak zaten kapasitesi yetmez felsefi bir ekol yaratmaya.kaldı ki dayandığı ve topluma da dayattığı sekülerizm, çağdaş materyalistler Rousseau,Diderot,Holbach ya da Feurbach materyalizminin sentezinden başka bir şey değildir.
ayrıca felsefe tartışması yapmak niyetinde değilim.kimin neye inandığı ya da inanmadığı beni ilgilendirmiyor zira ne benim inandığımdan size, ne de sizin inandığınızdan bana bir pay var.
iddia ve maksat şudur ki; Allah'tan korkan her bir insana tasavvufi düşüncenin tehlikesine ve felsefi ekollerin İslam'la sulandırılarak yutturulmaya çalışılmasına dair inanan insanlara tavsiyelerde bulunmak. benim üzerime yüklediğim sorumluluğum buraya kadardır ve zaten varsa Allah'a inanmayan insanlar -ki varlar- benim yazdıklarımı üzerlerine almasınlar.

yine yanlış anlaşılmamak için derim ki; tasavvufun felsefi değil ilahi olduğuna dair varsa görüşleriniz,delilleri ile birlikte bizimle paylaşınız, herkes yanılabilir. ancak kaygınız zaten İslam değilse zaten aynı şeyi söylüyoruz demektir.

Kemalizm hakkında söylediklerinize kısmen katılıyorum.Kemalizmi felsefi bir ekol olarak kabul etmedim,sadece onun felsefi bir temelinin olmasının onun tasavvuf düşüncesiyle kıyaslamamız için yeterli değildir demek istedim.
Bakın ne tasavvuf ne de diğer düşüncelerin ilahi kökenli olduğuna dair bir şey demiyorum.Ama siz de takdir edersiniz ki Kur'anı anlayabilmek için insanı anlamak gerekiyor.Ben tasavvuf düşüncesini en başta red etmişken oturdum araştırdım ve varlık konusunda insan konusunda söylediklerinin İslama ters bir yönünün olmadığını gördüm.Bunu bütün mutasavvıflar için söylemiyorum.Sizin de dediğiniz gibi bu yol tehlikeli bir yol ve bu konuda bilip bilmeden konuşup saçmalayan çok insan var.Tasavvuf bizim için çok farklı bakış açıları sunuyor.Batınidir diye onu bir kenara atmak bize hiç bir şey katmaz.Tasavvufun bir dili var ve bu dili anlamadan tasavvufu anlamak mümkün değil.Benim niyetin insanlar bunu oturup tartışsınlar yoksa ben ne bu konuda ne diğer konularda bir yetkinlik içinde değilim.
Bu miras bizim mirasımız ve bunu atmak demek kendi mirasımızı,düşüncemizi atmak demek.Bir şeyi terk etmek istiyorsak önce onun ne olduğunu anlamak gerekiyor.İmam Gazzali felsefeyi eleştirmeden önce döneminin filozoflarıyla tartışabilecek kadar derin felsefi düşünceye sahip oldu.Çünkü anlamak istedi,neden bu insanlar böyle düşünüyor diye sorguladı.Ve İslami düşüncenin felsefi bir derinliğe sahip olmasına yardımcı oldu.Dolasıyla bizim de belli bir düşünce düzeyine çıkamadan yapacağımız eleştiriler kısır kalacaktır.
akiladam
 
Mesajlar: 15
Kayıt: 04 Ağu 2013 12:22

Re: tasavvuf: ne yolu

Mesajgönderen vekilsizmeclisolmaz » 20 Mar 2014 14:42

facebook
twitter
gplus

İlim öğrenelim ilim.nasıl öğrenecez?tasavvuf yolu ile
Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim îman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma, nasıl böyle bir îmânı boğar,
“Medeniyyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?
vekilsizmeclisolmaz
 
Mesajlar: 104
Kayıt: 13 Tem 2013 02:57

Re: tasavvuf: ne yolu

Mesajgönderen Bazarov » 20 Mar 2014 17:54

facebook
twitter
gplus

vekilsizmeclisolmaz yazdı:
Bazarov yazdı:Birader Allah'ı nasıl hayal ediyorsun kafanda sen ? Allah'ın arkadaşı mı olur , nasıl bi kafan var biraz anlatır mısın ?
Allah'ın dostuymuş muş..Hadislere de inanıyorsundur sen , al bir hadis vereyim.Senin Kurana ortak koştuğun hadiste bile şefaate yer yok , o kadar mantıksız bir şey düşün..

"Ya Fatıma, eğer Namaz'larını kılmazsan, seni ben bile kurtaramam."

Hangi kitaplarda geçiyor bilmiyorum.Böyle bir hadis var.Televizyonda sürekli hocalar da anlatır durur.Nasıl bir çelişkidir bu anlamıyorum.Kızını bile kurtaramıyor , sen gelmiş bizi kurtaracak diyorsun.

edit : Buyur dostum , burda da aynı hadisler geçiyor.

http://www.risaleajans.com/ahmet-kayak/namazin-onemi

Şuan kendimden utanıyorum ne yalan söyleyeyim.Kuranda zibilyon kere şefaatin müşrik işi olduğu geçiyor.Peygamberin sözüyle kimsenin af olunmayacağı geçiyor.Sen onu anlamıyorsan hadis vermem çok saçma aslında.


Allah peygamberimiz sav'a habibim diye hitap etmiştir.Sevgili demektir..Allah ın sevgilisi olurmu?Sendeki mantık bu yolda.Allah ı hayal etmek haşa.kimsenin haddine değil,ederse ettiği şeytandır.


Peygamberimiz kızına söylediği çok farklı bişey.Manası bence peygamber kızı olduguna ramen ibadetten vazgeçme ki hepsinin cennete yeri kesindi peygamberimizin sahabelerinin.



Gelelim şefaat'a



(O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır.

O gün, Rahmân'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnud olduğu kimselerden başkasının şefaatı fayda vermez

Allah, onların önlerindekini de, arkalarındakini de (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar, Allah'ın hoşnud olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler. Hepsi de O'nun korkusundan titrerler.


Allah'a ortak koştuklarından, kendilerine şefaat edecekler de bulunmaz. Onlar, o zaman Allah'a koştukları ortakları inkâr ederler

********
Allah'ın huzurunda şefaat da fayda vermez. Ancak izin verdiği kimseninki müstesna. Nihayet kalblerinden dehşet giderildiği zaman "Rabbiniz ne buyurdu?" derler. (Şefaat sahipleri de): "Hakkı söyledi" derler. O, her şeyden yüksek ve büyüktür.


Göklerde nice melek var ki Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce onların şefaatları hiç bir işe yaramaz.

74:48 - Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez


Simdi bunlar var olduguna dair.
Bi bunun kadarda eger ayrı ayrı googlede aratıp sefaat gecen ayetler yazarsanız dersinizki;;;;;;;


Rablerinin huzurunda toplanacaklarından korkanları Kur'an'la uyar. Onlar için Allah'tan başka ne bir dost, ne de bir şefaatçi vardır. Gerekir ki Allah'tan korkarlar

Ey iman edenler! Kendisinde hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir

Ve öyle bir günden korunun ki, kimse kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden şefaat da kabul edilmez, kimseden fidye de alınmaz ve onlara hiçbir yardım da yapılmaz.

2:123 - Ve öyle bir günden sakının ki, o gün kimse, kimsenin yerine bir şey ödeyemez, kimseden fidye kabul edilmez ve ona şefaat de fayda vermez, hiçbir taraftan yardım da görmezler.


bu ayetlerden önce ve sonra gelen ayetleri okursanız anlarsın manayı.


Allah'ın sevgilisi olmaz evet. ;) Allah nerde Muhammed peygambere sevgilim demiş görebilir miyiz ?
Ne bir dost ne bir şefaatçi vardır diyor , sen burdan şefaatin olduğunu çıkarıyorsun ?
''Öyle bir gündür ki o , kimsenin malı-dostu-peygamberi onu kurtaramaz.'' Ben bunu anlıyorum verdiğin ayetlerden.
Edit : Dostum sonda bir ayet daha koymuşsun , orda dediği şefaat=tanıklık etmek.Mahkemede nasıl şahitler oluyor öyle.Mesela senin amel defterin senin şahidin olacak.Yani sana şefaat edecek ;)
Biz ona ülkeye lider ol dedik o gitti dünya lideri oldu. :) (: <333

bekare eksi dörtace : delta
üstler doğal katsayılar reel
Kullanıcı avatarı
Bazarov
 
Mesajlar: 394
Kayıt: 05 Mar 2014 02:41

Re: tasavvuf: ne yolu

Mesajgönderen samtik » 20 Mar 2014 18:18

facebook
twitter
gplus

vekilsizmeclisolmaz yazdı:İlim öğrenelim ilim.nasıl öğrenecez?tasavvuf yolu ile


Yapmayın şunu lütfen.
Nasıl bir mantık yürütüyorsunuz, nasıl bir ruh hali içerisindesiniz.
Tasavvufla ilmi nasıl bağdaştırıyorsunuz?
Kimden ve nasıl etkilendiniz bu kadar?
Biraz salt aklınızı kullanın ne olur.
Çok ciddiyim üzülüyorum sizler için.
AT
Kullanıcı avatarı
samtik
 
Mesajlar: 1843
Kayıt: 13 Tem 2013 15:16
Konum: İnegöl

ÖncekiSonraki

Dön Din & Felsefe
cron