Hadis ve Sünnet Anlayışının Yahudi Kökeni

Din ve Felsefe üzerine fikir alışverişinde bulunuyoruz

Hadis ve Sünnet Anlayışının Yahudi Kökeni

Mesajgönderen Selim » 18 Tem 2016 07:47

facebook
twitter
gplus

İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik arasındaki benzerliklere dikkat çekildiğinde, bu özellikle eleştirel yolla yapıldığında mezhepçi din adamlarının, ilahiyatçıların ve din satıcılarının bize bunun normal olduğunu, bu üçünün de tektanrıcı, vahiy kaynaklı “İbrahimî” dinler olduğunu söylediklerine tanık oluyoruz. Oysa gerçek böyle değildir. Müslümanların dinleri bir komploya kurban gitmiş ve bozulmuştur.

Kuran’a sünneti ekleme, yani vahiy kitabına insan yazması kitapları ekleme fikrinin kaynağı geleneksel, kurumsal Yahudi inancıdır. Hadislerin azımsanamayacak bir bölümü Kitabı Mukaddes veya Yahudilerin “sözlü Tevrat” dedikleri Talmud’dan kopyalanmıştır. Talmud tıpkı hadis gibi önceleri sözlü olarak aktarılan insan yapısı dinsel bilgilerin yazıya geçirilmiş halidir. Talmud'un yazılmasıyla o güne dek sözlü olarak aktarılan Mişna’lar (Musa’nın hadisleri) yazıya geçirilmiştir. Gemara ise o günün başhahamlarının Mişna’yla ilgili yorumları ve içtihatlarıdır. Mişna konularına göre ayrılmış altı kitaptan oluşur. Konu başlıkları hadis kitaplarının ve klasik dönem fıkıh kitaplarının bölüm başlıklarına benzer. Baskın anlayış olan Rabbani Yahudiliğe göre Tevrat'ı anlamak için önce Gemara'yı, Sonra Mişna'yı anlamak gerekir. Tıpkı mezhepçi, nakilci öğretide Kuran'ı anlamak için önce fıkıh ve hadis öğrenmek, büyük imamların içtihatlarını okumak gerektiği gibi.

Babil Talmudu V., Kudüs Talmudu IV. yüzyıllarda yani Kuran’dan çok önce kitaplaştırılmıştır. Talmudlar yirmi bin kitap sayfasını bulan hacimle herkesçe okunabilir olmaktan uzaktır. Bu özelliğiyle ona çalışıp öğretisini sıradan kişilere aktaracak bir din adamı sınıfının varlığına bahane oluşturur. Aynı durum Kuran’a eş koşulan on binlerce sayfalık sünnet kaynakları için geçerlidir. Hahamların kurumsal öğretilerini oluşturan Talmud (ve Midraş, Targum, Zohar gibi öbür kitaplar), günümüze ulaşan haliyle Eski Ahit’in olası anlamlarını tek bir anlama, hahamlar panteonunun, yanılmaz ataların anladıkları anlama hapsetmiştir. Tıpkı sünnet öğretisinin Kuran’ın anlamını ancak seçkin din adamlarının yorumlayabileceği dar bir alanda kalmak üzere sabitlediği gibi.

Gelenekçi ve mezhepçi İslam öğretisinin Kuran’dan gerçekleştirdiği sapma, kurumsal Yahudiliğin ve Hristiyanlığın vahiyden gösterdiği sapmayla karşılaştırıldığında hafif kalmaktadır. Ne var ki, Müslüman toplum gerçekleşmiş olan bu yozlaşmayı iyice anlayıp Kuran’a bakışını gözden geçirmek durumundadır. Kitaplıların Müslümanları dinlerinden saptırma niyetleri bir varsayım veya kuram değil, yaşayan bir olgudur. Amaçlarına kesinlikle ulaşamadıklarını söyleyebilmek olanaklı değildir. Elçi Kuran’da toplumunun Kuran’ı dışlamasından yakınır (25:30, karşılaştırınız; Tesniye 31).

Gelenekçi ve nakilci İslam anlayışı ile Yahudi dini arasındaki benzerlik konuyu inceleyenler için açıktır. Her şey göz önündedir, gizli veya örtülü olan bir şey yoktur. Fransız oryantalist Barthelemy d'Herbelot (ö. 1695), Katip Çelebi’nin kütüphanesinden yararlanarak yazdığı Bibliotheque Orientale (Doğu Kitaplığı) kitabında altı hadis kitabıyla Talmud arasındaki benzerliklere dikkat çeker.

Aşağıda okuyacağınız örneklerin metinler, kavramlar ve inançlar arasındaki dikkat çekici benzerliği anlamak için bir başlangıç olması umulur.
İslam rahiplerinin taklit yoluyla her kuşakta yeniden ürettikleri ve akçaladıkları uyduruk öğretilerine yöneltilen soru ve sorgulamadan rahatsız oldukları ve susmamızı yeğledikleri kesindir. Her şeye karşın gerçek güçlüdür. Ona direneni ezip geçer. Onu ayakta tutanı ise ödüllendirir.
Kitabı Mukaddes’i okumuş olup da bunları ortaya koymayan Müslümanlar tanıklıklarını gizlemektedirler. Tanıklığı gizlemek suçtur. Bir Kuran bağlısı, Tanrı’nın dinine iftira eden bozuk öğretilerin kirli çamaşırlarını ortalığa sermeli ve insanları değişmez gerçeğe çağırmalıdır. Siz de tanıklığınızı gizlemeyin ve bu bilgileri aklı, gönlü kararmamış en az üç kişiyle paylaşın. Onlar da görevlerini yerine getirip üçer kişiyle paylaşsınlar. Zincirin koptuğu noktada bilin ki sorumluluk yerine getirilmemiştir.

Bu yazıda tam bir liste çıkarmak gibi bir çabamın olmadığını vurgulamalıyım. Burada amaç hadis kütüphanesine bulaşan Yahudi ve Hristiyan uydurmalarını ayıklamak gibi zorlama bir çabayı özendirmek değil, hadis ve sünnet öğretisinin ta kendisinin bu vahiyden sapmış dinlerden kaynaklandığını göstermektir. Kaldı ki sözde din bilginleri incir çekirdeğini doldurmayacak konulardaki on binlerce sayfalık söylentiyi ayıklamaya kalktığı anda zaten komplo amacına ulaşmış ve bu kişileri ve artlarına takılmış yığınları Kuran’dan uzaklaştırmış oluyorlar. Tıpkı hahamların on binlerce sayfalık Talmud’a çalışmaktan Tevrat’ın gerçek mesajını sorgulamaz oldukları gibi.

...

Hadis ve Sünnet’e İnanmayanın Kafir Olması

Hadis metinleri: Ebu Davut, Sünnet 6 (4604, 4607); Tirmizi, İlim 16, 60 (2678, 2666); İbn Mace, Mukaddime 2; Buhari, Nikah 1; Müslim, Nikah 5 (1401).

Yahudiliğin klasik ilmihal ve fıkıh kitaplarına göre bu konuda bir esneklik yoktur. Yalnızca Tevrat’a inananlar hahamların gözünde inkarcı olurlar. Çünkü Tevrat’ın doğru, dürüst içerik kalıntılarını, bozulmamış parçalarını gölgelemenin, din adamı sınıfı egemenliğini güvenceye almanın yolu “sözlü Tevrat” dedikleri Talmud’dur. Gelenekçi, nakilci, mezhepçi anlayışa göre Muhammed Peygamber’e Kuran’ın bir benzeri (misli) verilmiştir. Gelenekçi, nakilci Yahudiliğe göre Musa’ya da Tevrat’ın bir benzeri verilmiştir. Babil Talmudu’nun Avot 1 bölümünde “Musa, Sina’da Tevrat’ı aldı ve onu [yardımcısı] Yeşu’ya aktardı ve Yeşu atalara aktardı. Atalar elçilere ve elçiler de Büyük Sinagog'un Adamları’na aktardılar.” biçiminde dile getirilen şey yazılı ve sözlü Tevrat’ın “rivayet zinciri”dir. Bu, Yahudiliğin temel inançlarındandır. Tevrat ve Talmud çevirilerinin sunuş yazılarında, ilmihal ve tarih kitaplarında bu sav hep yinelenir.

Yahudilerin en büyük din bilgini saydıkları ve öğretileri bugün de tutulan Musa İbn Meymun (ö.1204) Talmud’a yazdığı giriş yazısında şöyle der: “Tanrı Musa’ya verdiği her mitzvayla [buyrukla] birlikte ona açıklamasını da yanında verdi. Tanrı ona mitzvayı söylediğinde ardından ona açıklamasını, özünü ve Tevrat ayetlerinin içerdiği tüm hikmeti verdi.” Oysa Tevrat Musa’nın bütün vahyi eksiksiz olarak yazıya geçirdiğini söyleyerek bunu yalanlar:
Eski Ahit, Çıkış 24:4 Musa Rabbin bütün buyruklarını yazdı…
Eski Ahit, Çıkış 34:27 Rab Musa'ya, ‘Bunları yaz’ dedi, ‘Çünkü seninle ve İsrailliler'le bu sözlere dayanarak antlaşma yaptım’.
Eski Ahit, Tesniye 31:24-25 Musa yasanın [Tevrat’ın] sözlerini eksiksiz olarak kitaba yazmayı bitirince Rabbin anlaşma sandığını taşıyan Levililere şu buyruğu verdi: Bu Yasa Kitabı'nı [Tevrat] alın, Tanrınız Rabbin Antlaşma Sandığı'nın yanına koyun. Orada size karşı bir tanık olarak kalsın.

Eski Ahit’in sonraki bölümleri de Yahudilerin Tevrat’ı dışlamalarını önceden haber verip kınar:
Eski Ahit, Yeşaya 29:13-14 Rab diyor ki, “Bu halk bana yaklaşıp ağızlarıyla, dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzak. Benden korkmaları da insanlardan öğrendikleri buyrukların sonucudur. Onun için ben de bu halkın arasında yine bir harika, evet, şaşılacak bir şey yapacağım. Bilgelerin bilgeliği yok olacak, akıllının aklı duracak.”

Yeni Ahit de Tevrat’ın ve Yeşaya’nın öngörüsünü onaylar, Yahudilerin hahamları izleyip Tevrat’ı dışlamalarını eleştirir:
Yeni Ahit, Markos 7:6-9 İsa onları şöyle yanıtladı: “Yeşaya'nın siz ikiyüzlülerle ilgili peygamberlik [kehanet] sözü ne kadar yerindedir! Yazmış olduğu gibi, ‘bu halk, dudaklarıyla beni sayar, ama yürekleri benden uzak. Bana boşuna taparlar. Çünkü öğrettikleri, sadece insan buyruklarıdır.’ Siz Tanrı buyruğunu bir yana bırakmış, insan töresine uyuyorsunuz.” İsa onlara ayrıca şunu söyledi: “Kendi törenizi sürdürmek için Tanrı buyruğunu bir kenara itmeyi ne de güzel beceriyorsunuz!”

Ve Kuran da pek çok ayette Yahudileri bu davranışları için ağır biçimde eleştirir ve lanetlendiklerini söyler:
Sırtlarına Tevrat yükletilip de sonra onu taşımayanların durumu, kutsal kitap parçaları taşıyan eşeğin durumuna benzer… Cuma 62:5

Her üç kitap da Yahudilerin Tevrat’ı bırakıp kendi yazdıklarını benimsediklerinde uzlaşır. Yalnızca Tevrat’a bağlı kalmakta diretmiş tarihsel bir azınlık olan Karai (Karaim) Yahudileri bu yüzden Talmud Yahudilerince din dışı görülmüş ve aşağılanmışlardır. Burada on bin sayfayı geçen Talmud’un ve temel taşlar sayılan Yahudi ilmihallerinin temel öğretilerinden olan ve sık sık yinelenen bu ilkeyi gözler önüne seren iki örnek sunmakla yetiniyorum.

Babil Talmudu, Şabat 31a: Rabilerimiz öğretti ki: Kafirin biri bir gün Şamay’a geldi ve sordu: “Kaç tane Tevrat’ınız var?” “İki” diye yanıtladı, “yazılı Tevrat ve sözlü Tevrat”. “Yazılı Tevrat’ınıza inanıyorum ama sözlü Tevrat’ınıza inanmıyorum; bana yalnızca yazılı Tevrat’ı öğretmek koşuluyla beni dininize kabul edin.” Çok öfkelendi ve onu azarladı. ... “Bana güveniyorsan sözlü Tevrat konusunda da güvenmelisin.”
Babil Talmudu, Erubin 21b: Oğlum, Yazıcılar’ın sözlerine uymakta Tevrat’ın sözlerine uymaktan daha dikkatli ol.
Yazıcılar sözcüğü ile denmek istenen Talmud yazıcısı olan Bilgelerdir (İbr. Tanaim). Buna göre Tevrat’ı herkes anlayamaz, onun için bu bilgelerin sözü Tevrat’ın üstündedir. Erubin 21b bölümünde yukarıdaki sözün ardından Bilgeler’in sözünü küçümseyenlerin (cehennemde) kaynayan dışkıya konulacağı yazılıdır. Ve ardından hahamların sözlerine karşı gelmektense ölmeyi yeğleyen bir Yahudinin öyküsü anlatılır. Yahudilik, din adamları sınıfının tekelindeki bir inançtır. Bu aracı sınıf düşüncesi zamanla Müslümanlara da sıçramıştır.
Kuran: Kuran’a göre Yahudiler Tevrat’ı terk edip kendi kitaplarını yazdıkları için pek azı dışında içtenliklerini yitirmişleridir:
İçinde Allah'ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında iken, nasıl oluyor da senin hakemliğine başvuruyorlar? Maide 5:43
Bir ahitle söz verdikleri her seferinde, içlerinden bir fırka, ahdi kaldırıp atmadı mı?... Bakara 2:100

Müslümanlar bundan ders almalıdırlar. Ne ilginçtir ki “Bana Kuran’ın bir misli verildi” hadisindeki misil (denk, eşit) sözcüğü ile aşağıdaki ayetteki misil sözcüğü aynıdır:
Eğer doğru sözlü iseler, onun benzeri [misli] bir hadis/söz getirsinler. Tur 52:34
Bu ayetin geçtiği surenin Musa’ya kitabın indirildiği yer olan Tur’u ve “satır satır yazılmış olan Kitap’ı” tanık göstererek başladığına dikkat ediniz. Kuran, kendisinin veya Tevrat’ın bir benzerinin indirildiği iftiralarını nokta atışı yaparak çürütmektedir!

Yazının devamı:
https://gerceginkitabi.wordpress.com/20 ... an-kokeni/
Selim
 
Mesajlar: 8
Kayıt: 08 Şub 2016 21:44

Dön Din & Felsefe
cron