Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Din ve Felsefe üzerine fikir alışverişinde bulunuyoruz

Re: Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Mesajgönderen Jaden » 11 Tem 2013 02:58

facebook
twitter
gplus

"Hepsini sonuna kadar okudum" kısmını görünce, keşke "rep" butonu olsaydı diye geçirdim içimden. :D

Bu aklıma paylaşmayı düşündüğüm bir soruyu getirdi. Hep bahsettiğim üzere, teorik fizik konusu kapanınca, benim de argümanım tükenebiliyor bazen. Hele ki konu din olunca, tamamen çaresiz kalabiliyorum. Kafa yormadığımdandır ve bu da büyük bir eksikliktir, kabul de ediyorum. Burada konuyu dağıtmamak amacı ile başka bir konu açarak soracağım aklımdakini. Klasik de bir soru aslında ancak sizlerin fikirlerini ve mümkünse uzun uzun anlatımlarını bekliyor olacağım :)

Sevgiler.
Sonsuzluktan sonsuzluğu çıkartırsanız, sonuç hayal ettiğiniz herhangi bir şey olabilir. Çünkü tüm sonsuzluklar eşit değildir...
Kullanıcı avatarı
Jaden
 
Mesajlar: 22
Kayıt: 23 Haz 2013 02:45

Re: Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Mesajgönderen Emre_1974tr » 11 Tem 2013 03:03

facebook
twitter
gplus

Tekrar selam:)

1- Dediğim gibi körü körüne tutuculuğunu karşı tarafa yansıtmaya çalışmayı sürdürüyorsun sevgili Jaden. Bu bahsettiğin tabloyu çizenin sen olduğunu fark ettiğin an zaten senin için dönüm noktası olacak.

2- İşte bu heyecanla ezberini savunman yüzünden yazdıklarımı da dikkatli okumuyor veya değerlendirmiyorsun. Kuran'dan en az bir tane daha evren olduğu ve adının da "Rabbin Katı" (Ahiret Evreni) olduğunu yazdığım ve hatta konuyla ilgili çalışmalarımı verdiğim halde hala tek bir evrenden başkası olamaz gibi birşey söylüyormuşum gibi tekrarlarını sürdürüyorsun :)

3- İncelemediğimi nerden çıkardın, işte yine fanatik ve heyecanlı bir şekilde inancını savunmaya kalktığını tekrar tekrar ispatlıyorsun. Yine tam tersi, her iki düşünceyi de inceleyen ve çözümleyen benim, buna karşılık sadece tek tarafa ve ona da yüzeysel bakan sensin

4- Falanca yüzyılık birikimin etkisiyle, bakış açısıyla bu teoriye karşı çıktığımı söylerken yine yazdıklarımı dikkatli okumadığınız ve sadece ezberinizi sürdürme heyecanı içinde olduğunuz izlenimi çıkmakta ortaya. Ortada filanca geçmiş bilgiye bakma olayı falan yok. Ben sadece Kuran'a, mantığa-akla bakarak konuşuyorum.

Ve Kuran sonsuz sayıda evren modelini redediyor.

Hem Kuran'a hakim olmadığınızı söylemeniz, hem de Kuran'da bu teoriye karşı bir arguman yok veya görmedim demeniz yine aynı şekilde heyecanlı ve acele bir şekilde konuştuğunuzu göstermekte.

Şimdi madde madde özetliyeyim tekrar ki önce yazdıklarım anlaşılsın(lütfen bu sefer önyargısız bir şekilde anlamak için okuyun);

a) Kuran'a göre birden fazla evren vardır. Rabbin Katı adı verilen Ahiret Evreni'nin bizimkinden farklı fizik yasalarına sahip olduğu bile anlatılır.

b) Kuran'a göre sayısız sayıda evren yoktur. Hatta sayısız yaratılmış hiçbirşey yoktur, tüm yaratılmışlar sınırlıdır Rabbimizin söylediğine göre.

c) Sonsuz sayıda evren ve sonsuz sayıda boyut inancı paganizmin en temel kabullerindendir. Ve bu tıpkı evrim veya reenkarnasyon veya panteizm gibi en yıkıcı ve sinsi propogandalarındandır ruhçuluğun. Şimdi burada bu inancın ne anlama geldiğini sayfalarca anlatabilirim, ama bunun çözümlemesini yapmak için başlı başına bir makale hazırlamam lazım ki hemen burada yapacağım birşey değil bu.

d) Bilim sonsuz sayıda evreni kabul falan etmiyor, sadece bu inancı aşılamak isteyenlerin komik çabalarını görmekteyiz bilim dünyasında.

Yani sadece Kuran'ın değil, aynı zamanda bilimin duvarlarına da çarpmakta bu ruhçu inanç.

e) Ve bu teoriyi çok uzun yıllardır inceleyen ve hatta derinliklerinden gelen benim. Dediğim gibi en az binlerce yıllık geçmişi olan bir inanç bu. Buna karşılık siz bırakın her 2 tarafı incelemeyi, tek tarafa bile tam bakmadınız.Sadece birkaç yıllık yeni bir versiyonuna göz attınız.

5- Marksla ilgili hurafeleri de kolayca benimsemişsiniz maalesef. Gerçi verdiğim yazılarımı pek okumadığınızı veya dikkatli okumadığınızı görüyorum ama yine de belki bu sefer önyargınızdan uzak yazılanlara bakarsınız diye, Marksın gerçek yüzünü de anlatan şu çalışmamı vereyim:

http://emre1974tr.blogspot.com/2011/07/armagedon.html

6- İşte tarafsız olan gerçek bilime yönelmeniz için tüm çabam. Sizin bahsettiğiniz ise bilim maskesi takarak, taraflı bir şekilde ve hatta bir plan dahilinde insanların beyinlerini yıkamaya kalkanların öğretileri.


Selam ve sevgiler
Emre_1974tr
 
Mesajlar: 555
Kayıt: 30 Haz 2013 12:33

Re: Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Mesajgönderen Jaden » 11 Tem 2013 04:08

facebook
twitter
gplus

Sevgili Emre_1974tr

Üzülerek bu konuya son cevabım olacağını belirtmek isterim. Çünkü eli yüzü düzgün bir tartışma olamayacağı kanaatine kapıldım. Çünkü hala benim bahsettiğim M teorisini ısrarla bin yıllık temelsiz hurafeler ile aynı kefede eritirken, bana elle tutulur bir cevap verememiş olmanın yanında, tarzın da biraz bozuluşu can sıkıcı olmakta.

Bakın, ata dini referansı ile gelen hurafelere karşı duruyor olmanız, sizi açık fikirli yapmaz. Ata fikrine karşı, Kuran'cı ve hala yobaz olmak da imkan dahilindedir.

1-)
3- İncelemediğimi nerden çıkardın, işte yine fanatik ve heyecanlı bir şekilde inancını savunmaya kalktığını tekrar tekrar ispatlıyorsun. Yine tam tersi, her iki düşünceyi de inceleyen ve çözümleyen benim, buna karşılık sadece tek tarafa ve ona da yüzeysel bakan sensin


Tekrar ne yazdığımı okuyalım. Demişim ki,

Yani karşı çıktığım şey neye inanıp inanmadığınız da değil, neye karşı durduğunuz da değil. Karşı çıktığım şey, anti-spiritualizm ekseninde, yüzyıllık bir ezberin ürünü olan argümanları kesin kabul ederek, 5 yıllık bilimsel geçmişi olan bir teoriyi, incelemeksizin çöpe atmanız. İncelemediğiniz sonucuna ise, vakum dalgalanmaları teorisi göndermenizden ulaşıyorum, yanlış anlaşılmasın. Bir ithamım yok yani.


İncelemediğiniz sonucuna nereden vardığımı burada izah ederken, bir ithamım yok diyerek de zaten kendimi ifade etmeye çalışıyorum. Fanatiklik bu değil de, benim ne dediğimi okumadan, ezberden ve anında, nerede gördüğünüz ve tamamen ne olduğunu da anlayıp anlamadığınız pek kesin olmayan (kusura bakmayın, bu sefer itham var çünkü biraz haklı bir itham bu) vakum dalgalanmalarına cevap vermeniz olabilir. Bilginize, vakum dalgalanmaları modeli multiverse ile ilişkisizdir. Net olarak, evrenin oluşumu sırasındaki bir enerji yükünün relativite ile ters düşen ve evrenin hiç oluşmaması gerekir gibi bir sonuca çıkan hatasını yamamaktan başka iş yapmaz. Ve bilimsel olarak da pek taraftarı yoktur. Siz bunu benim sicim teorisi ile ilgili görüşüme cevaben yazarsanız, ben

a- konu ile ilgilenmediğinizi
b- yazdığımın bir satırını bile net okumadığınızı

haklı olarak düşünürüm. Zira yine inancımı savunduğum merkezinde kilitlenmişsiniz. Ben ise sadece sizin daha önceki tecrübenize dayanarak yeni bir olayı sorgusuz reddinizi eleştirdim

2-)
1- Dediğim gibi körü körüne tutuculuğunu karşı tarafa yansıtmaya çalışmayı sürdürüyorsun sevgili Jaden. Bu bahsettiğin tabloyu çizenin sen olduğunu fark ettiğin an zaten senin için dönüm noktası olacak.


Size tavsiyem, din işlerini bırakıp tebliğ hususuna karışmamanız. Zira ciddi manada iticilik söz konusu olmaya başlıyor:

Bakın adı M teorisi, teori. Görelilik Kanunu değil.


Israrla bu konudan bahsediyor olma nedenim, bir çoklu evren teorisine körü körüne inanıyor olmam da değil, sizin karşı çıkıyor olmanız da değil. Çünkü:

1- ben hiç bir teoriye körü körüne inanmam hatta M teorisinin detayını inceleyene kadar paralel evrenler benim için saçmalıktan ibaretti ki bu da 2 yıldan az zaman öncesidir.

2- isteyen istediğine inanır veya inanmaz, kimseyi inandırmaya çalışmam. Zaten çalışırsam kendim ile çelişirim.

Benim ısrar ve isyanla karşı çıktığım nokta, teoriyi anlamaya fırsat bile vermeden, üzerine bile konuşamadan, bin yıllık hurafeler sepetine eklememiz...


Diyerek, size zaten konunun özünde sorunumun kimin neye inandığı değil, ortaya bir argüman koymaksızın (veya koyduğunuz argümanlar benim sorumun yakınından geçmezken), konu kapanmıştır tavrınıza karşılık olduğunu da ifade ettim. Ayrıca, M teorisi doğrudur da demedim, teoriyi ortaya atan adam bile henüz doğrudur ve geçerlidir demedi.

3-)
4- Falanca yüzyılık birikimin etkisiyle, bakış açısıyla bu teoriye karşı çıktığımı söylerken yine yazdıklarımı dikkatli okumadığınız ve sadece ezberinizi sürdürme heyecanı içinde olduğunuz izlenimi çıkmakta ortaya. Ortada filanca geçmiş bilgiye bakma olayı falan yok. Ben sadece Kuran'a, mantığa-akla bakarak konuşuyorum.


b) Kuran'a göre sayısız sayıda evren yoktur. Hatta sayısız yaratılmış hiçbirşey yoktur, tüm yaratılmışlar sınırlıdır Rabbimizin söylediğine göre.


Burada bir dakika durup nefes alalım. Ben M teorisi referansı ile çoklu evrenden bahsederken, bana Ockhamlı William'dan alıntılar yollayan siz değildiniz sanırım. Yazdıklarımı dikkatli okumadığınız kısmına parantez açıyorum, bir kaç madde sonra onu tekrar gündeme getirmemiz gerekecek. Yine daha önceki mesajlardan neler yazdığımı dikkatli okumuş olsanız, multiverse içerisinde evrenlerin sonsuz olmasının zorunlu olmayacağını da ifade ettim. Velev ki evrenler sonsuz olsun, ta en başta size matematik için sonsuzluk ile dini referansınız için "hatalı bir kelime olarak kullandığınız" sonsuzluk arasındaki tevilinizin yaratacağı sıkıntıyı da ifade ettim. Matematik için sonsuzluk, ısrarla kabul etmeseniz de, daima +1 olarak kabul görecektir. Kelime anlamı da bu. Sonu gelmeyen. Bu halde, multiverse içerisinde sonsuz sayıda insana da ihtiyacımız yok. Bu teori zaten sonsuz sayıda insan öngörmüyor. Evrende can bulan insanların yaşamlarına ait sonsuz olasılığı değerlendiriyor.

Şimdi bana, bu söylediklerime tekrar bakarak, Kuran'dan birden fazla evren olamaz diye bir çıkarım ile geliyorsanız, lütfen ilgili ayet ile gelin. Yok eğer ayet yok da bu sizin çıkarımınız ise, Kuran'da böyledir derken daha dikkatli olun. Benim söylemediğim şeyleri de, kendinizce yorumlayıp sunmayın, hoş değil.

4-)
Hem Kuran'a hakim olmadığınızı söylemeniz, hem de Kuran'da bu teoriye karşı bir arguman yok veya görmedim demeniz yine aynı şekilde heyecanlı ve acele bir şekilde konuştuğunuzu göstermekte.


Tekrar bakalım.

Ben bir din uzmanı değilim, Kuran uzmanı hiç değilim. Kendimce okur ve anlamaya çalışırım ve konumum bundan ibarettir.


Tabi din uzmanı değilim, Kuran uzmanı da değilim. Okumam ise sanırım serbest. Bir yasak varsa onu da bilmek isterim, buyrun. Okuduğum kadarı ile de multiverse için engel teşkil edecek bir ayete rastlamadım. Yine eğer öyle bir ayet var ise onu da sunabilirsiniz. Bakın her şeyi de yapabilirim ancak acele ve plansız inanın konuşmam. Okuduğumu da anlayabiliyorum. Tabi Kuran'da yazanları anlamak için uzman ve alim olmak gerekiyor diyorsanız, bu iş ilmine sahip insanların işidir diyorsanız, onlar söyleyecek sen de oradan dinleyeceksin diyorsanız, o başka !

5-)
d) Bilim sonsuz sayıda evreni kabul falan etmiyor, sadece bu inancı aşılamak isteyenlerin komik çabalarını görmekteyiz bilim dünyasında.


Come back for big fudge ? Akademik bir çıkarım olmadığını umuyorum. Bilim böyle bir şeyi reddediyorsa, ben sayfalardır hangi teoriden bahsediyorum ? Gerçekten okuyor musunuz benim yazdıklarımı ? Ki bununla ilgili biraz sonra çarpıcı bir sunumum olacak, zaten bu kadar öfkelenmemin tek nedeni de bu oldu. Okumadığınızın ispatını yakaladım. Geleceğiz oraya.

6-)
Buna karşılık siz bırakın her 2 tarafı incelemeyi, tek tarafa bile tam bakmadınız.Sadece birkaç yıllık yeni bir versiyonuna göz attınız.


İthamlarınız can sıkıcı hale gelmeye başlıyor. Asıl sorun ise, siz bahse konu teoriye henüz elle tutulur tek bir cevap vermediniz. Eğer iki satır okuyup araştırana kadar zaman kazanmak istiyorsanız, açık olarak söyleyin bekleyeyim. 2 yıllık versiyondan kastınız, Oxford Üniversitesinin 2001'den gelen çalışmaları ise, onlar multiverse üzerine değil. Multiverse o kadar eski değil malesef.

7-)
ve son olarak, beni hiddetlendiren, öfkelendiren ve gerçekten bir anda beynimden alev fırlatan hadise. Önce dedim ki, bunu şimdi cevaplamayayım da yarına kadar sakinleşeyim. Sonra da dedim ki, ayıp ve saygısızlık içeren bir duruma şu an öfkeliyken tepki vermezsem, yarın sakinleşip gülüp geçerim. Öyle olsun istemedim açıkçası. Biraz daha dikkatle okuyalım:

sizden alıntı:
5- Marksla ilgili hurafeleri de kolayca benimsemişsiniz maalesef. Gerçi verdiğim yazılarımı pek okumadığınızı veya dikkatli okumadığınızı görüyorum ama yine de belki bu sefer önyargınızdan uzak yazılanlara bakarsınız diye, Marksın gerçek yüzünü de anlatan şu çalışmamı vereyim:


benden alıntı
(bknz: Darwin - Marx ve Enternasyonel Parti'nin, dinleri yıkmak için önerdiği finansal yardım talebini geri çevirirken, amacının dinleri yıkmak değil, bilime ışık tutmak olduğunu belirtmiştir)


Marx'tan alıntı:
Darwin’s work is most important and suits my purpose in that it provides a basis in natural science for the historical class struggle. One does, of course, have to put up with the clumsy English style of argument. Despite all shortcomings, it is here that, for the first time, ‘teleology’ in natural science is not only dealt a mortal blow but its rational meaning is empirically explained.


Referans verilen olay ise, Karl Marx'ın, Darwin'e dinleri yıkacak nitelikteki çalışmalarından dolayı finansal yardım teklif ettiği konusuydu. Yani ben Marx ile ilgili bir hurafe kabullenmekten öte, art niyetli bir hareketini deşifre ettim. Ancak bunu fark etmeniz için, "göz gezdirmeniz" değil, okumanız icap etmekteydi.

Bu durumu fark eder etmez, aslında neden sorduğum sorular ve verdiğim örnekler yerine, sürekli kafanızdaki ezbere cevap verdiğinizi de anladım. Çünkü benim yazdıklarımı okumadınız. Kafanızda zaten insanların ezberden söylediği şeyler vardı ve bunlara sıradan cevap verdiniz.

Bakın bunu çok açık yüreklilikle söylüyorum ve sözlerimin bu kısmı size de değil, sizin üzerinizden Kuran eksenli kitleye. Çok da ciddi bir eleştiridir ve bence bunlar bir yerde de topluma ses duyuramama nedenidir. Sevimliliğinizi kaybetmektesiniz ve nedeni de çok açık bir şekilde

1- eleştiriye aşırı kapalılık.
2- ikinci kez düşünmeye karşı çıkış ve en az sünni İslam kadar fikri sabit. Akla uygunluk diyorsunuz sürekli ancak kimin aklına, hangi akla uygunluk ? Genelde sizin aklınıza uymayanlar reddediliyor.
3- bilime uzak duruş ve bilim yerine, Türkiye'de peydah olmuş, bilimden bir tek kelime anlamayan ancak sürekli pozitif bilim yorumu yapan bazı ilginç adamların her sözünü anayasa kabul etme refleksi. İnanın o adamların bir kısmı, fiziğin 4 temel kanununu sayamaz, termodinamik yasalarını açıklayamaz. Ama nedense sürekli televizyonlarda ve internette sınır bilim yorumu yapıyorlar.
4- kategorik bir tarz. Kafanızda insanları, hanifler, mezhepçiler, ateistler, spiritüalistler ve deistler diye kategorilere bölüp, sonra bunun üzerinden ezber bir tebliğ geliştiriyorsunuz. Ben mezhepçi değilim, ateist değilim, spiritüalist değilim, deist değilim ve bu ezberi bozuyorum maalesef.
5- ve en önemlisi, tamamen kitap ekseninde konuştuğunuz için, iblisin vesvesesini vereceği tek bir odak kalıyor, o da kibir. Bu konuda da çok başarılı çünkü hepsi demeyeyim ama şaşırtıcı çoğunlukla kibirden konuşamadığını görüyorum bu kitlenin.

Pagan dinler, panteist inanışlar şunlar bunlar, milyon şey söylemişlerdir. Milattan önce 2000 yılında, evet yanlış duymadınız, 2000, Mısır alimleri prezisyondan bahsediyorlar. Prezisyon beyler bayanlar ! Bunu hesaplamak için gökyüzünde bakabileceğiniz çıplak gözle görülür en uygun gök cismi Bernard yıldızı ve dünyaya 1800 parsek uzaklıkta. Bu prezisyon, aşağı yukarı bin yılda 0.03 civarı bir eksen kayması yaratır. Bernard yıldızı ise bin yılda 0.07 oranında yörüngesinde sapar. Çıplak gözle bunu keşfederken, bir yandan da Osiris, Ra'nın adını öğrendi ve tanrı oldu gibi bir zırvaya inanan bir millet bu. Üzgünüm, tevhidi bulamamışlar ama prezisyonu bulmuşlar. Sene 2013, prezisyonu bulabilenler bir parmak kaldırabilir mi acaba ? Prezisyon nedir bir fikri olanlar desem, toplumun bir %95'i bön bön bakacakken, bu adamlar çok tanrılı dine inanıyordu diye bu bilimsel gelişimlerini iblisi bulup çöpe atiym isterseniz ? Pagan din takıntısı da biraz can sıkıyor artık yani. Neye elimizi atsak bu pagan inanışta da var diye reddeden bir kitle oluşmaya başladı. Ben bunu toplumun bilimsel gelişimine büyük tehdit olarak görüyorum.

Açık söylüyorum, anti-spiritualizm, yeni çağın katolik kilisesi olma yolunda ilerliyor çünkü hafif hafif artık haddini ve amacını aşıyor. Bu zihniyet elinde güç tutarsa, bilim yasaklanır. Bundan eminim.

Sizinle olan tartışmamıza dönersek,

1- yazdıklarımı okumayışınızın tescilli ispatı
2- öne sürdüklerim yerine sürekli kendi kafanızdakilere cevap verme ısrarınız
3- son mesajınızın, fanatik, heyecanlı gibi garip ve biraz haddini aşan kelimeler içermesi ve dilinizde meydana gelen saygısızlık
4- tartışmanın amaca ulaşmaması ve kör dövüşüne dönmesi
5- söylediklerini içerisinde bilimsel bir kıvam bulamamama ek olarak, son olarak Kuran ile ilgili biraz çarpıttığınıza emin olduğum açıklamanız. (zira Kuran birden fazla evren ile ilgili bir olumsuz ayet vermemişse, durumunuz pek iç açıcı değil, kendi akli yorumunuz ile Kuran hükmü koymuş oluyorsunuz)

nedenleri ile, bu tartışmaya tatsızlığı arttırmadan son veriyorum. Tedbir olarak, yazılarınıza yorum yapmamayı tercih ediyorum.
Sonsuzluktan sonsuzluğu çıkartırsanız, sonuç hayal ettiğiniz herhangi bir şey olabilir. Çünkü tüm sonsuzluklar eşit değildir...
Kullanıcı avatarı
Jaden
 
Mesajlar: 22
Kayıt: 23 Haz 2013 02:45

Re: Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Mesajgönderen Emre_1974tr » 11 Tem 2013 05:13

facebook
twitter
gplus

Yine yansıtma ve kibir dolu bir şekilde, hem de bu sefer dozajı daha arttırak en seviyesiz cevabı vermeye çalışıp kaçmışsın sevgili Jaden. Ama ben ise acı gerçekleri yine böyle yüzüne çarpmayı sürdüreceğim merak etme.

1- Hala arsızca aynı hayali ifadelerini sürdüyorsun. İncelemediğim sonucunu çıkartacak hiçbir dayanağın olmadığı halde bu ahlaksızlığı yaptın. Sonra da buna dayanak olarak falanca konuyu açıklamamamı ve ardından da senin "ithamım yok" ifadelerini getirmen yüzsüzlüğün artık rayından çıktığını göstermekte .

2- Yine yansıtmayı sürdürme hastalığın devam ediyor, dediğim gibi önce yazdıklarımı okuyacaksın ve anlayacaksın, ezbere dogmalarını savunmak için çirkefliği sürdürmeyeceksin.

3- Sonsuzluk inancının yanlış olduğunu göstermem sana ağır gelmiş olabilir. Ya da gerçekten ne dediğimi anlamıyor da olabilirsin ama bundan sonra en azından yazılanları anlamaya çalışacağını ve bu konuda kendine çeki düzen vereceğini düşünüyorum.Bu tartışmadan öğrendiğin şeylerden biri de bu olacaktır.

4- Hala bilim ve sahte bilim derken ne kastettiğimi bile anlamamazlıktan gelme azgınlığın veya anlamaya çalışmama kibirinin tescilleri devam etmekte.

5- Bir de bu son iletinde benim başkalarının sözlerini yasa kabul ettiğimi iddia etme ahlaksızılığı eklenmiş. Bu iyice zavallı hale soktu azgınlığını. Zaten böyle bir kibirden sıyrılmadıkça daha farklı cevaplar vermen de mümkün değil.

Ama merak etme her kesimden senin gibilerle sürekli karşılaşıyoruz. Sabırla eğitmek artık bir alışkanlık haline geldi...

Önce bu sefer belki okursun diye maddeleri tekrar vereyim:


a) Kuran'a göre birden fazla evren vardır. Rabbin Katı adı verilen Ahiret Evreni'nin bizimkinden farklı fizik yasalarına sahip olduğu bile anlatılır.

b) Kuran'a göre sayısız sayıda evren yoktur. Hatta sayısız yaratılmış hiçbirşey yoktur, tüm yaratılmışlar sınırlıdır Rabbimizin söylediğine göre.

c) Sonsuz sayıda evren ve sonsuz sayıda boyut inancı paganizmin en temel kabullerindendir. Ve bu tıpkı evrim veya reenkarnasyon veya panteizm gibi en yıkıcı ve sinsi propogandalarındandır ruhçuluğun. Şimdi burada bu inancın ne anlama geldiğini sayfalarca anlatabilirim, ama bunun çözümlemesini yapmak için başlı başına bir makale hazırlamam lazım ki hemen burada yapacağım birşey değil bu.

d) Bilim sonsuz sayıda evreni kabul falan etmiyor, sadece bu inancı aşılamak isteyenlerin komik çabalarını görmekteyiz bilim dünyasında.

Bu verdiğim maddelerin ve daha evvelki yazdıklarımın senin hangi sorularına cevap olduğunu kendin bulacaksın. Ama diklenmeden, tevazu içinde, arsızlaşmadan öğrenmek ya da hiç olmazsa yazılanları anlamak için çaba sarfedeceksin. Ve dediğim gibi önce "okuyacaksın" yazdıklarımı.

Ondan sonra yanlışlarından sıyrılma yolunda yol katedebilirsin.

Selam
Emre_1974tr
 
Mesajlar: 555
Kayıt: 30 Haz 2013 12:33

Re: Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Mesajgönderen Jaden » 11 Tem 2013 05:42

facebook
twitter
gplus

Sevgili Emre,

Gerçekten çirkin, çirkef, saygısız, dozajsız ve hayatımdan uzakta isteyeceğim cahillerdensin. Dediğim gibi, senin yazılarına yorum yapmamak değil, okumamak lazım. Uzun uzun yazınca da satırını okumadığını anladığımdan daha uğraşmamak da lazım. Nitekim satır satır anlattım hala alenen yalan da söyleyerek devam ediyorsun. Yazdıklarına bakınca, tekrar tekrar, benim yazılarımı okumak yerine gözden geçirerek, üste çıkma çabası ile cevaplamaya çalışan bir saygısız olduğun net anlaşılıyor. Bunu daha fazla anlatmaya uğraşamam.

Ancak dediğim gibi, tebliğden kaçın, Alllah'ın dinini senin gibi iblis tebliğ ederse, sonuç insanların din düşmanı olmasıdır. İnan seni dini olarak sarsıntılı olduğum dönemde tanısaydım ve o dönemde tartışsaydım, bugün net olarak ateizme yönelmiş olurdum ve sırf senin tarzın ve cehaletine tepki olurdu bu.

Bu söylediğimde çok samimiyim, seninle muhabbetimiz ve birbirimize cevabımız bile olmasın. Buna da ben başlıyacağım. Ne yazdığın ve yazacağınla ilgilenmeksizin seni görmezden geliyorum. Allah birdir yazacak olsan da, senin gibi bir zihniyet yazdığı sürece inanabileceğimi sanmıyorum. Başkasının yazdığına bakarız.

Buradan çıkartılacak ders de, bir insanın referansı kim ve ne olursa olsun, önce adamı bir test etmek lazım. Benim hatam, adamın egosunu ve kibirini test etmeden, sırf referansı var diye bilimsel tartışma yapmaya çalışmak. Buna biraz daha dikkat edip, önce insanların tartışma kültürü ve kabiliyeti olup olmadığını irdelemek lazım sanırım.

Selametle.
Sonsuzluktan sonsuzluğu çıkartırsanız, sonuç hayal ettiğiniz herhangi bir şey olabilir. Çünkü tüm sonsuzluklar eşit değildir...
Kullanıcı avatarı
Jaden
 
Mesajlar: 22
Kayıt: 23 Haz 2013 02:45

Re: Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Mesajgönderen Emre_1974tr » 11 Tem 2013 11:26

facebook
twitter
gplus

:) Jaden;

Saydığım arsız ahlaksızlıklarına bir de "sözünde durmama" eklendi. Bir evvelki iletinde bir daha cevap yazmayacağını söylediğin halde tam da tahmin ettiğim gibi hem de feryat içinde tekrar yazdın :) Ve utanmadan bu yeni iletinde de bir daha cevap yazmayacağını söylemeye kalkmışsın ki iyice tozutmuş bir hal aldı çirkefliğin. Böylelikle herkes senin ne olduğunu bir kez daha görmüş oldu.

1- Yazdıklarımı okumadan veya anlamadan kibirlice cevaplar yazan, ezbere tekrarlarını robot gibi sürdüren, saygısız ve itici olmanın yanında zavallıca bir yobazlık sergileyen sen olduğun halde, bunu karşındakine yansıtmaya çalışma ahlaksızlığını da beraberinde sürdürmeye çalıştın. İftira atma/yansıtma gibi erdemlerine yenilerini eklemeyi utanmadan da sürdürüyorsun. Hele ki bir de bunu senin gibi nezaket maskesi altında yapanlar en azgın davranışı sergileyenler olmakta..

2- Şans ve sonsuzluk konularındaki inançlarının yanlış olduğunu gösterdim. Düşüncelerini düzeltmem sende iyice şok etkisi yarattı ve böyle ne yapacağını şaşırdın. Bak seni eğitmem karşılığında bir teşekkür falan da beklemiyorum, hatta ileride bana müteşekkir olacağını da biliyorum.Ama olayın şoku şimdilik senin içindeki dengesizlikleri açığa çıkardı. Senin gibi kibirli zalimlerin kolay hazmedebileceği bir durum değil biliyorum, çok geçmiş olsun.

3- sana 2+2 = 4 ispatıyla gösterilince sen hala 2+2=5 hurafen üzerine birşeyler inşa etmeye çalışıp sonra da karşındakine "bunlara cevap yazmadın" deyip, dilini eğip bükerek vurdumduymaz ezberlerini tekrarlamaya çalışıp, karşındakinin ne dediğini bile dinlemeden ukala cevaplar vermeye kalkma davranışlarını bir daha sergilemeyeceğini düşünüyorum. Bilginin yanında davranış konusunda da birşeyler kaptığını düşünüyorum.En azından daha bir insan gibi davranacaksın. Bu sayfadaki kazançların gerçekten oldukça fazla.

Evet artık şans ve sonsuz konularındaki inançlarının yanlış olduğunu biliyorsun. Ve mide bulandırıcı davranışlarının da hoş gözükmediğini öğrendin. Zaten bu iletime cevap yazmazsan ve hatta okumazsan daha evvelden arsızca çiğnediğin sözünü bu sefer tutmaya çabaladığının, bundan sonra erdemli olma yolunda en azından gayret gösterdiğinin ufak bir işaretini vereceksin. Yoksa zaten bu sayfadaki bağırttıra bağırttıra terbiye olma sürecin sürecek demektir.

Bu arada, birşey değil dostum. Hem de mübarek ramazanda sözü mü olur, insanlık görevimdi zaten.

Selam
Emre_1974tr
 
Mesajlar: 555
Kayıt: 30 Haz 2013 12:33

Re: Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Mesajgönderen Sahra » 11 Tem 2013 13:26

facebook
twitter
gplus

Emre_1974tr yazdı:BU OLAYIN BANA DÜŞÜNDÜRDÜĞÜ BAŞKA BİRŞEY DE..........
Rastgele,tesadüfü gibi gözüken şeylerin bile aslında böyle olamayacağı...
Evet burada piyango bir bilete çıkmak zorunda ve çıkacak da...
Ama bir biletin bir trilyon rakamının sırayla kuradan çıkması, yani bir trilyon kez o biletin rakamlarının kazanması kendiliğinden rastgele olması imkansız bir durum.


Yanılıyorsunuz.

O biletin rakamları o sırayla herhangi bir bilette basılmış durumda. Bu bilet ya satın alınır, ya satın alınmaz. Bu biletin kazanması olasılığı %50. Yani asla imkansız bir durum değil.

Fakat bu biletin belli bir insan tarafından satın alınması (nüfusa göre çok çok fazla bilet satışa çıkarıldığı için) çok çok düşük bir ihtimal. İşte bu olayı kimi insanlar KADERİMDE VARMIŞ şeklinde yorumlar, kimileri ise ŞANSIM VARMIŞ veya TESADÜF olarak yorumlar.

Sizin yargıya varışınız şu şekilde:

<<Böyle çok çok küçük olasılıklı bir olay "tesadüf" gibi basit bir kavrama bağlanamaz, olsa olsa yaratıcı istemiş ve oldurmuştur.>>

Olasılığın çok çok düşük olduğu durumlara bazı insanlar şans veya tesadüf adını vermiş, hepsi bu. Ama bu ismin verilmesi, altında bir matematiksel gerçek olduğu gerçeğini değiştirmez. Kadere inanırsınız, veya inanmazsınız; o ayrı konu. Fakat "tesadüf" kelimesinin basitliğini kullanarak kadere varmanız anlamlı değil bana göre.

Olasılığı çok çok düşük bir olaya tesadüf deyip geçmekle kader deyip geçmek arasında hiçbir fark görmüyorum.

Belki kader, belki değil. Ama ortada kesin yargıya varılacak bir durum yok.

Belki kader var. Ama belki de yaratıcı matematiksel kuralları yarattı ve kader diye bir şey yaratmadı; bizi olasılıklarla başbaşa bıraktı. Aksini Kur'an dışında bir dayanak göstererek iddia edebilir misiniz? Sanmıyorum. Bu sebeple söyleyebilirim ki; siz olasılıktan kadere varmıyorsunuz; kadere zaten inanmışsınız ve olasılığı kadere bağlamaya çalışıyorsunuz.
8 yıl deistlikten sonra 19 sistemiyle Müslüman oldu. Ayrıntılı bilgi için: http://tanrininkodu.blogspot.com/2018/0 ... du-19.html
Kullanıcı avatarı
Sahra
 
Mesajlar: 11004
Kayıt: 11 Tem 2013 11:09

Re: Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Mesajgönderen Emre_1974tr » 11 Tem 2013 14:01

facebook
twitter
gplus

Merhaba Sahra;

Yok, burada oluşturduğum örnekte, yani bu piyango bileti çekilişinde çıkma ihtimalinin düşüklüğüne değil, sürekli, hem de binlerce yıl hiç durmadan ve sekmeden tekrarlanan olaya, düzene dikkat çekiyorum.

Zaten mutlaka gerçekleşeceğini anlatıyorum ben de. Bu biletimizin üzerinde bir trilyon rakam var. Yani bir trilyon kez kura çekimi yapılacak ki talihli(kazanacak) bilet ortaya çıksın. Ve bu topların çekilişinin her biri sadece 1 saniye bile sürse, bir trilyon topun/kuranın çekilişi asırlarca ve hatta binlerce yıl sürecektir. Ve bu asırlar boyu talihli olarak adlandırdığımız bilet hiç durmadan kazanmak durumunda. Bir makine bile böyle asırlarca veya binlerce yıl hiç durmadan, hata yapmadan çalışamadı yeryüzünde, bir düğmeye basışınızda farklı tepki verir günün birinde. Ama burada bu bilet binlerce yıl hem de her saniye kazanıyor. Burada şans , kendiliğinden gerçekleşme diye birşey olmadığını kolaylıkla fark edebiliriz.

Hatta bu örneği geliştirdim daha sonra, ve yeni versiyonunu da şuna benzettim: gökyüzünden bir cisim tam üstünüze düşüyor, tüm dünyada ve onca kişinin arasında sizi buluyor. Ama ikinci saniye yine bir başka cisim gökyüzünden gelip sizi buluyor. Siz kaçmaya başlıyorsunuz ve ama bir saniye sonra yani üçüncü saniyede yine gökyüzünden gelen size çarpıyor. 4., 5. , 6. , saniyelerde de bu olay devam ediyor ve hiç şaşmadan hep sizi buluyor piyango. Ve bu olay tam bir trilyon saniye yani asırlarca bir saniye bile şaşmadan sürüyor. Piyango hep size çıkıyor. Burada şansın değil kaderin/planın gerçekleştiğini fark etmeye başlarsınız. Gerçekte şans oyunlarında bile şans diye birşeyin olmadığını algılarsınız. Bir yöneticinin herşeyi yönettiğini, olaydaki "bilinçli tasarımı" fark edersiniz.

Diğer söylediğinize gelince, evrendeki yasalar/düzen de zaten bu kaderin gerçekleşmesine vesile olabilmekte.

Selam ve sevgiler
Emre_1974tr
 
Mesajlar: 555
Kayıt: 30 Haz 2013 12:33

Re: Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Mesajgönderen Sahra » 11 Tem 2013 14:36

facebook
twitter
gplus

Emre_1974tr yazdı:Merhaba Sahra;

Yok, burada oluşturduğum örnekte, yani bu piyango bileti çekilişinde çıkma ihtimalinin düşüklüğüne değil, sürekli, hem de binlerce yıl hiç durmadan ve sekmeden tekrarlanan olaya, düzene dikkat çekiyorum.

Zaten mutlaka gerçekleşeceğini anlatıyorum ben de. Bu biletimizin üzerinde bir trilyon rakam var. Yani bir trilyon kez kura çekimi yapılacak ki talihli(kazanacak) bilet ortaya çıksın. Ve bu topların çekilişinin her biri sadece 1 saniye bile sürse, bir trilyon topun/kuranın çekilişi asırlarca ve hatta binlerce yıl sürecektir. Ve bu asırlar boyu talihli olarak adlandırdığımız bilet hiç durmadan kazanmak durumunda. Bir makine bile böyle asırlarca veya binlerce yıl hiç durmadan, hata yapmadan çalışamadı yeryüzünde, bir düğmeye basışınızda farklı tepki verir günün birinde. Ama burada bu bilet binlerce yıl hem de her saniye kazanıyor. Burada şans , kendiliğinden gerçekleşme diye birşey olmadığını kolaylıkla fark edebiliriz.

Hatta bu örneği geliştirdim daha sonra, ve yeni versiyonunu da şuna benzettim: gökyüzünden bir cisim tam üstünüze düşüyor, tüm dünyada ve onca kişinin arasında sizi buluyor. Ama ikinci saniye yine bir başka cisim gökyüzünden gelip sizi buluyor. Siz kaçmaya başlıyorsunuz ve ama bir saniye sonra yani üçüncü saniyede yine gökyüzünden gelen size çarpıyor. 4., 5. , 6. , saniyelerde de bu olay devam ediyor ve hiç şaşmadan hep sizi buluyor piyango. Ve bu olay tam bir trilyon saniye yani asırlarca bir saniye bile şaşmadan sürüyor. Piyango hep size çıkıyor. Burada şansın değil kaderin/planın gerçekleştiğini fark etmeye başlarsınız. Gerçekte şans oyunlarında bile şans diye birşeyin olmadığını algılarsınız. Bir yöneticinin herşeyi yönettiğini fark edersiniz.

Diğer söylediğinize gelince, evrendeki yasalar/düzen de zaten bu kaderin gerçekleşmesine vesile olabilmekte.

Selam ve sevgiler


Merhaba,

Dediğim gibi, çok çok küçük bir olasılığa şans adı verilmiş olabilir ama aslında o da bir olasılık. AMA O OLASILIĞA YARATICI SEBEP OLMUŞ DA OLABİLİR, KURALLARI ORTAYA KOYUP SONRASINDA KARIŞMAMIŞ DA OLABİLİR.

Sanırım ortada bir düzen olduğundan bahsediyorsunuz. Ben buna katılıyorum. Fakat bu düzenin KADER sayesinde olması gerektiğine katılmıyorum.


1) Müslüman bakış açısıyla, olasılıkların gerçekleşmesini kader yoluyla yaratıcı direkt olarak sağlıyor.

2) Yaratıcının varlığına inanıp dini tüm kavramları reddeden bir insanın bakış açısıyla, yaratıcı evrendeki kuralları belirleyip sonrasına karışmamak yoluyla düzeni dolaylı olarak sağlıyor.

Ben yaratıcının varlığına inanıp dini bazı kavramları (yaratıcının bize müdahale etme ihtimali, ölümden sonra hayat olması ihtimali) olası bulan değişik bir Deist olduğum için iki maddeyi de mümkün görüyorum :mrgreen:


Söylemek istediğim: Bu düzen kaderin varlığının kanıtı değildir. Kadere inandığınız için, düzeni kaderin varlığıyla açıklıyorsunuz.

Ben bu "selam ve sevgiler" hitabına pek alışkın olmadığım için kullanmıycam, umarım saygısız görünmem :)
8 yıl deistlikten sonra 19 sistemiyle Müslüman oldu. Ayrıntılı bilgi için: http://tanrininkodu.blogspot.com/2018/0 ... du-19.html
Kullanıcı avatarı
Sahra
 
Mesajlar: 11004
Kayıt: 11 Tem 2013 11:09

Re: Bir piyango biletinin düşündürdükleri

Mesajgönderen Emre_1974tr » 11 Tem 2013 14:52

facebook
twitter
gplus

İstediğiniz gibi hitap edebilirsiniz merak etmeyin :)

Bu piyango örneğinde bir zeka fark edilmekte, yani kendiliğinden otomatik gerçekleşen bir düzen değil, bilinçli bir varlığın olayın yönetmesi gözükmekte.

Ayrıca buna "müdahale" demek de yersiz, çünkü kainattaki herşey her an böyle yönetilmekte ve de yaratılmakta. Hep aynı şekilde yapılan işleme düzen veya yasa diyoruz, ama farklı bir yoldan gerçekleşince müdahale olarak algılanıyor genelde. Gerçekte ise hepsi tek Yaratıcı tarafından gerçekleştirilmekte. Örneğin Allah insanları alışık olduğumuz şekilde , anne+baba = doğum yoluyla yani seksi vasıta kılarak yarattığında bunu normal karşılıyoruz ama Adem gibi direkt topraktan yani anne ve babasız yarattığında veya İsa Peygamber örneğinde olduğu gibi sırf babasız olarak yarattığında sanki müdahale varmış gibi görülmekte çoğunlukta. Ama gerçekte ise alıştığımız, sürekli tekrarlanan yaratma olaylarını da tek tek, ayrı ayrı Rabbimiz bizzat gerçekleştirmektedir. Buradaki fark müdahale olup olmaması değildir aslında. Buradaki tek fark, bu sefer Allah'ın alışagelmediğimiz, daha evvelden tanık olmadığımız bir yolla yaratmasıdır. Ortada kendiliğinden gerçekleşen hiçbirşey yok. Düzen bile sürekli bir yaratma ve sizin ifadenizle herşey müdahale olmaktadır. Ya da tam tersi bir ifadeyle hiçbirşey müdahale değildir. Sadece Rabbimiz farklı bir yolla gerçekleştirmekte işi oluşu.

Selam
Emre_1974tr
 
Mesajlar: 555
Kayıt: 30 Haz 2013 12:33

Önceki

Dön Din & Felsefe
cron