Gerçek Din FITRAT Nedir?

Din ve Felsefe üzerine fikir alışverişinde bulunuyoruz

Gerçek Din FITRAT Nedir?

Mesajgönderen mark twain orcun » 09 Şub 2017 02:10

facebook
twitter
gplus

O halde sen yüzünü, bir hanîf olarak dine, Allah'ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata çevir. Allah'ın yaratışında değiştirme olamaz. Doğru ve eskimez din işte budur. Fakat insanların çokları bilmiyorlar. (Rum, 30)

Fıtrat: Yaratılış

Din budur diyor yaratan, peki bunca tatava nedir?

Dikkat ederseniz hemen her peygamber için ona ''furkan'ı'' verdik der.

Furkan: Doğruyu yanlıştan/iyiyi kötüden ayırma bilgisi.

Şimdi bunu her peygambere veriyorsa bu bi süreç demektir! Her peygambere/haberciye döneminin furkanını veriyor. Yani işine göre furkan veriyor evrimi anlatıyor yine. Ne demiştik? İnsan, dünya ve evren dinamiklerine göre dinler geliyor. Din de zaten sistem demektir.

İnsan için belirlenen değişmeyen din olan ''fıtrat/yaratılış'' ne olsa gerektir?

Tabikide 5 duyudur. İşte ''Nesnel gerçeklik'' denen din bu kadar basittir.

5 Duyunun yorumsuz halidir fıtrat. Kesin gerçeklik olarak ortaya çıkan sonuçtur. Tad alırsın kesindir, acı çekersin kesindir, koku alırsın kesindir, görürsün kesindir, ses duyarsın kesindir.

Şu halde diğer tüm dinler insanı ''akıl ve bilim'' denen yazısız dine taşımak amacıyla gönderilmiştir.

Her şey de; ''binip binip geçeceksiniz/tabakadan tabakaya geçeceksiniz'' (İnşıkak 19) ayeti içindir.

Şimdi insanlık için uzaya açılma çağı geldi çattı, artık Kur'an misyonunu tamamlamak zorundadır. Şu anda daha fazla çıkar sağlamak amacıyla uzaya açılan bilimden bahsetmiyorum tabiki. Sekülerizm hedefiyle bu işi tümüyle çıkarına yönelik yapan güruhtan bahsetmiyorum, baya gidilecek yerleşilecek ve belkide insanlar kütle çekimi ile toprak/kaya parçaları birleştirip taşşaklarının keyfine göre atmosferli filanlı mini gezegenler yapacaklar filan... Tümüyle farazi tabi bu söylediğim ama belli de olmaz!

Ancak mevzuların özeti budur. Tüm kavga bu açılım içindir. Birileri tek dünya devleti diyor ve sekülerizm adlı piçlikle herkesi kontrol altına almaya çalışıyor bu yola çıkışta, diğeri ise nesnel gerçeklik temelinde ''akıl ve bilim dini'' diyor. Yani herhangi bi oluşumun yönetim dairesinde olmasınıi kontrolü kesinleştirip diğerlerini hipnoz ile biçimlendirerek uzaya açılmamızı Allah istemiyor.

Atatürk'ün tek dünya devleti fikrini görüp ona karşıt yaptığı yorumu bilir misiniz?

Tek dünya dini önerisi getirmiştir! İşte bu din nesnel gerçeklik temelinde ''akıl ve bilim'' dinidir. Atatürk sekülerizm denen fanteziyi çok iyi biliyordu ve reddetmişti. Çünkü hakikati biliyordu.




Baylar, İngiliz tarihçilerinden Wells iki yıl önce bir tarih kitabı yayımladı. Bu kitabın
son sayfalarında, “Dünya Tarihinin Gelecek Evresi” başlığı altında birtakım düşünceler vardır. Bunlar Birleşik Bir Dünya Devleti (Ungouvernement Federal Mondial) kurmak konusu ile ilgilidir.

Wells, bu bölümde, Birleşik Bir Dünya Devleti’nin nasıl kurulabileceği ve böyle bir devletin önemli ayırıcı niteliklerinin neler olacağı üzerindeki düşüncelerini ortaya atıyor;
adaletin ve tek bir yasanın buyruğu altında dünyamızın alacağı durumu canlandırmaya çalışıyor.

Wells: “Bütün egemenlikler tek bir egemenlik içinde eritilmezse ulusların üstünde bir erk yaratılmazsa dünya yok olacaktır.” diyor ve şu düşünceleri ileri sürüyor:

“Gerçek devlet, çağımız ileri yaşama koşullarının zorunlu kıldığı birleşik dünya devletinden başka bir şey olamaz. Kuşku yoktur ki, insanlar kendi yarattıkları şeylerin altında ezilmek istemezlerse ergeç birleşmek zorunda kalacaklardır.” diyor.

Ayrıca:

“İnsanlığın dayanışması ile ilgili büyük düşün gerçekleşebilmesi için ne yapmak ve
neyin önüne geçmek gerekeceğinin doğru olarak bilinmediğini; saldırgan bir dış siyasa geleneği olan devletleri, bir Dünya Birleşik Devleti’nin güçlüklerle temsil edebileceğini” ileri sürüyor. Wells’in şu düşüncelerini de burada anmak isterim:

“Avrupa ve Asya’nın ortak gereksinmeleri ve uğradıkları yıkımlar, belki dünyanın
bu iki parçasındaki ulusların bir ölçüde birleşmesine yarayacaktır. Olabilir ki,
dünya ölçüsünde bir birleşmeye gidilmeden önce, bir sıra birleşmeler yapılır.”

Baylar, bütün insanlığın görgü, bilgi ve düşünüşte yükselip olgunlaşması, Hristiyanlıktan, Müslümanlıktan, Budizm’den vazgeçerek yalınlaştırılmış ve herkes için anlaşılacak bir duruma getirilmiş katkısız ve lekesiz bir dünya dininin kurulması ve insanların, şimdiye değin, kavgalar, pislikler, kaba istek ve eğilimler arasında bir bataklıkta yaşadıklarını kabul ederek, bütün gövdeleri ve usları ağılayan kötülük etmelerini ortadan kaldırmaya karar vermesi gibi koşulların gerçekleşmesini gerektiren “Birleşik Dünya Devleti” kurma düşünün tatlı bir düş olduğunu yadsıyacak değiliz. Türkiye’ye tebelleş olmamaları koşuluyla halifecilerin ve müslüman birliği kurmak isteyenlerin gönüllerini hoş etmek için bizde de az çok buna yakın bir kuram
ortaya atılmıştı.

Ortaya atılan kuram şuydu: Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da ve dünyanın başka yerlerinde yaşayan Müslüman toplulukları, gelecekte herhangi bir gün, kendi başlarına buyruk bir duruma gelebilirlerse ve o zaman gerekli ve yararlı görürlerse, çağın koşullarına uygun nitelikte birtakım uzlaşma ve birleşme ilkeleri bulabilirler. Elbette her devletin,
her topluluğun birbirinden alacağı ve sağlayacağı şeyler bulunacaktır. Karşılıklı çıkarları olacaktır. Tasarlanan bu bağımsız Müslüman devletlerin yetkili delegeleri bir araya gelip bir kongre yapacaklar; böylece falan, falan Müslüman devletler arasında şu,
ya da bu ilişkiler kurulacaktır.

Bu ortak ilişkileri korumak ve bu ilişkilerin gerektirdiği koşullar içinde birlikte iş görmeyi sağlamak için, ilgili Müslüman devletlerin delegelerinden bir meclis kurulacaktır.

“Bu Meclisin başkanı, birleşmiş Müslüman devletleri temsil edecektir.” diye bir karar alınırsa, işte o zaman istenirse, o Birleşik Müslüman Devletine “Halifelik”, başkanlığına seçilecek kişiye de “Halife” adı verilir. Yoksa, herhangi bir Müslüman devletin bir kişiye bütün Müslümanlık dünyası işlerini yönetip yürütme yetkisini vermesi, us ve mantığın hiçbir zaman kabul edemeyeceği bir şeydir.

Görüldüğü üzere, eğer akıl sahibiyseniz yumuşak bi dille nasıl s.ktiğini görürsünüz. Adeta teşekkürler wells ama dinini devletini s.kerim diyor. Ama ekliyor da bu devlet fikri çok mantıklı zira ''İstikbal Göklerdedir''! Ancak, sizin güdümünüzde değildir diyor kısaca. Atatürk'ün din ve tek devlet diye önerdiği şeye iyi konsantre olmanızı isterim! Hepsini, hipnozu ve tezgahı ifşa eden bir oluşumdur. Dolayısı ile ortaya çıkacka olan Allah'ın hak dinidir.


Atatürk yalnızca Türk Milletinin değil, tüm Milletlerin bu lanetli illetlerden kurtulması için mücadele vermiş olan büyük liderdir.

Tüm dünya'da emsali görülmemiş bi galibiyetin mümessil/başkanlarına çakıyor burda. Bunlarda hint kabilesi yahudilerdir. Tüm dünyaya dağınık şekilde yayılmaları bu nedenledir, projedirler ve sonları geldi.
mark twain orcun
 
Mesajlar: 30
Kayıt: 26 Kas 2016 00:23

Dön Din & Felsefe
cron