Dogmasız, Heterodoks İnanç ve Şeytan Üzerine Yorumlarım

Din ve Felsefe üzerine fikir alışverişinde bulunuyoruz

Dogmasız, Heterodoks İnanç ve Şeytan Üzerine Yorumlarım

Mesajgönderen DoctorIsBack » 03 Ara 2022 01:48

facebook
twitter
gplus

UYARI! Bazı bireyleri rahatsız edebilecek fikirler içerebilir, bu başlıkta her şey sorgulamaya açıktır. :twisted:


Selam Vekilsizler :)

Beni tanıyanlar bilir, bu foruma 2013-2014 yılları arasında meraklı ve troll bir ergen olarak katılmıştım. O yıllarda inançsızlığa doğru kaymıştım. Ateizm ve agnostisizm arasında bir yerde bu yıla dek kaldım. Bu yıl yaşadığım değişim, hayatın ve hayatımın anlamını daha derin düşünmemle başladı. Materyalizm artık kesmiyor, insan gerçek bir motivasyona ve misyona ihtiyaç duyuyor yaşamak için. Ne mal ve mülk, ne de başka insanlar içinizdeki bu boşluğu doldurabiliyor. Ben de yıllardır yaşadığım bu manevi boşluğu doldurmak için iç dünyamda bir yolculuğa çıktım...

Öncelikle neden zamanında inançsızlığı seçtim ondan bahsedeyim. Ben aslında "blu çağına giren biri olarak dinimi öğrenmeliyim" gibi saf bir düşünceyle Kuran'ı okumaya başladım. Okudukça bana ters gelmeye başladı. Birçok tartışmalı ayet vardı, zaman zaman bazı ayetlerden rahatsız olmuştum. Bana pek etik ve doğru gelmemeye başladı. Kuran'ı dinine ilgi duyan bir çocuk olarak okumaya başlamıştım fakat dinsiz olarak bitirdim. Birçok tavsiye edilen tefsiri de okudum, yine de ters geldi. Sonrasında İncil'e bir şans verdim ki o benim için daha da kötü bir tecrübe oldu :roll:

Gelelim nasıl tekrar inançlı biri olduğuma. Yıllar sonra farkına vardım ki, ben Tanrı'ya bu kitaplardan dolayı küsmüştüm. Sonrasında kendime "neden Tanrı kutsal olduğunu düşündüğümüz kitaplardan ibaret olsun ki?" dedim. Başladım düşünmeye ve araştırmaya.

İnanç sistemleri temelde ikiye ayrılıyor, Legalizm ve Mistisizm. Legalizme örnek olarak Kuran Müslümanlığı ve Sünnilik verilebilir. Mistisizm ise daha çok Alevilik, Bektaşilik, Mevlevilik gibi kitap ve kurallar yerine daha çok felsefeye dayalı mezhepler ya da dinler. Ben aslında Tanrı'yı değil, legalizmi reddetmişim, fakat mistisizm ile hiç tanışmamışım. Ortodoks değil, Heterodoks bir inancın olabileceğini düşünmemişim.

Bir de dogma meselesine değinelim. Semavi dinlerin aklıma yatmayan taraflarından biri; Tanrı'nın neden biz aciz kullarını yarattığı ve sınava tabii tuttuğuydu. Bu kadar yüce bir varlık, neden bizim kulluk etmemizi önemsesin? Bu kadar yüce bir varlık, günahımızı veya sevabımızı neden önemsesin? Bu sorularımın cevabı hiçbir kitapta yazmıyor, başkaları tarafından bana verilen cevaplar da hiç tatmin edici olmadı. Dolayısıyla, dogma olarak direkt kabul etmem gereken imanın ve İslam'ın şartlarını kabul edemedim. Aynı şekilde, Hristiyanlığın da şartlarını kabul edemedim. Bu da beni, kitaplara göre bir kafir, sapkın, şeytanın kandırdığı bir insan yapar.

Bence Tanrı ve Şeytan

Ben Tanrı inancı olan biriyim. Fakat yukarıda okuduğunuz üzere kitaplara, ahirete, peygamberlere inanmıyorum. Deist gibi bir şeyim diyebiliriz. Tanrı inancım; göklerde beni izleyen bir varlıktan ziyade, içimde bir parçasını taşıdığım, vicdanımın kaynağı olan kutsal varlıktır. Bu kutsal varlık kim ve nasıl bir şey bilmiyorum. Elbette göklerden beni izliyor da olabilir. Yoruma çok açık. Dogma yok. Fakat bildiğim tek bir şey var; çoğu insanda var olan vicdan, inanma arzusu, Tanrı'yı arama ve hayatın anlamını bulma gayesi sebepsiz değildir. Maneviyat, biz insanların iç dünyasının önemli bir parçasıdır.

Şeytana gelelim. O da yine bir parçasını taşıdığımız, biz insanların bencil ve düşüncesiz tarafını temsil eden varlıktır. İnsanın doğasındaki kötülüğün kaynağıdır. Bu benim yorumum, herkes kendi çıkarımını yapmakta özgür. Dogma yok.

Dogma

Biliyorsunuz artık bilim, yeni din gibi bir şey oldu. Bilim artık, birçok insanın gözünde dinleri ve kutsal kitapları çürüttü. (Adem ve Havva yerine, evrim teorisi gibi) Dolayısıyla kutsal kitapların güvenilirliği sorgulanıyor. Özellikle genç neslin gözünde. Tabii ki kişiden kişiye değişir, ben doğru bu'dur demiyorum.

Kanunlara gelirsek, çoğu modern ve gelişmiş toplumların kuralları ve kanunları, dini yaslardan daha teferruatlı ve gelişmiş. Türkiye gibi çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede, Şeriat isteyen kesim çoğunluk oluşturamıyor.

Kısaca, insanlar dogmalardan yavaş yavaş uzaklaşıyor.

Sapkın mıyım? Yoksa Hakikate mi yaklaşıyorum?

Öncelikle, hayattaki misyonum hakikate ermek, eremiyorsam da bir gün erilmesine katkıda bulunabilmek, insanlığa ve iyiliğe katkı sağlamak. Hakikatten kastım evrenin, doğanın sırlarıdır. Tanrı'nın kanunları olan bilimi öğrenmektir.

(asıl tartışmalı konu)

Şeytan ise, bizi bu yoldan döndürmeye çalışır. Bizi bilimden ve ilerlemekten alıkoyar. Bu noktada legalizm ve kutsal kitaplar devreye giriyor zannımca. Kuran, Muhammed'in ölümünden takribi 15-20 sene sonra kitap haline getirildi. İncil, Yeni Ahit ve Eski Ahit ise zaten güvenilmez.

Legalizm, gelenekselciliği ve şekilciliği doğuruyor. Eğer bir insana bütün hayat ve sınav bir kutsal kitapta saklı derseniz, o insan kitabı tekrar tekrar okur. Altında anlamlar arar. Ayetlerin üzerindeki bitmek bilmeyen tartışmaların da sebebi bu'dur. Hani bazı hocalar diyor ya "İngilizce öğrenmeyin sorgu melekleri İngilizce sormayacak" diye, sebebi bir kitap üzerine bir ömür düşünüp, o kitap dışında hiçbir şeyi gerekli görmemesidir.

Ayet kapan diyor, kimi çarşaf giyiyor, kimi avret yerlerini örtüyor. Kimi saç dahil diyor, kimi saç açık olabilir diyor. Bu kısır tartışmalar yüzlerce yıl sürerken, elin Avrupalısı yeni kıtalar keşfediyor. Tıpkı İstanbul fethedilirken, Bizans'ın meleklerin cinsiyetini tartışması gibi.

Legalist mezhepler ve dinler tek tip bir inanç ve tek tip insanlar yaratmaya başlıyor. "Selamın Aleyküm" yerine "selam" diyen "kafir", sakalını ve bıyığını kesen "eşcinsel" yaftası yemeye başlıyor. Ve insanları birbirine düşürüyor. Tıpkı şeytanın istediği gibi.

Şeytan, Tanrı ile kul arasına girer (dini otoriteler). Şeytan, insanlar arasında şekilciliğe ve dolayısıyla kutuplaşmaya neden olur. İnsanlar, Tanrı'nın kanunlarını araştıracaklarına (bilim) aynı kitapları eşeler durur ve detaylarda kaybolurlar. Şahsi kanaatim, Şeytan'ın istediği de tam olarak bu'dur.

Kimsenin inancına saldırmak değil amacım, düşüncelerimi olduğu gibi yazdım buraya. Elbette ben, aciz bir kul olarak yüzde yüz hakikati biliyor olamam. Bu yazdıklarım, sadece beni bağlar. Kimseye karışmak gibi bir amacım yok. Her insan inancını dilediği gibi yaşamalı. Okuduğunuz için teşekkürler :)
I make my own luck.
Kullanıcı avatarı
DoctorIsBack
 
Mesajlar: 58
Kayıt: 21 Eyl 2020 11:20

Re: Dogmasız, Heterodoks İnanç ve Şeytan Üzerine Yorumlarım

Mesajgönderen DoctorIsBack » 03 Ara 2022 03:25

facebook
twitter
gplus

Sizin de bu konudaki fikirlerinizi almak isterim Vekilsizler :)
I make my own luck.
Kullanıcı avatarı
DoctorIsBack
 
Mesajlar: 58
Kayıt: 21 Eyl 2020 11:20


Dön Din & Felsefe