Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Din ve Felsefe üzerine fikir alışverişinde bulunuyoruz

Re: Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Mesajgönderen uohk061 » 12 Tem 2013 00:29

facebook
twitter
gplus

elifbajramovic yazdı:
uohk061 yazdı:
elifbajramovic yazdı:Bende bu konuya çok takığım. Özellikle namaz konusunda, bakıyorum insanlar bir sıra koymuşlar önce önce fatiha sonra sure bla bla.. Namaz dediğin Allaha yakarışsa neden dilediğin gibi yakarmıyosun, yalvarmıyosun da ezberlenmiş şeyleri papağan gibi okuyup namaz kıldım diyorsun dimi? Mesela ben peygamberimizin; "secde, kulun Allaha en yakın olduğu yer" dediği için çoğu duamı secdede yapıyorum, onlara göre benim yaptığım yanlış, bana göre de onların ki.


bence kendi içinde çelişiyorsun.çünkü bu; namazda ne okunur, eller ne yapılır, ayaklar nereye sokulur tarzı uygulamalar ya hadislere yada fıkıh uzmanlarının görüşüne göre belirleniyor.sen de peygamberimizin sözü olduğu iddia edilen bir şeye göre ne yaptığını belirlediğini söylüyorsun.adamlar da aynı şeyi yapmış oluyor o zaman.tek kaynak olarak Kur'an seçilmedikçe hiçbir konuda çözüm üretilemez bence.



Bence öyle olmuyorum elbette araştırmadan yapmış olduğum birşey değil, önemli noktaları anlatmaya çalışıcam, şöyleki;

Kuranda namazla ilgili geçen kelimeler;
1. Kıyam ruku, secde ( bakara 238, bakara 43, ali-imran 43, hac 26, tevbe 112)
2. Abdest ve boy abdesti ( maide 6, nisa 43)
3. Kıbleye dönmek ( bakara 115, 144, 149-150)
4. Kıyafet, temizlik ( araf 26,31)
5. Namaz vakitleri
Namaz, Allahı zikretmek , hatırlamak için yapılır.( taha 14)
kuran’da, namazda kuran okunmasına dair bir ifade geçmez. Fakat Kuran bize tanıtılırken, Kuran’ın “zikir” yani hatırlatma olduğu söylenir. Böylece biz namaz kılarken, edeceğimiz duada, Allah’a yakarışta, rehberimizin Kuran olduğunu anlamış oluruz. (Mesela salli-barik ve ettehıyyatu dualarıda kuran ayeti değildir)
Ayrıca namazın kuranda 3 vakit olarak belirtildiğini, 5 vakit namaz miraç olayına dayandırıldığını, namazın vaktinde farz olduğunu (nisa 103) bu farzın hayat boyu sürekli gözetilmesi gerektiğini (meariç 23), kuranda kaza namazı diye bir kavramın olmadığını , namazı kılmayanın ve ya kaçıranın bunun için Allah’a tövbe edebileceğini ve daha sonra namazlarına titizlikle devam edebileceğini de belirtiyorum, ve isa suresi 102 ayette de savaş zamanında insanların nasıl namaz kılacağı yazıyor.
Tabiki sadece üç vakitle sınırlamak yanlış, bu 3 vakit sadece farz olanlar. Allah’ı anmak, hatırlamak için kılınan her namaz makbuldür. Namaz günde beş vakit de kılınır, on vakit de kılınır. Namazın farz olan vakitleri bize mecbur olduğumuz alt sınırı belirtir, üst sınır ise serbest.
Eğer daha fazla ayrıntı istersen;
namazda ses tonu( isra 110)
cuma namazı ( Cuma 9-11)
korku namazı (bakara 239)
cenaze namazı (tevbe 84)
namaza çağrı( Cuma 9)
namazdan sonra Allahı hatırlama ( nisa 103)

bunların sonucunda oluşturduğum çıkarımla kılıyorum peygamberimizin hadiside sadece verdiğim bir örnekti.


bahsettiğin noktaları biliyorum evet.benim de demek istediğim bu zaten.ama eğer sen hadisi örnek gösterirsen başkaları da başka hadisleri örnek gösterir.böylece işin içinden çıkamayız.bu yüzden sadece şu mesajındaki gibi kur'an ayetleriyle konuşursan(konuşursak) daha iyi olur diye düşünüyorum.
uohk061
 
Mesajlar: 10
Kayıt: 11 Tem 2013 23:33

Re: Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Mesajgönderen eliaa » 12 Tem 2013 00:36

facebook
twitter
gplus

Aslında bir ayeti tek başına ele almakta çok doğru bir davranış değil tabi oda var neyse anlaşmış olmamıza sevindim
Kullanıcı avatarı
eliaa
 
Mesajlar: 945
Kayıt: 11 Tem 2013 22:57

Re: Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Mesajgönderen teslim » 12 Tem 2013 00:46

facebook
twitter
gplus

@elifbajramovic bence biraz Hintlerde çıkan ve bizde de devam eden Kuraniyyun(Kurancılık) akımına kapılmışsınız. Tabiki bizim için kaynak Kurandır. Ancak verdiğiniz ayetlerden ben şu anki namaz şeklini çıkaramadım. Sizin de verdiğiniz üzere mesela ''secde edin'' denilen ayet farklı yerde, 'rüku edin' denilen ayet başka yerde vb. Eğer sadece Kuran üzerinden namaz kılacak olsaydım mesela, bu ayetlere göre sanki secde ayrı bir ibadet, rüku ayrı bir ibadet gibi anlar ve öyle yapardım.Bunu yapmamda da bir çelişki olmazdı. Peygamber verdiğiniz ayetleri birleştirip bugünkü namazı ortaya çıkarmıştır. Eğer o bunu yapmasaydı siz bunu çıkarabilecek miydiniz ?

Yani Kuran tek kaynak fakat Peygamberin de o kaynağın içinde olduğunu unutmayalım. Hz.Aişeye ''Muhammedin ahlakı nasıldı'' diye sorulduğunda , ''Siz hiç Kuran okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kurandı'' diyor. Yani Kuranı insan şeklinde yaşayan bir peygamber var ortada. O halde onun yaptıklarını da bunun içine dahil etmeliyiz. Bu söylediklerimden 'hadisçi' bir din anlayışına sahip olduğum çıkmasın. Tam tersi 'hadisçi' din anlayışının bizi bu noktaya getirdiğini düşünüyorum. Fakat önce 'hadis' ve 'sünnet' farkını bilmeliyiz ve hadislerin de Kuranla uyum gösterdiği yerde bize bir rehber olabileceğini görmeliyiz. Kuranla çeliştiği yerde ise çöpe atmalıyız. Konuyu başka yere çektim galiba biraz ama yanlış anlaşılma yaratmamak adına yazıyorum.
İstek ve arzularını kendisine ilah edineni görmedin mi? (Furkan/43)

Amaç, düşünmek/sorgulamak değil hakikate/gerçeğe ulaşmaktır. Sorgulamak/düşünmek bu yolda gerekli bir araçtır.
teslim
 
Mesajlar: 180
Kayıt: 11 Tem 2013 23:42

Re: Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Mesajgönderen eliaa » 12 Tem 2013 01:15

facebook
twitter
gplus

teslim yazdı:@elifbajramovic bence biraz Hintlerde çıkan ve bizde de devam eden Kuraniyyun(Kurancılık) akımına kapılmışsınız. Tabiki bizim için kaynak Kurandır. Ancak verdiğiniz ayetlerden ben şu anki namaz şeklini çıkaramadım. Sizin de verdiğiniz üzere mesela ''secde edin'' denilen ayet farklı yerde, 'rüku edin' denilen ayet başka yerde vb. Eğer sadece Kuran üzerinden namaz kılacak olsaydım mesela, bu ayetlere göre sanki secde ayrı bir ibadet, rüku ayrı bir ibadet gibi anlar ve öyle yapardım.Bunu yapmamda da bir çelişki olmazdı. Peygamber verdiğiniz ayetleri birleştirip bugünkü namazı ortaya çıkarmıştır. Eğer o bunu yapmasaydı siz bunu çıkarabilecek miydiniz ?

Yani Kuran tek kaynak fakat Peygamberin de o kaynağın içinde olduğunu unutmayalım. Hz.Aişeye ''Muhammedin ahlakı nasıldı'' diye sorulduğunda , ''Siz hiç Kuran okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kurandı'' diyor. Yani Kuranı insan şeklinde yaşayan bir peygamber var ortada. O halde onun yaptıklarını da bunun içine dahil etmeliyiz. Bu söylediklerimden 'hadisçi' bir din anlayışına sahip olduğum çıkmasın. Tam tersi 'hadisçi' din anlayışının bizi bu noktaya getirdiğini düşünüyorum. Fakat önce 'hadis' ve 'sünnet' farkını bilmeliyiz ve hadislerin de Kuranla uyum gösterdiği yerde bize bir rehber olabileceğini görmeliyiz. Kuranla çeliştiği yerde ise çöpe atmalıyız. Konuyu başka yere çektim galiba biraz ama yanlış anlaşılma yaratmamak adına yazıyorum.


Yok haklı olduğun noktalar var elbet, mesela kendi kendime birşeyler çıkarırdım da ne kadar doğru olurdu bilemem, ve etrafta bu kadar uydurma hadis, sünnet varken kurana yönelmek de en doğrusu bu sebepten öyle bir izlenim yaratmış olabilirim.
Kullanıcı avatarı
eliaa
 
Mesajlar: 945
Kayıt: 11 Tem 2013 22:57

Re: Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Mesajgönderen teslim » 12 Tem 2013 01:21

facebook
twitter
gplus

elifbajramovic yazdı:
teslim yazdı:@elifbajramovic bence biraz Hintlerde çıkan ve bizde de devam eden Kuraniyyun(Kurancılık) akımına kapılmışsınız. Tabiki bizim için kaynak Kurandır. Ancak verdiğiniz ayetlerden ben şu anki namaz şeklini çıkaramadım. Sizin de verdiğiniz üzere mesela ''secde edin'' denilen ayet farklı yerde, 'rüku edin' denilen ayet başka yerde vb. Eğer sadece Kuran üzerinden namaz kılacak olsaydım mesela, bu ayetlere göre sanki secde ayrı bir ibadet, rüku ayrı bir ibadet gibi anlar ve öyle yapardım.Bunu yapmamda da bir çelişki olmazdı. Peygamber verdiğiniz ayetleri birleştirip bugünkü namazı ortaya çıkarmıştır. Eğer o bunu yapmasaydı siz bunu çıkarabilecek miydiniz ?

Yani Kuran tek kaynak fakat Peygamberin de o kaynağın içinde olduğunu unutmayalım. Hz.Aişeye ''Muhammedin ahlakı nasıldı'' diye sorulduğunda , ''Siz hiç Kuran okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kurandı'' diyor. Yani Kuranı insan şeklinde yaşayan bir peygamber var ortada. O halde onun yaptıklarını da bunun içine dahil etmeliyiz. Bu söylediklerimden 'hadisçi' bir din anlayışına sahip olduğum çıkmasın. Tam tersi 'hadisçi' din anlayışının bizi bu noktaya getirdiğini düşünüyorum. Fakat önce 'hadis' ve 'sünnet' farkını bilmeliyiz ve hadislerin de Kuranla uyum gösterdiği yerde bize bir rehber olabileceğini görmeliyiz. Kuranla çeliştiği yerde ise çöpe atmalıyız. Konuyu başka yere çektim galiba biraz ama yanlış anlaşılma yaratmamak adına yazıyorum.


Yok haklı olduğun noktalar var elbet, mesela kendi kendime birşeyler çıkarırdım da ne kadar doğru olurdu bilemem, ve etrafta bu kadar uydurma hadis, sünnet varken kurana yönelmek de en doğrusu bu sebepten öyle bir izlenim yaratmış olabilirim.


Önemli olan gerçeği aramak diyelim o zaman. Gerçeği arama adına uğraştığımız yolda yanlış düşüncelere kapılırsak Allah affetsin. Ayrıca Kurana yönelme konusunda sonuna kadar aynı fikirdeyim. Fakat hadis ve sünneti tamamen atmaktansa onu Kuran'a göre temizleyip almak daha doğru bir davranış diye düşünüyorum. Çünkü süpürüp atmak en kolayı, zor olan ayıklamak.
İstek ve arzularını kendisine ilah edineni görmedin mi? (Furkan/43)

Amaç, düşünmek/sorgulamak değil hakikate/gerçeğe ulaşmaktır. Sorgulamak/düşünmek bu yolda gerekli bir araçtır.
teslim
 
Mesajlar: 180
Kayıt: 11 Tem 2013 23:42

Re: Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Mesajgönderen dahauza » 12 Tem 2013 01:24

facebook
twitter
gplus

"Bir dini araştırmak" kısmıyla alakalı şahsi düşüncelerimi paylaşmak isterim:

Kronolojik bir sıralamayla gidersek yaptıklarımızı ve yapmamız gerekenleri listeyelim.

Öncelikle bir hadis-i şerifi tekrarlayalım; "Her çocuk İslam fıtratı üzere doğar, fakat ailesi onu Hristiyan,Musevi ya da dinsiz yetiştirebilir". Peki Islam çoğrafyasında doğmak yarışa 1-0 önde başlamak olmuyor mu? Malesef olmuyor. (mu acaba?)

Soru sormaya başladığımız yıllarda büyüklerimizden aldığımız cevaplarla, din konusunda _ilim_ sahibi oluruz. Örneklendirmek gerekirse babamızla yaptığımız bir gezintide, dağın arkasındaki dumanı görünce, "duman nedir" diye sorguladığımızda aldığımız cevap büyük ihtimalle "evladım dağın arkasında bir ateş yanıyor,bu yüzden duman çıkıyor" şeklinde olunca ateş hakkında az da olsa bir ilim sahibi oluyoruz.Duman varsa ateş de vardır.
Peki ya babamızın bize aktardığı bilgi _doğru_ değilse?

Maide suresi 104. ayette (babalarının dini üzere olmak) sorgulamamız gerektiğini öğrendiğimiz bu durum, ilmel yakin seviyesidir ki bu seviyede kalmak kişinin son nefeste tabii tutalacağı söylenen imtihanları geçmesinde en zayıf kalacağı durumdur ki sonuç Allahulalem.

Bunun bir basamak ötesinde hadisi şerifte bahsedilen _fıtrat_ sayesinde soru sormaya devam ederek, kendimize, ilim sahiplerine, .. ben bu dağın tepesine çıkayım, babamın bahsettiği ateş hakkaten var mı yok mu diye bir bakayım deme durumudur ki işte bu dağa tırmanmak çok meşakatli bir durumdur. Bunun başarabilmek için ilk şart, gerçeğe ulaşma isteğinizin, çekilen sıkıntılardan daha kuvvetli olması şartıdır ki yolun yarısında bananee deyip vazgeçmeyin.Peki yolun sonunda gerçekten bir gerçek var mı? Bu durumu doğrulayan bir hadisi şerifi paylaşalım:

"Siz bildiklerinizle amel ederseniz, Allah (c.c.) size bilmediklerinizi öğretir."

Bu meşakatli yolun sonunda, yani dağın tepesinde, görüyoruz ki ateş yanıyor ve duman bu yüzden çıkıyor.Bu duruma da aynel yakin deniyor. Artık emin oluyoruz, eğer duman varsa ateş de vardır.

Peki bunun ilerisinde ne var? DAHA fazlasını isteyenler için, bir sonraki sorulacak soru ise, "Peki bu ateş neyin nesi" olduğunda yapılacak şey dağdan aşağı inerek ateşin yanına kadar gitmek ve gerekirse içine girip yanmaktır.

Bizzat ateşte yanarak öğrendiğimiz bu duruma ise hakkel yakin denir ki bu seviyeye gelen, yolundan şaşmayan insanlar için şöyle bir müjde vardır:

Fecr suresi 28, 29 ve 30. ayet:

“Sen O’ndan razı, O da senden razı olarak Rabbine dön!"
“(İyi) kullarımın arasına gir.”
“Cennetime gir.”

Hangi ülkede doğmuş olursa olsun, hangi ebeveynler tarafından büyütülmüş olursa olsun, soru sormaya devam eden ve "amann boşver" engellerine takılmayan herkes için _din_ en güzel yol göstericidir. "İtibar sonadır" uyarısını unutmadan etrafımızdaki insanları dindar ya da dinsiz olarak yargılamakla vakit kaybetmektense kendi seviyemizi sorgulayıp elimizden geleni yapmalıyız.
dahauza
 
Mesajlar: 53
Kayıt: 12 Tem 2013 00:35

Re: Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Mesajgönderen SiDRe » 12 Tem 2013 01:29

facebook
twitter
gplus

teslim yazdı:@elifbajramovic bence biraz Hintlerde çıkan ve bizde de devam eden Kuraniyyun(Kurancılık) akımına kapılmışsınız. Tabiki bizim için kaynak Kurandır. Ancak verdiğiniz ayetlerden ben şu anki namaz şeklini çıkaramadım. Sizin de verdiğiniz üzere mesela ''secde edin'' denilen ayet farklı yerde, 'rüku edin' denilen ayet başka yerde vb. Eğer sadece Kuran üzerinden namaz kılacak olsaydım mesela, bu ayetlere göre sanki secde ayrı bir ibadet, rüku ayrı bir ibadet gibi anlar ve öyle yapardım.Bunu yapmamda da bir çelişki olmazdı. Peygamber verdiğiniz ayetleri birleştirip bugünkü namazı ortaya çıkarmıştır. Eğer o bunu yapmasaydı siz bunu çıkarabilecek miydiniz ?

Yani Kuran tek kaynak fakat Peygamberin de o kaynağın içinde olduğunu unutmayalım. Hz.Aişeye ''Muhammedin ahlakı nasıldı'' diye sorulduğunda , ''Siz hiç Kuran okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kurandı'' diyor. Yani Kuranı insan şeklinde yaşayan bir peygamber var ortada. O halde onun yaptıklarını da bunun içine dahil etmeliyiz. Bu söylediklerimden 'hadisçi' bir din anlayışına sahip olduğum çıkmasın. Tam tersi 'hadisçi' din anlayışının bizi bu noktaya getirdiğini düşünüyorum. Fakat önce 'hadis' ve 'sünnet' farkını bilmeliyiz ve hadislerin de Kuranla uyum gösterdiği yerde bize bir rehber olabileceğini görmeliyiz. Kuranla çeliştiği yerde ise çöpe atmalıyız. Konuyu başka yere çektim galiba biraz ama yanlış anlaşılma yaratmamak adına yazıyorum.


Selamlar,
Namazın İbrahim peygamberden bu yana uygulanan bir ibadet olduğunu gerek Kuran ayetlerinden gerekse kitap ehlinin süregelen ibadetlerinden anlayabiliyoruz:

http://www.youtube.com/watch?v=LJKQFHg4Xo0
(elime ilk gelen videoyu kopyaladım, sizler de aratabilirsiniz)

***Bildiğimiz üzere müminler hiç bir peygamberi birbirinden ayırmamakla yükümlüdür:

Bakara Suresi 136 Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından HİÇ KİMSEYİ ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız."

Bakara Suresi 285 Resul, Rabbinden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden HİÇBİRİNİ ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdi: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabbimiz. Dönüş yalnız sanadır."

Ali İmran Suresi 84 De ki: “Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a, torunlarına indirilmiş olana, Musa’ya, İsa’ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık.Onlardan HİÇBİRİNİ ötekinden ayırmayız.Biz O’na teslim olanlarız.”

*** Ve bir an için farz edelim kiaşağıdaki ayet Muhammed peygamberin sünnetinden bahsediyor:
Mümtehine Suresi 6 Yemin olsun, onlarda sizin için, Allah'ı ve âhiret gününü arzu edenlere çok güzel bir örnek vardır. Kim yüz çevirirse şunu bilsin ki, Allah, sınırsız zengindir; tüm övgülerin sahibidir.

*** O zaman aşağıdaki ayeti nasıl yorumlayacağız ve İbrahim peygamberin sünnetine nereden ne şekilde ulaşacağız?
Mümtehine Suresi 4 İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!"

Özetle sünnet Kuran'ın dışında aranacak birşey değildir aslında.
Kuran'ın binlerce ayeti "De ki..., "Şöyle yap", "Şöyle yakar" şeklindedir. Zaten bunlar örnek alınarak peygamberin gerçek sünnetine ulaşılabilir.

Sevgiler
Hayatta insanın varoluş sebebini sorgulamasından ve bulmaya çalışmasından daha önemli ne olabilir?
Kullanıcı avatarı
SiDRe
 
Mesajlar: 437
Kayıt: 23 Haz 2013 01:42

Re: Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Mesajgönderen uohk061 » 12 Tem 2013 05:54

facebook
twitter
gplus

teslim yazdı:@elifbajramovic bence biraz Hintlerde çıkan ve bizde de devam eden Kuraniyyun(Kurancılık) akımına kapılmışsınız. Tabiki bizim için kaynak Kurandır. Ancak verdiğiniz ayetlerden ben şu anki namaz şeklini çıkaramadım. Sizin de verdiğiniz üzere mesela ''secde edin'' denilen ayet farklı yerde, 'rüku edin' denilen ayet başka yerde vb. Eğer sadece Kuran üzerinden namaz kılacak olsaydım mesela, bu ayetlere göre sanki secde ayrı bir ibadet, rüku ayrı bir ibadet gibi anlar ve öyle yapardım.Bunu yapmamda da bir çelişki olmazdı. Peygamber verdiğiniz ayetleri birleştirip bugünkü namazı ortaya çıkarmıştır. Eğer o bunu yapmasaydı siz bunu çıkarabilecek miydiniz ?

Yani Kuran tek kaynak fakat Peygamberin de o kaynağın içinde olduğunu unutmayalım. Hz.Aişeye ''Muhammedin ahlakı nasıldı'' diye sorulduğunda , ''Siz hiç Kuran okumuyor musunuz? Onun ahlakı Kurandı'' diyor. Yani Kuranı insan şeklinde yaşayan bir peygamber var ortada. O halde onun yaptıklarını da bunun içine dahil etmeliyiz. Bu söylediklerimden 'hadisçi' bir din anlayışına sahip olduğum çıkmasın. Tam tersi 'hadisçi' din anlayışının bizi bu noktaya getirdiğini düşünüyorum. Fakat önce 'hadis' ve 'sünnet' farkını bilmeliyiz ve hadislerin de Kuranla uyum gösterdiği yerde bize bir rehber olabileceğini görmeliyiz. Kuranla çeliştiği yerde ise çöpe atmalıyız. Konuyu başka yere çektim galiba biraz ama yanlış anlaşılma yaratmamak adına yazıyorum.


Biz bu kitabı sana, her şeyin ayrıntılı açıklayıcısı, bir doğruya iletici, bir rahmet, Müslümanlara bir müjde olarak indirdik. (16-Nahl-89)

Kimse kusura bakmasın.Bu ayetten sonra hala sünnettir hadistir diyen varsa ben bir şey demiyorum.her şeyi neden sistematiğe oturtmaya çalışıyorsunuz ki?Bırakın Allah nasıl takdir ettiyse öyle olsun.Namazı herkes nasıl anlıyorsa öyle kılsın.Herkesin uygulaması kendine herkesin hesabı kendine.tek doğru varmış gibi Allah'ın belki bilerek ucunu açık bıraktığı yerleri doldurmaya çalışmayın.
uohk061
 
Mesajlar: 10
Kayıt: 11 Tem 2013 23:33

Re: Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Mesajgönderen ceci » 12 Tem 2013 10:28

facebook
twitter
gplus

elifbajramovic yazdı:Bende bu konuya çok takığım. Özellikle namaz konusunda, bakıyorum insanlar bir sıra koymuşlar önce önce fatiha sonra sure bla bla.. Namaz dediğin Allaha yakarışsa neden dilediğin gibi yakarmıyosun, yalvarmıyosun da ezberlenmiş şeyleri papağan gibi okuyup namaz kıldım diyorsun dimi? Mesela ben peygamberimiz; "secde, kulun Allaha en yakın olduğu yer" dediği için çoğu duamı secdede yapıyorum, onlara göre benim yaptığım yanlış, bana göre de onların ki.


Müslümanlar namaz ibadetini yerine getirmeli ve bu ritueli mükemmel bir şekilde uygulamalıdır. Nedir bu mükemmel uygulama biçimi; Namazın kendi içerisinde tutarlı bir takım, yapılması gereken eylemler vardır. Bu eylemlerden biri, okunan sözler ve duaları belli bir sıralamada okumaktır. Eğer müslümanlar namaz ibadetini yerine getirmek isterse, bu şartları yapmak zorundadır.

Çok güzel bir söz söylediniz. "Secde kulun Allah'a en yakın olduğu yer" ne kadar da kusursuz bir kelimeler dizimi.. Eğer bir insan namaz ibadetini kurallarına göre eda ederse ortada hiç bir problem kalmıyor. üstüne üslük secde sırasında okuması gereken sözleri okuduktan sonra secdede istediği kadar kalabilir ve istediği sözleri söyleyebilir. Bunda bir beis göremiyorum.
Resim
Kullanıcı avatarı
ceci
 
Mesajlar: 3205
Kayıt: 11 Tem 2013 22:57
Konum: İstanbul & Addis Ababa

Re: Bir dini araştırmadan gereklerini yerine getirmek

Mesajgönderen sarı » 12 Tem 2013 12:20

facebook
twitter
gplus

teslim yazdı:Bu konuyla alakalı numarası aklımda olmayan bir ayet okumuştum. Meali şöyleydi "İnanan sağlam bir delile dayanarak inansın,inkar eden de bir delile dayanarak inkar etsin''


bu yüzden yalnızca inanların değil inanmayanların da Kuran okuması lazım. insan bir şeye inanmıyorsa neye inanmadığını bilmelidir.
sarı
 
Mesajlar: 26
Kayıt: 11 Tem 2013 23:36

ÖncekiSonraki

Dön Din & Felsefe
cron