NAKİL İLE UZUN YAŞAMAK MÜMKÜN OLSAYDI
İNSANLIĞA YAZIK OLURDU
Prof. Dr. Mehmet Mutaf
Gaziantep Ünv. Tıp Fakültesi Cerrahi Bilimler Bölüm Başkanı
Hayati organların yetmezliği durumunda elbette ki nakiller hayatta kalmayı sağlıyor ama kesinlikle ömrü uzatmıyor. David Rockefeller’ın ömrünün nakillerle uzadığına inanmıyorum. Onlar, kazalarla ölenler dışında genetik olarak uzun yaşayan bir aile. Zaten genç insanların organlarıyla vücudunuzu yenileyerek uzun yaşamak söz konusu olsaydı insanlık adına da yazık olurdu. Ben Rockefeller’ın 100 yıl yaşamasına şaşırdım. Çünkü her nakilden sonra organ reddini önlemek için bağışıklık baskılayıcı ilaçlar verilir. Bu ilaçların etkisiyle de bağışıklık sistemimiz zayıflar. Zayıflayan bağışıklık sisteminin sonunda da kanser hücreleri çoğalma imkânı bulur. İlk 5 yıl yüzde 52 kanser riski vardır ve bu, bütün nakiller için geçerlidir. Üstelik bu risk, 10 yıllık süreçte yüzde 70’lere çıkar. Kısacası daha genç kalayım diye nakil yaptırmak söz konusu olamaz. Rockefeller’ın durumu bir etik problemi akla getiriyor: 70 ya da 100 yaşındaki bir insana bir organ naklinde karar veren heyeti sorgulamak gerekir.
Bir sürü genç insan beklerken 100 yaşındaki birine nakil yapmak ancak ‘parayla etik kurulları etkilemek’le açıklanabilir. Sizce Rockefeller, bu kadar ilacın yan etkilerinden nasıl kurtulmuş olabilir? Neredeyse kendinden alınmış gibi uyumlu donörler bulunmuş. Bunun nasıl olduğu da belli: İnsanların kan örnekleri, DNA örnekleri ülkeden ülkeye çalınıyor.Şimdi vücut naklinden bahsediliyor. İnsanlar hep ütopyadan hoşlanıyor ama kimse fazla beklentiye de girmesin. “Felçliyim, vücudum değişse, yürürüm” diye düşünenler, yine yürüyemeyecek, yine kollarını hareket ettiremeyecek. Omurilik tamirlerinde kesinlikle geriye dönüş olmuyor. Vücut sadece bir pompa olarak, kalp pompası gibi beyne kan ve oksijen göndermek için nakledilecek, ona ömür katmak için. Yani beyni, kafayı canlı tutmak için vücut bir pompa görevi görecek, hepsi bu kadar.
3D yazıcılarla organ üretiliyor ama hayır, insanoğlu, gitgide robotlaşmıyor. Aksine robotlar insanlaşıyor. Takma kolunun, bacağının olması, bütün hücrelerinin biyonik olması insanın hâlâ insan olduğu gerçeğini değiştirmez. Duyguları olduğu sürece insan, insandır.
Kaynak :
http://m.hurriyet.com.tr/Haber?id=28958740