MEDYA vs BASIN vs GEZİ PARKI vs vs vs…

Siyaset, Din ve Felsefe dışında kalan ciddi konularda makaleler, blog yazıları, videolar vb. materyaller paylaşarak fikir alışverişi yapıyoruz

MEDYA vs BASIN vs GEZİ PARKI vs vs vs…

Mesajgönderen qwert » 11 Tem 2013 23:04

facebook
twitter
gplus

İnsanlar bu iş yoğunluğunda dünyadan habersiz bir şekilde hayatlarına devam ediyorlardır. Tabi internet bu durunu biraz hafifletiyor. Gazetelerin internet sayfalarından ve haber sitelerinden birçok şeye ulaşılabilir kuşkusuz ama mesele sadece bu değil. Aynı zamanda kendi dünyamızda bu haberleri değerlendirmemiz gerekir. Okuduğunuz bir haberin arkasını önünü iyi irdelemek ve onunla ilgili bir yargı oluşturmak, hemen karar verilecek bir durum değildir hele de siyasi alanda. Evet, bir kıza tecavüz eden bir şerefsiz hakkında karar vermek için çok da beklemeye gerek yoktur zira bu yazılı olarak yer almayan ancak anayasa ve yasalardan bile daha keskin olan ve hemen uygulanabilen bir toplum ve ahlak kuralıdır. Toplum ve ahlak kuralları yüzyıllar boyunca oluşur ve zaman zaman değişebilir veya esneyebilir ama çoğu durumda nettir ve tartışma götürmez durumdadır. Ama okuyacağınız bir Suriye haberi ya da Arap Baharı haberini iyi değerlendirmek gerekir. Siyasi, askeri hatta ekonomik durumlar ciddi anlamda bilgi ve takip gerektiren konulardır. Haber ve bilgi, devamlılığı getirir. Bu nedenle bir siyasi karakter, parti ya da özel sektör veya kamu kamu kuruluşu ile ilgili fikir edinmek ya da doğru fikir edinmek bazı durumlarda çok zordur. Tabi bu bahsettiğim devlet kurumları veya yaptıkları hatalar ile sansasyonel etki yaratabilecek kurumlar. Bu nedenle fikir edinirken mümkün olduğu kadar çok kaynağa ve özellikle farklı ideolojilere sahip kaynaklara göz atmak daha doğru olur. En önemlisi ise haberi sadece haber olduğu için haber yapan NTV gibi kanallara göz atmak özellikle bir olayla ilgili olarak ilk fikir edinme aşamasında çok önemlidir. Ancak Kanal D ya da ATV gibi Doğan Grubu’na ya da Çalık Grubu’na ait olan kanallar için aynı durumu söylemek zor. Bu kanallar tamamen iktidar lehinde ya da aleyhinde yayın yapıyor diyemem ama dikkat ettiğiniz zaman bir haberi sunuştaki üslup bile bu durumu açığa çıkarabilir. Bu kanallar da çok değerli ve ana haber bültenleri gerçekten başarılı ama Başbakan’ın seçim zamanları dışında genel olarak ATV’ye çıkması ya da yıllardır Doğan Grubu’nun kanallarına çıkmaması ve Aydın Doğan ile olan tartışması durumu özetler nitelikte. Tabi ki bu kanallar Sözcü, Cumhuriyet ya da bir zamanların Kanaltürk’ü ya da şimdilerin STV’si gibi direkt olarak tarafını belli edip öyle haber yapmıyor ancak özellikle iktidarı eleştiren bir haber olduğu zaman ATV daha yumuşak perdeden girerken Kanal D demir yumruk gibi giriş yapabiliyor. Ancak bu bahsettiğim sapma oranı çok fazla değil yani bu iki Grubu’ da bir tarafın kanalı diyemeyiz.

Ancak bu son gezi parkı olayları ile birlikte medya derinden yara aldı. Zira yıllardır tartışılan basın ve medyanın tarafsızlığı ve ne kadar etki altında olduğu yeniden tartışılmaya başlandı. Aslında buradaki temel sıkıntı tıpkı ülke demokrasi gibi medyanın da tam olarak zeminine oturmamasından kaynaklanıyor. Zira biz de özellikle köşe yazarları başbakana saldıran ve başbakanı destekleyen ve bu olgu üzerinden birbirini eleştiren gruplara ayrılmış durumdalar. Özellikle liberal ve solcu diyebileceğimiz yazarlar muhalefet parti liderlerinin üstünde bir tavır takınarak liderlik rekabetinde başbakanı kendilerine rakip görüyorlar. Aynı bir topluluğa konuşan siyasi bir lider gibi davranıyorlar. Erdoğan’ın da tepkisini çeken nokta ve bu köşe yazarlarını kalemşör olarak nitelemesi bu noktada başlıyor. Hâlbuki medyanın ve basının görevi bu değil. Siyasi bir rakip olarak davranmak en nihayetinde onların meşruluğunu da ortadan kaldırıyor. Böylece aslında dikkate alınmaya değer görüşleri bu siyasi propagandanın altında eriyor. Karşıt görüşlü insanlarında ya ön yargı ile yaklaşmasına neden oluyor ya da ön yargısının kırılmasını engelliyor. Bu noktada özellikle ulusalcı medyanın bir siyasi lider gibi değil bir gazeteci gibi davranması önemli. Her ne kadar ulusalcı medya özellikle doğan ve hürriyet grubu sayesinde güçlü olsa da bu onların saygınlığını giderek azaltıyor. Endişem o ki Türkiye’de şu an yaşanan muhalefet sorununa bir de muhalif basın veya daha doğru tabir ile çok sesli basın sorunu eklensin. Yıllardır özellikle muhafazakâr ve Kürt kesimin neler yaşadığına dair yabancı kalan bir basın ve medya vardı. Ulusalcı kesimin gücünü kaybetmesi ile birlikte bu sefer özellikle sağ basında ulusalcı grup benzer sorunlar yaşamaya başladı. Bu en azından insanlar arasında bir empati yapmaları açısında olanak sağlayacaktır diye düşünüyorum. Diğer en önemli sorun ise medya gruplarının sahiplerinin çok güçlü iş adamları olması. Maalesef hem Türkiye’de hem de dünyada bu anlamda ciddi sorun var ancak onlar demokrasi oluşumlarını bir zemine oturttukları gibi medya ve basının da evrimini tamamlamış durumdalar. İş adamlarının Türkiye’de tüm iktidarlarla olan yakın ticari ve siyasi ilişkileri medyanın tarafsızlığını ciddi anlamda etkiliyor. Gezi parkında yaşanan medya faciası da bundan ibarettir. Velev ki karşıt yayın yapan Hürriyet grubunun da temel sorunu o grubun sahibi olan Aydın Doğan’ın başbakanla yaşadığı sürtüşmeden ibaret. Eğer biz medya gruplarını iş adamlarının elinden kurtaramazsak bugün gezi parkını dikkate almayan medya yarın öbür gün iktidar değiştiği zaman geçmişte olduğu gibi muhafazakâr grubu, Kürt’leri veya farklı siyasi görüşe sahip grupları dikkate almayabilir. Diğer en önemli sıkıntı ise medya gruplarının dış basınla olan ilişkisi. Örneğin Hürriyet grubunun hisse sahipleri Alman Bild dergisinin sahipleri. Bu da medyanın meşruluğunu etkileyen en önemli sorunlardan biri durumunda. Zira dışarıya hizmet ediyor gibi bir etiket yemek direkt olarak sizi taraf olarak gösteriyor. Şu anki durum ise medyanın tarafsız ve olayları olduğu gibi verme görevini yerine getirmemesinden kaynaklanıyor. Bu da uzun vadede tüm medya ve basını iktidar uşağı algısından kurtaramayacaktır. Aslında hep soruluyor ya gezi parkında kim kaybetti diye. İktidar mı muhalefet mi diye? Herkes zarar gördü ama aynı zamanda kar da sağladı bu durumdan. Örneğin en başta iktidar zarar gördü ama eylemlerin hala devam etmesi onlara kar sağladı. Muhalefet başta kar sağladı ama uzun vadede bu karı heba etti. Ancak kaybeden arıyorsak eğer tek kaybeden var o da medya ve basın oldu.

Neyse medyayı az çok ele aldık. Benden size tavsiye. Uyanık olun. Son olaylarda gösterdi ki TV’de, gazetede her gördüğünüze inanmayın. İnsanları en kolay medya ile kandırırlar ve siz de o fikirlerin en güçlü savunucusu olursunuz. Unutmayın bu ülkede darbelerin yapılmasında başbakan ve bakanların asılmasında, insanların nedensiz idam edilmesinde, sağ-sol olaylarında ve daha birçok olayda medya büyük rol oynadı. Unutmayın unutturmayın her gördüğünüze inanmayın akıllı olun. Eğer bir şey sizi şiddete en basitinden kötüye götürüyorsa o şey yanlıştır. Hadi eyvallah.
qwert
 
Mesajlar: 4
Kayıt: 11 Tem 2013 23:00

Dön Serbest Kürsü
cron