Dikkate alıp cevapladıgınız için her birinize teşekkür ederim. Gerçekten de ne dedigimi iyi anlayarak doyurucu yorumlar gelmiş sanıyorum herkesin de bõyle bi niyeti var çok düşünülmüş bu konular
müsaadenizle şahsım adına gitme ve kalma seçeneklerinin artı ve eksilerini yazmak istiyorum. Ilginizi ne kadar çeker bilmiyorum ama anlatırsam daha iyi hissederim gibi geliyor bu yüzden anlatmak istiyorum. Biraz uzun olabilir okuyup küfretmeyin
Öncelikle Güneydogu'da yaşadığımı ve köklü eskiden beri siyasetin içinde olan bir aileden geldiğimi belirteyim. Ailem zamanında daha Pkk bu denli bütünleşmemişken bölgedeki problemler nedeniyle çoğu kez bizzat silahlanıp mücadele etmiş ve bu yolda çok kayıplar da vermiş bir aile. Bu insanlar Pkk'yla gereken mücadeleyi verirken aktif siyasette de kürt haklarının da savunuculuğunu daha o zamandan yapmaya çalışmışlar ancak izin verilmemiş tabi ki. Bunlardan biri babamın rahmetli dayısı. Hani bir insanın bir hedefi hayatı boyunca ne kadar isteyebileceğini düşünün. Onun kat ve kat fazlasıyla ben bu adama ve rahmetli babama layık olabilmek onların yarım bıraktıklarını tamamlayabilmek için yaşıyorum. Kalmanın en büyük artısı bu olacak tabi ki.
Ayrıca hem kürt kimliğinin savunuculuğunu üstlenen hem de bunu birlikte yaşama ortak vatan üzerine temellendiren birinin devletin başında olduğunu düşünün. Böyle bir durumda ya iki taraf da kendine ters bulduğu şeye takılarak bu fikre yanaşmayacak ya da kendileriyle örtüşen kısmı görüp canla başla destekleyecek. Bence ikinci ihtimal %51le önde ama büyük bir risk
tabi ki bunu bir siyasi kaygıyla orta yol endisesiyle yapıyor olmayacagım gercek fikirlerim bunlar.Ayrica ülkenin içinde oldugu durumdan kurtulması vesaire hepinizin bildiği sonuçlar olduğu için detaylara inmiyorum.
Kalma konusunda negatif cok sey yok ama onemli seyler. Öncelikle sizin de değindiğiniz gibi çok uzun ve çetrefilli bir iş. Insanımız maalesef çok fazla temel eksige sahip oldugu gibi degisime de kapalı. Kimseyi küçümseme gibi bir niyetim yok yanlış anlamayın ama burayı okuyan biri zaten neleri kastettiğimi biliyordur. Ayrıca siyasetin kirli ve "dün başka bugün başka"larla dolu yönüne çok uzağım ama bunu iyi bir yön de sayabiliriz sonuçta böyle seylere uzak biri oralara gelirse elbet o siyasi ortam da uzaklasabilir bu tutumlardan. Son bir değerlendirmeyle kalma konusunu kapatmak istiyorum. Yine garip gelecek ama bu dusunduklerim icin kendimi mecbur hissediyorum. Derinlerde bir yerde aranan kan gibi hissediyorum ve gercekten siyasetten nefret etmeme ragmen bu benim borcum mecburum gibi geliyor. Bunu lütfen kendini begenmislik olarak algilamayin ancak o kisi olmanin otesinde o kisi olma mecburiyeti gibi düşünün. Sırf bu yüzden kişisel gelişimime çoğu şeyden fazla vakit ayırmaya çalışıyorum çünkü kendimi yeterli gördüğüm anda gelişimin duracagının farkındayım.
Böylelikle kalma konusunu kapatıyorum aklıma başka bir şey gelirse editleyebilirim bu kısmı. Gelelim gitmeye...
Artıların en başında her gün sağda solda imrenerek okuduğumuz medeni ve bazı şeyleri aşmış bir toplumda yaşamaktan kaynaklanan insan hayatının bir değeri olması yatıyor. Yani bir muhasebesini yaptigim zaman benim çocuğumun ben burda mücadele ederken bir bombayla ölmesinin yerine senede 50 ölüsü olan Norveç gibi bi yerde yaşamasını isterim. Bu konuda da artıları çok fazla uzatmayacağım yine genel geçer bilinen şeyler. Gitme konusunda çok fazla artı var ve her biri tek başına yeterli birer sebep ama onun da bazı çetrefilleri var buyrun anlatayım.
En önemli sorun ;
Tamam gidelim gidelim ama NEREYE ?
Öncelikle belirtmedim sanırım hukuk fakültesi son sınıf öğrencisiyim ve artık başka meslek yapabileceğimi de zannetmiyorum. Gittiğim yerde denklik almak için sınavlar eğitimler almak gerekiyor. Tamam eyvallah ama bu durumda da dil problemi ve diline az çok hakim olduğum ingilizce öne çıkıyor. Yani gitme ihtimali İngiltere Amerika ve ingilizce konuşulabilen diğer ülkelerle sınırlanıyor. Ki bunlar da avukatlara en zor denklik veren ülkeler. Hadi kabul ettim göze aldïm diyelim. 4seneye yakın bir süredir devam eden ve hayırlısıyla evleneceğim bir de kız arkadaşım var ve kendisi de hukuk öğrencisi. Ve yabancı dillere baya baya uzak. Yani garip gelecek ama kendim bile göze almaya çekinirken kızdan nasıl isteyebilirim ki bu kadarını. Yok derse nasıl ısrar edebilirim ki.
Toparlamak gerekirse bu iki zor yol var önümde bunlardan biri umarım olur. Hangisi olursa da gerçekten aklım ötekinde kalmaz. 3.bir ihtimal olarak hem burda kalıp hem de hicbir sey yapmamak olmasın yeter bana.. olumlu olumsuz görüş bildirirseniz sevinirim gece gece rahatladım okudugunuz için teşekkurler..